KHK

Tez- antitez çatışmasından, çelişmesinden sentez çıkar ortaya. 

Fikir sahibi fikrini koyar meydana, sonra karşı fikirler girer devreye tartışmalar neticesinde nispeten daha doğru olan kabul görür. Böyle yürür demokrasiler. 

Bakın tezkere meclis tarafından kabul edildi. 

İktidar ve muhalefet kürsüde konuyu ele aldı bir neticeye vardı, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. 

Kamuda türban meselesi de meclis gündemini meşgul eder dönem dönem ve yıllarca. 

Yeni çıkartılan torba yasa olarak bilinen 6111 sayılı yasa da meclisten geçti. 

Üniversite affı keza. 

Tam gün, özelleştirme, 2B, Aile, trafik, imar, nüfus, araç muayene, basın-internet, çocuk, kadın, iş hayatı, tayin terfi, eczacılık, eğitim, AYM, Yargı, tarım, cezaevleri, Cumhurbaşkanlığı seçimi vs 

Konu her ne ise, taraflar önergelerini sunar parlamento çatısı altında ve özgürce tartışılır bir sonuca bağlanır. Özgür parlamenter demokrasiler böyle çalışır. 

Haa muhalefetin iş yaptırmama hastalığını bir yana koyarak, iktidar, muhalefete ve yargıya rağmen iş üretmek durumundadır, bu rejimin gereği. 

Eğer demokrasiyi içselleştirmişseniz, tabii… 

Dedik ya her zaman her yerde ve bazen de memleketin hayrına olabilecek yasa teklifleri sırf tekere çomak sokmak adına muhalefet tarafından sekteye uğratılmak istenir,  

Bu hastalıklı muhalefet anlayışı şüphesiz sakattır ve ama her dönemde geçerlidir. Ancak sandık için maalesef ki bu da bir zorunluluktur. Çünkü halkın doğru yapılan işlerle ilgili takdir duygusu zayıftır. O günlük siyasi tartışmalara ulusal pragmatizm çerçevesinden bakmaz. Mesela hatibin ne söylediğinden çok nasıl söylediği onu ilgilendirir, yani sesi iyi mi, mimikler nasıl? 

Şimdi gelelim KHK’ya,  

Yani kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine. 

Ne olmuştur, ne düşünülmüştür? 

Bakanlar kurulu kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi istedi, tasarıyı hazırladı meclise sundu. 

Bu tasarı herhalde geçecektir…! 

Ya sonra? 

Sonra kanun çıkarmak için çalışmaya gerek kalmayacaktır, yani parlamentonun varlığı anlamını yitirecek, bakanlar kurulu haricindeki tüm milletvekilleri de mecliste yalnız çay içecek yemek yiyecek. Bir de aydan aya bankamatiğin önüne gidip maaşını çekecek. Figür haline gelecek. 

Yani muhalefeti by-pass etmek uğruna , parlamentoyu by-pass…! 

Haa bu da bir yöntem kuşkusuz ancak o zaman bu ülkede parlamenter demokrasinin olduğunu söylemeyin lütfen. 

Kolayını bulduk biz bu işin hadi hayırlısı..? 

2B mi 

Yaşasın KHK 

Türban mı 

Yaşasın KHK 

Yargının yapısı mı 

Yaşasın KHK 

…………………………… 

Bir akşam yemeğinde bir araya gelsin bakanlar kurulu Tuzluçayır’da salaş bir lokantada, Van’dan özel olarak getirttikleri danayı kebap haine getirtip afiyetle yerken arzu ettikleri KHK’ları da katibe yazdırsınlar. 

Ertesi sabah bu kanundur deyu sürsünler önümüze. 

Bunu neden düşünemedik ki bu güne kadar? 

Bundan böyle parlamentoda bed sesler duymazsınız artık, kulağınızı tırmalayan. 

Oh ne ala Mualla. 

İbrahim Erol 

gazete54.com 

30 Mart 2011