Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mahmut Ekrem Muhalefet demokrasiye geliştirir

http://blog.milliyet.com.tr/profilimaspx

30 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Suriye sancılı, Beşar Esad günah çıkartıyor

Suriye sancılı, Beşar Esad günah çıkartıyor
 

Beşar Esad konuşması


Tunus, Mısır, Libya'dan sonra Suriye'de sancılı günler geçiriyor. 

1963 Yılında iktidara gelen Baas Partisi, 48 yıldır olağanüstü halle ülkeyi yönetiyor. Bu süreçte çok sayıda muhalif tutuklanıyor. Basına uygulanan kısıtlamalar yıllardır devam ediyor. 

Suriye'de, 250 kişilik parlementoda, Baas Partisi sürekli ezici çoğunluğa sahip olması seçim sisteminin hileden uzak olmadığını ortaya koyuyor. Şeklen çok partili fakat gerçekte Baas Parti Diktatörlüğüne dayanan bir rejim olan sistem, 1973 de yürürlüğe giren anayasa ile yürütülmektedir. Anayasa Devlet Başkanına geniş yetkiler veriyor. Yönetim şekli '' Sosyalist Halk Demokrasisi'' olarak geçiyor. 

Baascılar Suriye'de yönetimi ele geçirmelerinden sonra, 1982'de Hafız Esad'ın kardeşi aynı zamanda, Gen.Kur.Bşk. olan Rıfat Esad Hama'da 40 bin müslümanın katledilmesini gerçekleştirdiler. Ülke koyu bir diktayla yönetilmekte, halkın istekleri, arzuları anında bastırılyor. Her olay komploya bağlanıyor. 

Bugün, Beşar Esad Halk Meclisinde konuşurken, halkın ayaklanmasını ve olayları yine komploya bağlaması entresandı. Arap coğrafyasında yaşanan olayların Suriye'yide ilgilendirdiğini söyliyen Esad, ''Hem bölgenin hemde Suriye'nin kritik dönemden geçtiğini söyliyerek, reformları kararlılıkla uyguluyacaklarını ve halkın isteklerini ister beğenelim, ister beğenmiyelim, bir şekilde karşılamamız gerekmektedir.'' dedi. 

Beşar Esad konuşmasının bir bölümünde, iç ve dış bağlantılı komplocuların, ''Fitne, Düzen, Halkın günlük ihtiyaçlarını kullanarak halkı kışkırttılar, kullandılar''. dedi. Fakat 2005 yılında yapıldığını söylediği reformları bugüne kadar neden uygulanmadığına açıklık getiremedi. Bu konuşmayı yeterli bulmıyan vatandaşlar Lazkiye'de protestolarına devam ettiler. 

Yıllarca, ülkelerini dikta rejimlerle yöneten diktatörler, kendilerini ülkenin tek sahibi olarak görmeye başlıyorlar. İktidarlarını bırakmamak için her geçen gün baskıcı tutumlarını arttırarak muhaliflere tahammül gösteremiyorlar. Katı bir despotizm ülkeyi kasıp kavurmaya başlıyor. 21. YY'da teknolojinin gelişmesi insanların iletişim araçlarını kullanmaları, küçülen dünyamızda, bilgilere hızla ulaşılması kitleleri harekete geçirmekte etkili olabiliyor. 

Bugün, Libya, Mısır ve Suriye'de ne gibi değişiklikler olabilir. Halk devrimlerinden sonra, arap ülkelerine demokrasi gelebilir mi? İslam ile demokrasi bağdaşabilir mi? Bağdaşmıyacağını savunan batı orta bir yol bulma cabasında birleşiyor. Demokrasinin tüm siyasi görüşlere açık olması gerekmektedir.Yani eski sistem taraftarlarına ve islami hareketlerede açık olmalıdır. İslami grupların kendi içine dönük, kapalı olduğu o nedenle değişime açık olmadığını düşünmek çıkmaz bir yol olarak görünmektedir. Batı bu bölgede siyasi rol oynıyan, gruplara olumlu ve açık yaklaşmalıdır. 

Bu ülkelerin önünü tıkamadan, demokratik bir yaşama geçişlerine yardımcı olunmalıdır. 

2.yazı 

Tunus, Libya, Mısır, Suriye gibi ülkelerin ortak özellikleri onyıllardır dikta rejimleriyle yönetilmeleri, halkın bu rejimlere karşı direnememesi, aksi halde her türlü şiddet devlet eliyle uygulanmakta, koyu bir faşizmin hüküm sürmesiydi. Ülkenin zenginlikleri diktatörlerin ve yakınlarının kontrolü altında olaması, halkın sıkıntılarına kulak tıkanması olarak izah edilebilir. 

Dikta rejimlerinde bunlar olurken, demokratik ve laik ülkelerde, iktidar hırsı hükümetleri bir yerden sonra aynı noktaya doğru süreklemektedir. Her geçen gün koltuklarını sağlamlaştırmak için, ellerindeki çoğunluğu kullanarak yasalar çıkarmakta, devlet güçünü kendi ellerinde toplamaktadırlar. Yargı, yürütme ve yasama yetkisine hükmetmeye başlamaktadırlar. Ve gitgide demokrasiden uzaklaşarak polis devletine meyletmektedirler. 

Bunun örnekleri aynın dikta rejimlerinde olduğu gibi, muhalefeti susturmakla başlamaktadır. Medyayı ele geçirmekte, aleyhte yazan gazetecileri susturmakta, basılmıyan kitapları toplatmakta ve yok etmekte bir beis görmemektedirler. Düşünce ve fikir özgürlüğüne darbe vurarak, gazetecileri tutuklamaktan geri kalmazlar. 

Ve, vesayet rejimine son vermek isterken, kendi vesayet rejimlerini kurduklarını bilirler lakin tenkitlere kulak tıkarlar ve imam bildiğini okumaya devam eder. 

İşte bunun adı da İleri Demokrasidir.. 

 
Toplam blog
: 147
: 638
Kayıt tarihi
: 13.05.08
 
 

Hızla kirlenen dünyamızda, üstümüze düşen görevi yerine getirmek için çalışmak, gelecek kuşaklara..