Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '11

 
Kategori
Tarih
 

Keşke sadece Dersim kadar olsa!

Keşke sadece Dersim kadar olsa!
 

PKK katliamı-Diyarbakır Kulp köyü


Keşke hiçbiri olmasaydı. Geçmişe dönüp düzeltme olanağı olsaydı. Değil geçmişi düzeltmek, göz göre göre gelen konusunda bile fikir, eylem birliği yok. Yine olacak!  Tarih boyunca insanın insana ettiğini, yapılan kıyımları bir araya toplasak olmuş ve olacaklar yanında Dersim devede kulak değil, devede tüy bile olamaz.

X. Bugün insan hakları havarisi kesilen batılı devletlerin zenginliği gökten yağmadı. Tarih boyunca hem birbirleriyle savaştılar, hem bütün dünyayla. Talan etmedikleri kıta kalmadı. Kökenleri saydıkları, Eski Yunan ve Roma köleler sayesinde büyüdü. Örneğin, Eski Yunan’da, M.Ö.5.yy da fetihlerden elde edilen köleler nüfusun üçte birini oluşturuyordu.   Ayrıca devlet köleleri vardı. Kölelik yüzyıllarca sürdü.

15. yüzyıldan sonra Afrika köle kaynağı kölecilik  ise, çok karlı bir ticaret oldu. Afrika’dan gemilere yüklenen insanların pek çoğu yolda öldü. Sağ kalanlar 5-7 yıl yaşayabilecek kadar kötü ve ağır şartlarda çalıştırıldılar. (Yunan Roma tipi, ekonominin temeli olan kölelik Orta Doğu’da ve Mısır’da yoktur. Sömürülen köylüler vardır.)

X.  Sonra 19. yüzyıla gelince kölelik kalktı. Hıristiyan beyazlar, ikinci sınıf gördükleri (Hala kendilerinden olmayanı eşit kabul etmeyi beceremediler. En fazla lütfedip diğerlerinin seviyesine inebiliyorlar!)  zencilere bunu bağış ve lütuf olarak verdiler. Aslında koşullar değişmişti. Çünkü Afrika talan edilmeye başlanmıştı.

Çalışacak nüfusun gemilerle başka ülkelere taşınması değil, köle olarak orada kalması gerekiyordu.1913-14 yılına gelindiğinde, bugünkü Etiyopya ve Somali’yi içine alabilecek küçük bir alan dışında, Afrika’ nın tümü İngiltere, Hollanda, Belçika, Portekiz, Fransa’nın kolonisi haline gelmişti. Ayrıca Güney Amerika, Hindistan ve Güney Asya, Avustralya ve Yeni Zelanda’da koloniler vardı.

X.  Avustralya yerlileri Aborjinler beyazlar tarafından 1830-1928 yılları arasında hem katliamlarla, hem de beyazların getirdiği yeni mikroplar yüzünden kitleler halinde yok oldu.1 milyon Aborjinden 450 bin kadarı kaldı. Avustralya hükümeti 2008 yılında onlardan özür diledi.  “Sorry” , üzgünüz, özür dileriz yazılı balonlar uçurdu ve mesele kapandı.

X. İspanyollar Amerika kıtasına ayak bastıklarında Maya, Aztek, İnka uygarlıklarını kurmuş olan 50 milyon insan yaşıyordu. Avrupa’nın nüfusu da 50 milyondu. Birkaç on yıl içinde Amerika’daki yerlilerin sayısı 7 milyona düştü. Cortes, bu büyük uygarlıklar kurmuş, ateşli silahlara sahip olmayan yerlilerin tapınaklarında, tanrılara insan kurbanından kalmış 100 bin kafatası saymıştı. Kendisi de  İsa + 12 havari=13 olarak, dindarlığını kanıtlamış,  saygısını göstermişti (Misyoner olarak gönderilen, olanlara tahammül edemeyen rahip, Bartolome-de-las-Casas’ın hatıra defterinden): İsa Peygamberimizi ve 12 havariyi kutsamak ve saygılarını iletmek için uzun darağaçları kuruyorlardı. Ayakları yere değecek şekilde, 13 kişilik gruplar halinde bağlıyor, ateşe verip yakıyorlardı.(…) Bir keresinde 4-5 önemli kabile şefinin ızgaralar üzerinde yakıldığını gördüm.”  Yerliler ilkeldi ve beyazlar uygarlık ve din götürmüştü?

Bize de zaten 1492 , Amerika’nın keşfi diye öğretmediler mi? Yani, beyazlar ayak basmadan önce orada devletler kurmuş insanlarınki keşif, onlar insan değil miydi?

X. 1. Dünya savaşında 8,5 milyon insan öldü. 7,7 milyon kayboldu veya esir olduktan sonra haber alınamadı.

X.  2.Dünya savaşında 72 milyon insan öldü. Bu dönemde Türkiye’yi yönetenler Türkiye’yi bu savaşa bulaştırmama başarısını gösterdiler. Ama savaş yılları doğal olarak açlık ve kıtlık yıllarıydı. Bir yer biri bakar olmasın diye var olan eşit şekilde bölüştürülmeye çalışıldı. Ekmek karneye bağlandı. Tarihi gerçekler kısmını unutturanlar, kıtlık kısmının faturasını kendilerince dindar bulmadıklarına çıkarmak için, hiç unutturmadılar.

X.  Bu sırada Yahudi Soykırımı yapıldı. 6 milyon Yahudi, eşcinsel, Çingene, sakat ikinci sınıf insan kabul edilerek gaz odalarında öldürülüp, fırınlarda yakıldı.

Yahudi soykırımını inkâr etmek, tartışmak, olmamıştır demek suçtur. Çünkü ırk, din, köken olarak önceden belirlenmiş bir grup devletin kurum ve kuruluşlarıyla planlı bir şekilde yok edilmiştir. Suçlular yargılanmış, deliller ortaya konmuş,yargı süreci tamamlanmış, yapanlar mahkeme kararıyla suçlu bulunmuştur.

Ancak burada parantez açıp belirtmek gerekir ki, Almanlar tarihleriyle yüzleşen belki de tek millettir. Bir başka şekilde tekrarı olmaması için başka hiçbir ülkenin yapmadığı kadar kendi tarihlerinin karanlık sayfalarıyla, Nazilerle ilgili hemen hemen her gün bir Alman kanalında belgesel vardır. Ancak, soykırımcı, ırkçı olanlar birkaç kişi değildi. Onların torunlarının bir kısmında da aynı arazlar var. Çaba gösterilse de tam bir iyileşme sağlanmış değil, hatta ekonomi kötüye gittikçe artış gözleniyor.

  • 1992-94 arasındaki Bosna ve Srebrenitsa’da 312 bin Müslümanın soykırıma uğraması Lahey adalet divanı tarafından soykırım olarak kabul edilmemiştir. Devlet tarafından planlandığı, kurum ve kuruluşlarıyla, iştirak ettiği kabul edilmediği için, devlet suçsuz, sadece birkaç kişi katliam dolayısıyla suçlu bulunmuş, mesele kapanmıştır. Bu durumda zarara uğrayanların maddi tazminat isteme hakkı kapatılmıştır.
  • Ancak Malta’da yapılan mahkemelerde soykırımcı olarak suçlananların hepsinin beraat etmesine ve işgale karşı savaş veren ülkede Ermeni çetelerin ve isyanların, katliamlarının varlığına karşın Türkiye’nin kendini savunmasına, “Soykırım değildi” diye belge göstermesine bile izin verilmeden, aksini iddia edenlere ceza uygulanacağına dair kanunlar pek çok ülkede kabul edilmiştir. BöyleceTürkiye, katliam dense suçlusu sadece o katliamı yapan ve yaptıracak kişiler olacakken, böyle kabul edilmemiş, devlet olarak, geçmiş ve gelecektekileri de etkileyecek bir suç olarak,  o dönemdeki tüm Ermeni nüfustan fazlasına, 1,5 milyon Ermeni’ye soykırım uygulamış olarak yargısız infazla, "soykırımcı" ilan edilmiştir.
  • Fransa 1945-63 arasında Cezayir’de bağımsızlık isteyen 1,5 milyon Cezayirliyi katletmiştir. Özür dilemesi istendiğinde önce, “Babaların hatalarından dolayı oğullardan özür dilemesi beklenmez” diyen Sarkozy, daha sonra “Devletlerarası ilişkilerde yeri bulunmayan dini bir kavram olan pişmanlığa karşıyım” diyerek özür dilemedi.
  • Ruanda’da  Belçika’nın desteklediği Hutu’lar, 900.000 Tutsi öldürdüler.
  • Sadece Stalin, Rusya’da 40 milyon insanın ölümüne neden oldu.
  • Çin’de Uzun Yürüyüş sırasında 10 milyon, Büyük İlerleme Hamlesinde 20 milyon kişi öldü.

Bu liste bitmez, böyle uzayıp gider: Daha dün Irak, Afganistan, Pakistan, her gün Orta Doğuda bir ülkede patlayan bomba ve şu kadar kişi öldü diye artık alışılmış, sıradan rakamlara dönüşmüş haberler.

Arap Baharı, yakında Suriye, İran ve oldubittiye veya yeni Osmanlı olacaksınız gazına gelirse Türkiye, daha nice katliamlar var yaşanacak?

Keşke artık olmasa! Bu kadar aptallık, bu kadar kez aynı oyuna gelme, geçmiş pislikleri sadece yeni pislikler, düşmanlıklar, çatışmalar yaratmada kullanmak, insan aklına, vicdanına zarar.

Her ülkeden seçilmiş tarihçilerden bir komisyon oluşturulsa insanlığın yüz karası ve akı olabilecek "Dünya Tarihi" yeniden ve tarafsız olarak yazılsa. Tüm dünyada o okutulsa.

Tarih, tencere dibin kara misali, kendi tarihine ve yaptıklarına bakmadan başkalarını suçlamanın, ya da övünmenin aracı olmaktan, geçmişi deşip yeni düşmanlıklar yaratılmanın aracı olmaktan çıkarılsa ve gerçek amacına hizmet etse: Öğrenmeye. Geçmiş hatalardan ders çıkarıp, tekrarlamamaya. İyi örnekleri seçip geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya!

Belki bir gün…! Kim bilir…

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..