Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Kendini kendinden başka anlayan biri olmayan biri olmak

Bu nasıl bir hayat sevgili blogum? Ağlıyorum, göz yaşlarımı gören yok. Yahu konuşacak kimse mi olmaz? Sen niye canlı değilsin blogum? Benim cici blogum. Bu gece çok mutsuz başladı ağlayarak ve kızarak, irade yoooookkk, güç yooookkk, bilgi yoookkkk.... Üniversitede çok sevdiğim bir hocam bu sac ayağından bahsederdi. Bir eylem yapmak için o üç şeyden birinden bile mahrum olmamak lazımmış, yoksa ne başarıııı, ne mutluluuukkk yaptığın eylemler kupkuru cansız...

Bu gece bir gücüm olsa blogum, ne yapmak isterdim? Beni tanımış ve hala tanımak da olan ( bu katagoride zavallılar var ) insanların beni neden sevmediklerini öğrenmek isterdim. Neyim eksik sevilmek için onu sorardım. Bir kere her şeyden önce beni olduğum gibi kabul etmek niye bu kadar zor onu bilmek isterdim. Ama lafı eğip bükmeden, dosdoğru söylesinler isterdim. İsterdim ki bunu bileyim ve en azından ömrümün geri kalanında sevilebileyim, ama olduğum gibi yine...

Sevilebilmek için kabul edilmek gerekiyormuş anladım, bu zamana kadar beni kabul eden bir kişi olmuştu hatırladığım, o beni hiç eleştirmeden, hiç kızmadan bana ve hep sakin kalarak sevmişti ama peki ben niye onu sevemedim? Belki basit biriydi ondan, belki şu benden yaşça küçük olması takıntımdan, belki mesleği, belki de beni şartsız kabulsüz sevmiş olmasından... Bilemiyorum işte neden. Ama yeniden öyle sevilmek istiyorum, şartsız koşulsuz, olduğum gibi, çocuk gibi sevilmek istiyorum.

Bu gece ailemin beni kabul edebilmesi için ne kadar çok çaba harcamam gerektiğini fark ettim üzülerek, ağlayarak. Gitmek için daha ne bekliyorsun diyorum kendime ama sonra biri diyor ki içimden; " iyi ama nereye?"...

Akvaryumdaki balık gibiyim, ( ölen bir balığım vardı adı zeynep ) kavonozdaki minik kurbağa gibiyim, ( eniştem bugün getirdi ) işte öyle bir garip bir tutsak gibiyim ki kimse anlamaz.

Sevilmek ve kabul edilmek beni seven kişi tarafından, bunu istiyorum bu gece. Tanrım dileğim, çok sevileyim...

Artık karşılıksız sevgilerden bıktım, her neyi sevsem o da beni sevsin artık, Nazım Hikmet der ya hani;

Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?

Evet şart, neden olmasın ki? Nazım Hikmet' e katılmadım bak bu gece. Ben elmayı sevince elma değişmiş olur, ama bu, elmanın varoluş amacına ters düşen bir değişiklik olmaz. Elma güzelce değişmiştir, biri onu sevmeden önceki elma değildir artık, atomaltında değişmiştir zaten her şey, elma artık ne eskisi gibi kokar, ne de eski tadındadır... Elma daha güzel bir elma olur çıkar.

Evet değişmek lazım sevginin gücüyle. Artık "sevginin zamanı" olsa. Sevgi üstün gelse gurura falan, ne bileyim işte, sevmekten alıkoyan ne varsa insanda, sevgi galip gelse ona.

Sevgili blogum, seni seviyorum, bu saatte bir seni buldum, sana sarıldım gibi.

Bu gece yine yalnızdım blogum ve çok ağladım. Şey mi diyorsun: " Bu son olsun?"

Keşke...

iyi geceler.

 
Toplam blog
: 30
: 1362
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Antalya'da yaşıyorum, bir dönem İzmir'de de bulundum, iyi ki bulundum. Türk Dili ve Edebiyatı mezunu..