Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '11

 
Kategori
Kentleşme
 

Kentleşme ve Mikrobölgeleme

Kentleşme ve Mikrobölgeleme
 

http://1.bp.blogspot.com/_6v73u0zKl6o/S8sAWhpBPzI/AAAAAAAAAN0/9yP28TBgVDM/s1600/kent.JPG


Çağdaş kentleşme, sağlıklı, sürdürülebilir ve yaşanabilir yerleşmeler elde edilmesi, afet güvenlikli alanların oluşturulması ve deprem güvenli konutların üretilmesi  planlama, imar ve uygulamaya ait çok sayıda ve farklı kanun, yönetmeliklerle düzenlenmiş yetkilerin yarattığı karmaşanın çözümüne yönelik model ve stratejilerin belirlenmesi ile yaratılır.

Planlama alanında yaşanan sorunların giderilmesi, afetlere yönelik yeterli ve gerekli düzenlemeye yer verilmesi ve yetki karmaşasının giderilmesi temel hedef olmalıdır.

Planlama ve uygulamada katılım, mevcut yerleşme alanlarında iyileştirme ve yenileme, yeni yerleşmeler ve yeni kentlerin oluşturulması, kentsel işletmecilik, ulaşım sisteminde trafik sakinleştirme, toplu taşıma politika, plan ve programları, kamusal açık alan sistemlerinin oluşturulması, yerleşme ölçeğinde istihdam ve katma değer yaratmaya yönelik hizmet, sanayi ve küçük sanayi merkezlerinin oluşturulmasını kapsayan kentsel ekonomik kalkınma planlaması, kültürel gelişmenin sağlanmasına yönelik kentsel sosyal gelişme planlaması, planlama ve yapılaşma denetimi ile kentsel tehlike ve risklerin azaltılmasına dair esaslar, ilkeler ve düzenlemelere yer verilmelidir.

Yerleşim temelinde yerel yönetimlere ilişkin görev ve yetki atamaları  zaman içerisinde keyfi uygulamalara dönüştüğü görülmüştür.

Metropoliten kentlerde planlamanın metropoliten alan bütünü içerisinde bütüncül olarak ele alınması zorunludur. Bunun için öncelikle metropoliten alan sınırlarının bilimsel yöntemlere göre saptanması ve bu alanların planlamasından sorumlu yönetimin yetki sınırları ve planlama sınırlarının da çakıştırılması gereklidir.

Yerleşme ve yapılaşmanın ‘sağlıklı, güvenli, ve afet zararlarının azaltılmasının ‘Sakınım Planları’nın hazırlanmasından geçtiği bilinmelidir.

Ülkemizde mevzii imar planları ile imar planı değişikliklerinin, belediyelerin planlama faaliyetleri içerisinde büyük bir gündem işgal ettiği ve mevzuat ihlallerinin en yoğun biçimde yaşandığı süreç ve yaklaşımlarla yapıldığı bilinmektedir. Planlamanın bütünlüğünü ve işlevini zedeleyen, kentlerin kamu yararına aykırı olarak parçacı, spekülatif ve rant amaçlı uygulamalarla biçimlenmesine yol açan ‘mevzii imar planı’ ve ‘imar planı değişiklikleri’ konusunda yerel yönetimleri sınırlayıcı bazı hükümlerin Yönetmeliğe bırakılmadan Yasa ile tanımlanması büyük bir önem taşımaktadır.

Doğal afetlerden her yıl maddi, manevi ve insan yaşamı olarak büyük kayıplar veren ve kentleri bu açıdan çok büyük ölçüde risklere maruz olan ülkemizde mikrobölgeleme haritaları ve sakınım planlaması çok önemlidir.

Sismik tehlikeler açısından özel bir coğrafyada yer alan Türkiye, son 60 yıllık hızlı kentleşme deneyimi ile büyük risk havuzlarının gelişmesine tanık olmuştur. Söz konusu dönem boyunca betonarme yapım teknolojisinin yaygınlaşmasının da bunda büyük payı vardır. Türkiye yerleşim alanlarının sismik tehlike karşısında ne ölçüde riskler taşıdığı, potansiyel zararların düzeyleri ise, yeni yeni sınanmaktadır. Türkiye’de sismik tehlikelerin yaygınlığı, 60 yıllık hızlı kentleşme ile eriştiği durumun özelliklerinin 1999 depremleri ile daha açık görülmeye başlaması, İstanbul’da şiddetli bir depremle karşılaşmanın yüksek olasılığı, günümüzde yapılmak istenen “Planlama ve İmar Kanunu” değişikliğinde ‘zarar azaltma’ konularının ele alınmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Türkiye asırlardır karşılaşmış olduğu tehditler açısından bugün çok daha zayıf ve korumasızdır. Kapsamlı ve uzmanlık bilgisi gerektiren nitelikteki bu konuda, özel çalışma gruplarının oluşturulması ve uzmanlık görüşlerinin alınması zorunludur.

Yerleşmelerdeki sismik tehlikenin boyutlarının belirlenmesi çalışmaları ‘mikrobölgeleme çalışmaları’, bu çalışmalar sonunda elde edilen belge ve haritalar ise ‘mikrobölgeleme harita ve raporları’ olarak anılmaktadır.

Yöntemi yönetmelikle belirlenen yerbilimsel araştırmalara dayalı olarak tanımlanan, kentsel alanlarda sismik tehlike ile oluşabilecek ivmelenme, sıvılaşma, heyelan gibi yersel bilgiler mikrobölgeleme çalışmalarının özünü oluşturur. Sismik tehlike ya da atmosferik koşullara bağlı olarak su baskınına maruz kalacak alanların ve diğer tehlike bölgelerinin ayrıca belirlenmesi bu kapsamda ele alınmamışsa, ayrıca belgelenmelidir. Kentsel alanlar için üretilecek haritaların, planlama amaçlı kullanımları göz önünde bulundurularak en küçük 1/5000 ölçeğinde hazırlanması, özellik gösteren yerlerde gerekli görülüyorsa 1/2000 ve 1/1000 ölçeklerde halihazır haritalarla birlikte değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

Afet Sakınım Planı; sismik tehlike, heyelan tehlikesi, sıvılaşma tehlikesi, su baskını tehlikeleri gibi afet zarar ve risklerinin azaltılmasına yönelik önlemleri ve önerileri içeren  mikro-bölgeleme harita ve ekli belgeleri olan plandır.

Sismik tehlike bilgilerini içeren belgelerin yalnızca yerbilim meslek dalları tarafından üretilmesi zorunludur.

Yalnızca tehlikelerin tespitini yapan mikrobölgeleme haritalarının yerbilim meslek grupları tarafından üretilmeleri, kentsel risklerin belirlenerek bunları bertaraf edecek plan kararlarının ise, uzman şehir plancıları tarafından üretilmesi gerekmektedir.

Türkiye yerleşim alanlarının bir yerbilimsel kadastrosunun geliştirilmesi ve ulusal bir arşivde saklanması gerekmektedir.

Mikrobölgeleme Çalışmaları Bulgularının Sakınım Planları ve İmar Planlarında Kullanım Yöntemleri Yönetmeliği hazırlanmalıdır.

Kaynak: (TMMOB Şehir Odası’nın  ‘’Planlama ve İmar Kanun Tasarısı Taslağı’’ üzerine görüşleri)

 
Toplam blog
: 46
: 1171
Kayıt tarihi
: 17.02.07
 
 

Adana doğumluyum ve Adana'da yaşıyorum. Jeofizik mühendisiyim...