Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Chp'den adaylığa dair...

Chp'den adaylığa dair...
 

Gazeteci Fatih Kılıç


Biz gazeteciler hemen her siyasetçi ile diyalog kurar, söylemlerini kamuoyuna yayarız. Her siyasetçiye dair de iyi kötü, bir kanaat sahibi oluruz. 

Gazetecilerin siyasete dair görüş ortaya koymalarının hassasiyet gerektirdiğine inanmışımdır. Siyasetçi edasıyla gazetecilik yapmayı da yadırgamışımdır. O’nun içindir ki, gazeteci kimliğim ile, siyasete dair görüş ortaya koymaktan olabildiğince uzak durmuş; şahsi görüş serdetmeyi istememişimdir. Kişisel kanaati, tarafgirlik ile kullanmamışımdır. 

Şu yakın zamanda, bilhassa aday adaylığı ile isimlerin öne çıktığı süreçte yazmanın hassasiyeti daha bir önem kazanıyor. 

Bunları niye yazıyorum? 

Çünkü, kimi zaman oluyor ki; gazetecilik kimliğimizi bir yana bırakıp, köşe yazarı ya da yorumcu edasıyla beklentileri, istenilenleri ve istediklerimizi kamuoyuyla paylaşmak kaçınılmaz hale gelebiliyor. 

İşin kolayına kaçıp, genel siyasete dair yazarak, herkesimin üzerine alabileceği hususları ortaya koyabileceğimiz gibi; Zoru seçip, spesifik örnek ve belirgin isimlerle alakalı da yazabiliriz. 

Bugün yarı zoru seçip, parti adı vererek bir iki hususa değinmek isterim. 

CHP’den milletvekilliği adaylığına dairdir yazacaklarım. 11 Nisan 2011 tarihine dek, milletvekili aday adaylarının yarışı söz konusu. 20 tane ismin aday adaylığı müracaatı yaptığı kamuoyuna duyuruldu. Aday belirleme tercihinde ön seçim olmayacağı ve genel merkez yoklaması ile listeye girecek 5 ismin belirleneceği açıklandı. Yani böylesi bir ortamda, Genel merkez nezdinde gücünü ve potansiyelini ortaya koyacak ismin listeye gireceği vurgulandı. 

CHP’deki yarışa dair nabız yokladım. Bilhassa listenin 1. ve 2. sırasına yazılacak isim olma ve bu ismin belirlenmesi hususunda yoğunlaşılan çalışmalara kulak kabarttım. 

Gördüğüm, duyduğum, hissettiğim şunlar; Genel Merkez yoklaması denildiğinde; Genel Başkan’ın Tokat için bizatihi tercih kullanmasının da mümkün olabileceğini hissettim. Yani; bu durumun gerçekleşip/gerçekleşmeyeceği ihtimali üzerine yoğunlaşıldığını fark ettim. 

Genel Başkan kalkıp da “bu isim 1’de olacaktır’ dediğinde, akan suların duracağı; 2. sıra için gelecek ismin de 1. sıraya yazılacak şahsın inisiyatifine bırakılacağı fikrinin dillendirildiğini duydum. 

Şuan, Tokat nezdinde, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yüz yüze gelip de konuşabilen ismin hali hazırdaki milletvekili Orhan Ziya Diren olduğunu hesaba katınca; Diren’in de yeniden aday adayı olduğunu duyurduğu düşünülünce; 1. sıra için akla gelen ve avantaj sahibi ilk ismin O olduğunu varsaymak, yanlış olmasa gerek. 

Lakin, Tokat Milletvekili Orhan Ziya Diren’in Parti Meclisi’nde yer almayışı önemli bir göstergedir. 

Genel Başkanı ile yüz yüze görüşen bir isimken; 

Diren mi germek istemedi? 

İstedi de giremedi mi? 

Genel Başkan da, Diren de istedi de, Genel Merkez Yönetimi mi istemedi? 

Bu tür sorulara net yanıtlar alınmadan karar vermenin mümkün olmayacağı aşikar. Ama bir göstergedir. Genel Merkez yoklamasında, Diren’in yüzde 100 1. sıra adayı olma garantisinin bulunmadığına pekalâ delil sayılabilir. Kaldı ki; Milletvekili Diren’in değil de kendisinin 1. sırada olmasını isteyen ve bunun için Genel Merkez nezdinde propaganda yürüten isimlerin olduğu da aşikârdır. 

İşte böylesi bir ortamda, böylesi bir yarışta; aynı takımın oyuncuları olup da daha iyisi için mücadele etmek, as da olsa, yedek de kalsa takım başarısı için uğraş verip, duacı olmayı başarmak beklenir. 

CHP’de bu yaşanıyor mu? 

Bir sonraki yazıda buna yanıt vererek devam edelim. 

 
Toplam blog
: 30
: 982
Kayıt tarihi
: 01.03.08
 
 

Tokat ilinde 1978 yılında doğdum. Tokat Anadolu Lisesi mezunuyum. Tokat ilinde, günlük, yerel süreli..