- Kategori
- Şiir
Kendine yardım

Tanrı bilir, ne ekeceğimi!
Ikınıp duruyor
Elinde
beli
-Kolay gele! dedim...
Dizine geldi.
-Hayırdır, ne ekeceksin!
Doğruldu,
terini sildi.
Gözleri gökyüzünü gösterdi
tevekkülle;
Tanrı bilir! gibi.
-Bi soluk alsan!..
Oynattı başını;
-Alıyorum!
gibi
-Hava ne güzel! dedim.
Dudak büktü;
Ne değişir ki!
gibi
-Bak! dedim,
gelenler var!
Omuz silkti,
kaş döktü;
normal
gibi
-Belki yardım ederler!
dedim.
Geriye attı başını.
Bekleme,
hiç olmadı;
gibi
-Neyse! Dedim,
bari ben onlara yardım edeyim!
Önce kararsız yana
Sonra öne arkaya
Salladı başını
gülümseyerek;
git!
gibi.
Tepeye kadar yürüdüm
yoruldum,
Kalbim duracak gibi.
Yürütmediler dönüşte.
Bindirdiler tahtırevana…
Kuruldum rehavetle.
Yedirdiler içirdiler,
bir güzel
yıkadılar,
Başka isteğim olamazdı;
zaten sormadılar.
Açıldı örtülü resim,
Kimdi göremedim!
İki avucu buluşuk
Yanağına yapışık
Boynu bükük.
Sanki
-Haydi uykuya!
gibi.
-Gidiyorum,
hoşça kalın! dedim.
Uzandı tuttu beyaz eteğimi.
Açtı yüzümü,
Dudakları kulağıma değdi.
Fısıldadı:
-Tanrı bilir ne ekeceğimi!
Kapayarak gözümü
Eğdim başımı,
Anladım!
gibi.
Bir açtı mı ağzını
Bir daha konuşturmuyor.
Hiç çekilmiyor,
Azrail’in
Tırpanlı
sohbeti.
Öncel İpekçi