- Kategori
- Deneme
Kentlilere söyleyin yanlış korkuyorlar hala...
Geri adım atan, içine ceset sıkıştırılmış bir bavul gibi göbek ve kalın bir ense kendisine biçen, ayakları birbirine dolananın etrafında dolanırken bil ki kapana kıstırılmaktadır Rabelais…
Güven denen can içi kale mizah sosu fazla kaçmış bir kendi kendini kutsayanın kaosuna gayri meşru gebe kalmıştır; kirletilmiş adlar ve kavramlar takvim yapraklarına eklenirken, yüzyılın yere çakılırken bile kan akıtılan kelle verilmeye başlanan çarmıhından…
Akanı kurutan bir hınçla, kaçan kaçana bir sarmal yaratan kuru gürültüsünün içinde at koşturulan koparılmış ve soldurulmuş bir çiçek gibi olan kalabalığa gelinciği de sorup solduran, tası tarağı yerleşilmeyen bir düzensizlik yangınında kaçacaklar listesi bellek yitimlerinin dehlizlerinde yayından çıkmış bir ok gibi dünyanın bütün tektanrılı dinlerinin mabetlerinde ayakaltına alınana kadar, hayatının en güzel günlerini kamburu çıkana hediye paketi halinde mızrağını sığdırıp sunan karabasan tünellerinden bir başına kalanın ıssızlığında ve yitimlerinde silkinmelerinle geçecektir…
Hani el ele kol kola yürümek varken, derken, Noel Baba’ya yanlış talimatlar bildirisi yığana Hızır, Lokman vasıtasıyla hayatının dermanını ısmarlayacaktır…
Modern bir gerilim hattında sözde ilkel bir söylence tutturan, ilk sen miydin tarih kitaplarında gizlenmek zorunda kalan…
Mavi bir yalnızlık şiarının ardı sıra serilmiş olan gök altında, zenci bir haklılık ve zenci bir masumluk hakkında çoktanrılı bir mitos uydurulur, yeryüzünü kara bir cehenneme çeviren…
Diline yapışan pagan kalıntıları Yakup’un Yusuf’una bile dudak bükerek dinlettiren, uyarına getirilen ve sonra tasarlanan bir kısır döngünün yalanı kırk defa kendi kendine söylemekten kendisi bile inanmış bir ademin yalanını doğrulamış tanığıdır, her şeye rağmen varoluşunu söze ve yazılana borçlu olan…
Bayrak yarışındayken gözü dönmüş keskin bir erk kesinliğinin şimşeğini kutsayan kaşif, tamtamlara kulağını tıkadıkça çatlayan kurak toprağın bereketini bir deri bir de kemiğinde yitirmiş olan çatlak dudaklının diline ah olarak en azından dolanmalıdır…
Kendini çok dallı tek meyve ağacı sanan egemen medeniyet, göreceli gerçeğinin coşku uyandıran sallantılarında büyük yanılsamaların kaynağını kurutmaya ant içmiş lanetlilerle aynı sahnedeyken kaygıdan fenalaşıp sirkte maymun olmuşken hani ıslak ıslık sesiniz çekik gözlü karıncaları dünyanın!
Sabrı kurumuştur artık olgun bir medeniyetin, etrafında cirit atıp geleceğini yağmalayan kötü bir bestecinin piyano konçertosunun dinletisini geri kaldırılmış bir yerleşim yerinin hoparlörlerinden paslı direkler arasında anons etme cüretini gösterene karşı…
Rüyalarında atlıkarınca düşleri gören, geceleri altına kaçıran sidikli çocuklardan özür dileterek başlamalıdır başlaması gereken bunca gecikmesine rağmen başlaması gerekene…
Dertli bir Dicle kıyısı söylencesinde yakılmadan önce dile düşmesi gereken kıyamsa, kentlilere söyleyin yanlış korkuyorlar hala…