- Kategori
- Gezi - Tatil
Keyifli bir yolculuğa asfalt (yol) pazarlarının katkısı.

Kırkağaç'ta kavun sergisi
Otomobille yapılan yolculukları kendinize ve yanınızdakilere güzel geçirtmek ya da zehir etmek şoför olarak sizin elinizdedir… Ben tanıyorum sizi yol fatihleri; Bütün ciddiyetinizi takınırsınız yüzünüze… Kutsal bir iş yapıyormuş havalarına girersiniz… ‘’Sizin hayatınız bana emanet, şoföre karışılmaz, baştan söyleyeyim’’ dersiniz… Demeseniz bile yüzünüzden okunur bu düşünce… Sizle yolculuk işkencedir... En baştan germişsinizdir kendinizi ve yanınızdakileri… ‘’Bu yollar basmazsan bitmez be kardeşim’’ savunması kutsaldır sizin için. Şu saatte şurada olmalıyım… Şu noktada yemek yenir, çay şurada içilir dediniz mi, gezmek yerine iş yapıyor havasında yolculuk yapıyorsunuzdur… Sizle yolculuk yapmak bana göre değil... Ben diğerlerine yazıyorum bu yazıyı… Yolculuğu keyif sayanlara yani…
Ben iş dışındaki yolculukları çok severim… Eğlenirim, zevk alırım yolculuktan… Kendimi ve arabadakileri germem… Genelde bir tek programım vardır; varılacak noktaya hava kararmadan varmaya çalışmak. Yola her zaman normalden daha erken çıkıp, yolda molalar için uzun zamanlar bırakmak isterim… Bilindik mola yerleri dışında eğlenceli, huzurlu yerler ararım hep… Bir de yol pazarlarını çok severim…
Yol pazarları ya da asfalt pazarları daha çok üreticinin kendi ürünlerini yolculuk edenlere sattığı derme çatma yerlerdir. Ürünler daha çok tek tiptir ve yöreseldir… Pazarda satılandan daha pahalı değildir… Aracının olmaması bu satış şeklini üreticiye cazip kılmaktadır… Pazar ya da markette satılan her ürünün, etiket fiyatının ancak iyimser olarak 1/3 çiftçinin cebine girer… Bu durumda çiftçi için en iyi pazarlama yöntemlerinden birisi bu asfalt pazarlarıdır… Yolcu alıcılar içinse günlük taze ürün bulmak az bir şey değildir… Hem de dinlenme, iletişim ve oracıkta tüketivermenin keyfi, yolculuk boyu ağız tadı demektir…
Bu yol pazarlarının üretim ve tüketim içinde payı nedir hiç bilmiyorum… Araştırması var mıdır onu da bilmiyorum. Ancak bazı yerler ürünleri ile çağrışım yapmaktadır kafamda… Ya da tam tersi… Bazı ürünler yöreleri ile anılır olmuştur zihnimde… Markalaşmıştır… Ancak bu markalaşma daha çok üçlü bir şeyi ifade eder zihinlerde… Şurasının ürünü şu güzellikte, lezzette ve fiyatta olur… Hiç düşünmeden aranır, alınır ve tüketilir… Benim kendi hayatımda bildiğim epeyce var bu markalardan; Hangi yollardan geçersem neler hiç düşünmeden alınır? Bunların cevabı anında hazırdır kafamda… Ama bunlar hep mevsimseldir bunu söyleyeyim…
Yolumuz Bursa üzerinden Anadolu'ya geçerse arabalı vapurdan iner inmez fındık alırız mesela. Bu fındık dalından yeni toplanmış, kurutulmamış, soyulmamış fındıktır… Ama yol kenarlarından hemen alıverip tüketmesi harikadır… Bursa Karacabey tarafında kırmızı soğan… Bunu balık severler daha iyi bilir… Ancak dönüş yolunda olmazsanız tavsiye etmem… Bu yol üzerinde asıl cümbüş bana göre Kırkağaç civarı… Tam bir kavun ambarı… Hele bu günlerde aklın alamayacağı kadar bol, tatlı ve ucuz orada kavunlar… Bu yolda ayrıca her yer kestane şekeri tezgahı… Ancak bu olay beni hiç çekmedi nedense… Eğer Bursa değil de Bilecik yolu tercih edilirse de bu yolda, Pamukova ile Bilecik arası kabak ve ayva tezgahları ile doludur… Ekmek ayvası ve bal kabağı dersem meraklıları bilir…
İzmir Denizli yolunda Aydın civarında ise İnciri tavsiye ederim. Ortaklar Söke girişinde de bol miktarda satılır incir… Burada incirler gerçekten hemen yolun arkasındaki ağaçlardan toplanıyor ve satılıyor… Tadı ve aroması bir başka güzel… İzmir Alaşehir yolunu ise ayrı severim… Bu topraklar erken ürün verir… Mevsimin ilk ürünlerini bu yolda bolca bulabilirsiniz… Hemen çıkışta Kemalpaşa civarındaki kiraz hem erkencidir hem de olağanüstü güzeldir… Salihli, Alaşehir civarı ise üzüm deposudur… Hiç düşünmeden alınabilir… Denizli Antalya yolunda ise Serinhisar leblebisi ile ünlüdür… Çorum bu konuda ün yapmıştır… Oysa Türkiye leblebi üretiminin % 75 i buradan karşılanır… Bu aslında sanayi üretimidir ve bu kategori de değildir… Ancak nohut ve yol pazarı konumunda sayabilirsiniz… Ancak gittikçe sanayi kolu haline gelmektedir… Ayrıca Acıpayam yolundaki kavun tezgahları azımsanmayacak kadar çoktur. Bu kavunda çok sulu ve tatlıdır… Gazipaşa Anamur arasını ise muz yoludur adeta… Özellikle yerli muz denilen küçükleri seçin… Reçel niyetine ekmeğe sürülebilir…
Son olarak yolunuz Çanakkale üzerinden geçerse üç şeyi öneririm… Gelibolu yöresinden domates… Bana göre en iyisidir domatesin… Kaz dağlarında ise çam fıstığı ve zeytinyağı vardır… Tavsiyem bir kg fıstığı arabada yemek için ayrıca alın… İstanbul’a ya da İzmir’e kadar iki kişiye zor yetiyor…
Daha bilmediğim nice yerler ve ürünler mutlaka vardır… Bunlar sadece benim gördüğüm bildiğim yerler… Buraların ülke ekonomisine, istihdama katkıda bulunduğuna eminim… Üreticiye katkısı ise tartışılmaz... Mutlaka deneyin buralarda alış veriş yapmayı… Yapmasanız bile insanların durumunu, bir liraların değerini öğrenirsiniz… Çay, su bir şeyler ikram edilir nasılsa, hava almış olursunuz ayrıca… Keyifli yolculuklar dilerim…