Kerim Korkut'la yeni ufuklara doğru-Yasak

Hayvanların etrafını çitle çevirirler; kaçmasınlar diye. İnsanların etrafında da görünmeyen çitler vardır. Hatta bazılarımızı dört duvar arasına hapsedip üzerimizi kilitlerler. Bütün bunlar bizleri korumak için yapılır. Ama işte bu “koruma” nın içine o kadar başka şeyler doldurulur ki sonunda atını şey yapan kovboy durumu ortaya çıkar. 

İnsanları korumak amacıyla yasak koyarken bu yasağın başka amaçlarla kullnılasını önleyemeyiz çünkü yasağı idare koyar ve biz de idareye karşı gelemeyiz. “Halkın yararına” mazereti her zaman geçerli olup, bu mazeret kullanılarak bizler birileri tarafından sürekli düdükleniriz. 

Yasağı sadece ilgili konunun gerçekten verebileceği muhtemel zararı önlemek için koyanlar başımızın tacıdır. Çünkü içimizdeki bazı kimselerin hayvanlardan farkları üstelik bir de kötü niyet taşımalarıdır ve bu nedenle onların etrafına da çit örmek gerekir. Ayrıca bilinçsiz iyiler de başımızın belasıdırlar. Tuvaleti bırakıp tarlaya şey ederler. 

Yasaklar hayatı güzelleştirmez, aksine çirkinleştirir. Trabzon’da manitamla masum bir şekilde parkta oturuyorduk. Park bekçisi burada oturmak yasak deyip bizi kovdu. O anda yanımızda işeyen köpeğe dokunmadı. Parka işeyen köpeğin görüntüsü bir kız bir erkek yan yana oturan iki gençten daha az rahatsız ediciydi. Burada asıl sorun parkta oturuyor olmamız değil, birlikte yan yana olmamızdı. Değil şehir içinde, parkta, dağ başında görseler bizi yine kovacaklardı. Kim bilir belki orada da ayıların ahlakı bozulurdu. 

Geri kalmış ülkelerde yasakların gerekçelerinin çoğu yasak edilen konu ile ilgili değildir. Böyle ülkelerde yasakların konulma nedeni genelde bir düşünce, inanç veya anlayışla bağlantılı karanlık niyetlerdir. Ama işte aksilik bu ya çoğu yasaklar insanlara zararlı konularda uygulanır. Ve Türkiye dünyanın en tipik geri kalmış ülkesidir. Hepimiz biliriz ki içki sağlığa zararlıdır. Ama Türkiye’de içkiye yasak getirilmesinin nedeni içkinin zararı değil İslam dini bakımından günah oluşudur. Bu hinoğlu hinler zararlı maddelere karşı insanlarımızın hassas olduğunu biliyorlar ve bunu kullanıyorlar. Hayatında caminin kapısından girmemiş din kaçkınları bile bugün Türkiye’de uygulanmaya çalışılan içki yasağına destek veriyorlar. İçki zararlı bir madde olmasaydı ve yine de dinde haram kılınsaydı acaba bu çelişik barbunyalar ne yapacaklardı? 

Yasakların amacı insanları uğrayabilecekleri zararlara karşı korumaktır. Ama ben bir ülkede yasakların genel olmasına karşıyım. Ordinaryüs profesöre diyorsun ki”Çimenlere basmak yasak” Çimenlere basan ordinaryüs profesör olur mu? Gerek tahsil gerekse kültür ve bulunduğu mevkii nedeniyle kendiliğinden kurallara zaten uyacağı düşünülen kimseler yasak kapsamının dışında tutulabilir. Keza makul sürede toplum düzenini bozucu bir eylemi bulunmayan kimselere de yasaklar uygulanmayabilinir. Bu aynı zamanda diğer insanları da özendirici olur. Örneğin benim için yasak koyan hükümet boşuna zahmet etmiş olur çünkü ben doğru bulduğum kurallara zaten kendim uyarım. Yanlış bulduğum kurallara ise feriştahı bile uyduramaz. 

Sırf karşı parti diye konulan yasakları protesto etmek basitliktir. Yasaklara karşı koymanın verdiği o acayip zevki ise hiç anlamıyorum. Yasakçıların karşısında dilini yutup, kılıçlarına boynunu uzatanları inek diye ahıra bile almam. Ve başka niyetle yasak koyanlar bunun hesabını vereceksiniz. Korkut unutur sanmayın! Siz dinin, törenin bekçisi misiniz ulen? Allah kutsalını korur. İbadetini yap, otur. El Kaidenin silahla yaptığını sizler yasak koyarak yapıyorsunuz. 

Siz sözde kutsal amaçlarınız için ülkenin insanlarını yasaklara mahkûm edeceksiniz. Gandi tayfası da, kendileri de zaten özgürlükçü olmadıkları halde, sırf AKP karşıtlığı olsun diye yasaklara sözde karşı gelecekler. Yasaklarla büyümüş, özgürlüğün anlamını bilmeyen, çeşitli yollarla kandırılmış bir büyük güruh da bilmeden etmeden yasaklara destek verecek ve böyle bir tabloda Kerim Korkut sessiz kalacak ha! Biz mücahit önünde diz çöküp hacıya hocaya el bağlayarak büyümedik beyim! Benim laiklik, Atatürk, Anayasanın temel ilkeleri falan filan umurumda değil. İnsanlarımın özgür yaşam hakkını istiyorum. 

Protesto amacıyla sokaklara çıkan insanlar engelleniyor, coplanıyor, sorunlarını dile getirmelerine müsaade edilmiyor. Bu gösterilerde kaba kuvvet kullanma, etrafa zarar verme, ülkenin değerlerine hakaret etme dışında hiçbir şey yasak olamaz. Buna PKK ve lideri için slogan atılması, bayrak ya da pankart açılması da dâhildir. Sempatizanlık suç olamaz. O kişileri ancak eline silah alıp dağa doğru giderlerse ya da teröriste yardım ederlerse tutuklarsın. Ancak Türk bayrağını yırttıkları ya da yerlerde sürükledikleri zaman müdahale edeceksin. Çünkü bu asla özgürlük olamaz; ülkeye düşmanlıktır. Ama elbette isteyenin Apo’ya sempati duyması özgürlüktür. Karşı protestolar da serbesttir. Öyle ya Apo’yu sevmeyenlerin de sesini kısamazsın. Polisin gösterilere müdahale etmesi diktatörlüktür. Sokaklarda serbestçe yürümelerine izin vermediğiniz insanlar istemem dilemem ama gün gelir Allah göstermesin mezarlarınızın üzerinde yürürler. 

Ülkede elbette yasaklar olacaktır. Kırmızı ışıkta geçmek yasaktır. Böyle bir yasak yol trafik düzenini sağlamak için gereklidir. Ama maalesef bu millet ancak sopayla yasaklara uyar. Bu nedenle Türkiye’de yasakların işlerliği yoktur. Yani kanunlar hikâyedir. Türkiye’de son birkaç yıldır kadınlar iyice evlere kapandılar. Bunu araştıran sosyologlar nedenini bulamadıklarını söylüyorlar. Oysa nedeni çok basit. Kadınlar korkuyorlar. Ülkede gizli recm uygulanıyor. Yılda bine yakın kadın öldürülüyor. Ve bu ülkenin başbakanı dünya lideri seçiliyor. Türkiye AB’ye girmeye çalışıyor. AB eğer böyle bir ülkeyi alırsa salaktır. Bence Türkiye en iyi Afrika birliğine yakışır. 

Bazı yasaklar zaman içinde kalkıyor. O zaman demek ki konulması yanlışmış. Ve biz mantıksız yasaklarla senelerce yaşamışız. Koyduğunuz yasak o konunun varlığı devam ederken sonradan kaldırılıyorsa o yasak konulurken yanlış yapılmış demektir. Devlet ve toplum hayatımızda gerek görmeyip ya da yanlış bulunduğu için halk destekli kaldırılan eylem ve işlemlerle yasakları ilk başta koymuş olanların ağzına sokacağım! Bak, bugün bunların yanlış olduğu söyleniyor. O zaman niye koydun beyinsiz asker? Kanunlar da öyle sürekli değişemez. Bu gün böyle olsun diyorsunuz, yarın şöyle olsun. Bir yasa elli kere değişir mi ya! Aptal mısınız siz? İhtiyaca göre gerek kalmayan yasalar yürürlükten kaldırılır, yenileri konulur ama o gün beğendiğinizi bugün beğenmiyor, kaldırıyorsunuz. Siz bu kanunları kı… la mı yaptınız? 12 Eylül anayasasını bu milletin %95’i kabul etti. Ve siz bugün bu Anayasayı paçavra olarak niteliyorsunuz. Hem ya hadi halk bilinçsizce oy kullandı, peki bu 12 Eylül anayasasını Türkiye’nin anlı şanlı hukukçuları yazmadı mı? Develer mi hazırladı?