- Kategori
- Dünya Şehirleri
Kiev'de üç gün
Pusula Gezi Kulübümüzle 22 Kasım’da çıktık yola. Bugün benim doğum günüm geçen yıl da doğum günümü Prag’da kutlamıştık. Kiev'de iş yapan Avukat arkadaşımız bize rehberlik yapacak, kendisi bir gün önceden bir arkadaşımızla birlikte gittiler. İstanbul’dan yaklaşık iki saatlik bir uçuşla varılıyor. Varna üzerinden, Romanya üzerinden geçiyoruz.
Varna üzerinde hava açık sahilde bir adam üzerinde kısa kollu bir tişört, pantolonun paçalarını kıvırmış dolaşıyor yalınayak Karadeniz’e karşı sesleniyor;
“karşı yakadan
sesleniyorum
Varna’dan
İşitiyor musun
oğlum
Memeeed..
Memeeeed.”
“Sen de kimsin “diye seslendik pencereden.
“Ben Nazım Hikmet
Ben tepeden tırnağa şair
Türk Şairi Nazım Hikmet”
Kiev Ukrayna'nın başkenti ve Avrupa'nın büyük şehirlerinden biridir. Yaklaşık 1500 yıl önce kurulan şehir Dnipro Nehri'nin kenarında epelerin üzerinde inşa edilmiştir. Eski bir efsaneye göre Kiev şehri İskandinav kökenli Kyi, Schek ve Khoryv adlı üç erkek kardeş ve onların Lybid adlı kız kardeşleri tarafından kurulmuş ve şehre en büyük kardeş olan Kyi'nin adı verilmiştir. Kurulduğu andan itibaren Doğu Avrupa'nın gözde ticaret merkezlerinden olmuştur. Bugün Kiev, doğal ve ekonomik kaynakları ile dünyanın dört bir yanından iş adamlarını ve yatırımcıları kendisine çekmektedir. Önemli bir yönetim merkezi olarak Kiev, Ukrayna başkanlı yönetimi, Ukrayna parlamentosunu, bakanlar kurulunu ve devlet kurumlarını bünyesinde bulundurur. Finanssal olarak ise Ukrayna Merkez Bankası, yatırım şirketleri, yabancı finanssal kuruluşlar, borsa kuruluşları ve 220'den fazla ticari banka vardır. Ayrıca 2000 civarında tarihi, kültürel ve mimari eser görülebilir.
Havadan Kiev ve çevresi bembeyaz karlar altında, uçaktan inince sıfır derece bir havayla karşılanıyoruz.Havaalanı bizim herhangi bir ilin havaalanı kadar.Görevliler son derece ciddi ama yardımcı olmaya da çalışıyorlar, girişte bir “imigration formu” doldurmak gerekiyor tamamen formalite, 3000 USD üstünde nakit parayı deklere etmeniz gerekiyor.Otelde kalmayıp kiralık evde kalacaksanız kalacağınız yerin tam adresini de forma yazmanız gerekli, onun dışında bir sorun yok.
Çıkışta arkadaşımız bizi aldı, yedi kişilik bir araç kiralamış.Kiev tam bir araba cenneti en son model jeepleri , arazi araçlarını görkemleri otoları burada görebilirsiniz, gösteriş yollarda akıyor.
Havaalanından şehre doğru olan bölge inşaat sahası , çok katlı konutlar yapılıyor metrekaresi 1000 USD civarında satılıyor.Şehir merkezinde eski binaların kira ve mülk fiyatları daha yüksek, yabancılara uygulanan fiyatlarla kendi vatandaşlarına uygulanan fiyatlar farklı, burada yerli partneriniz olması şart.
Bizim kalacağımız konut “Krasnaya Armeiskaya “ üzerinde “Kızıl Ordu “ caddesi.Üç oda bir salon günlük kira 250 USD .Asansörü var ama benden başka kimse binmeye cesaret edemedi, bu adamlarda Sovyet dönemimden kalan her şey var ama her şey çok kaba.Binanın girişinde iki tatlı nine meyve satıyor meyvelerden bizim topraklardan, mandalina mesela 12 grn , 2.4 Dolar.Ninelerin Rusça aksanı çok güzel, çok anlaşılır gençlerin aksanı daha farklı.
Bizim bulunduğumuz cadde mavi metre hattının Palats Ukraina istasyonu yakınında.Kiev’de üç metro hattı var mavi hat, Dnyeper kıyısında Geroiv Dnipra’dan başlayıp Dibidska ‘da bitiyor 11 istasyon şehri kuzeyden güneye katediyor.Kırmızı hat Şehrin Batısından Doğusuna uzanıyor Akademmisteçko’dan Lisova’ya kadar 18 istasyon.Diğer hat mor hat yine doğu - batı arasında çalışıyor Sirets hattından Borispilska’ya kadar 13 istasyon.Mavi ve kırmızı hat Kresçatik istasyonunda kesişiyor.Mor ve Kırmızı hat Teatralnaya’da kesişiyor.Ulaşım için ayrıca troleybüsler ve bizdeki gibi dolmuş minibüler de belli hatlarda çalışıyor.Metro jetonu 1 grivna’ya 4 jeton.1 Dolar 5 grn ediyor.
Eve yerleştikten sonra şehre merkezine geçtik , Kostyantinivska Caddesinde Double Cafe’de Obolon birası pek güzeldi.Arkadaşımızın yeğeni burada Makine Mühendisliğinde okuyor kız arkadaşıyla bize rehberlik yapıyorlar.Eğitim kalitesinin çok yüksek olduğunu söylüyorlar.Double Cafe , Tarasa Şevçanka Metro istasyonuna yakın Dnyeper kıyısı.Yürüyerek 1905’de inşa edilen Füniküler’e geçiyoruz.Füniküler Kiev’in en eski merkezi Padol ile Mihaylivskaya Meydanı arasında çalışan bir çeşit teleferik.uzun bir yolu iki dakikada alıyor.Tepeye çıkınca Dnyeper Nehrinin güzelliğini akşam ışıkları altında fotoğraflayabildik.kişi başına 0.50 grn ücreti var.Tepede meydana çıktık akşam karanlığında ışıl ışıl, kiliseyi dolaşıp meydandaki büfede çay – kahve ile böreklerinde yenilebilir.Yürümeye devam edip Kresçatnik’e doğru indik.
Kresçatnik denebilir ki Kiev’in ana caddesi.Tarihi binalarla son dönem mağazaları iç içe, Zara , Mango, Lui Vitton, Gucci ve Kiev’in üç yerinde Mc Donald’s .Turuncu Devrime ev sahipliği yapan Bağımsızlık Meydanı da bu cadde üzerinde.Meydandaki Mc Donalds da kahve molası verdikten sonra Şato Restoran’a geçtik.Şato kendi birasını yerinde yapıyor.Slavutiç Sribne, Zolote, Platinove, gümüş, altın, platin , renklerinde üretiliyor.en güzeli altın renkli olanı.biranın yanında bizim şam fıstığı da geliyor.Borç çorbaları , dana biftekleri çok güzel.Akşamı burada noktalayıp evimize döndük.Oldukça yorulduk.
Sabah kahvaltı için apartmanın karşısında Kafe Hauz’a geçtik.Bizim nineler yine tezgahı açmışlar erkenden selamlaşıyoruz.Kafe güzel dekore edilmiş, fakat peynirli sadece dört tane sandviç var, beşinciyi yapmak akıllarına gelmiyor.Bitti, istersen başka bir şey ye, o da yok.Dört kişi birer sandviç ve çay 30 Dolar civarı.Yürüyerek Krasnaya Armeiskaya caddesinden Kresçatnik’e kadar bir buçuk , iki saat çekiyor.yolumuz üzerinde kapalı Halk Pazarı.Girişte döviz büfesi, giriyorsun tavan yüksekliği yirmi – otuz metre, her yerde meyveler, baharatlar, peynirler, sebzeler ve kasaplar, her çeşit et var, açıkta parçalara ayrılıyor.Fotoğraf çekmeye çalışırken çok kızdılar yaşlıca biri kafama soğan atmaya kalktı.İçinde bulunduğu durumu fotoğraflıyorum sanki, sanki o orada olacak bir adam değildi de hayat onu oraya getirdi ben de onunla dalga geçmek için çekiyorum.Diğer satıcılar hiçbir tepki vermedi halbuki.
Kresçatnik Caddesi Mokko Kafe’de arkadaşlarla buluşuyoruz.Cadde Ukrayno Otelin sağ yanına düşüyor, sağlı sollu lüks arabalar park etmişler.Kafede bizden başka Türkler de var.Öğleden sonra programımız Peçerska Lavra.
Peçerska Lavra Eski Sovyet sınırları içerisindeki en büyük manastırlardan biri, kuruluşu 11.yüzyıl ortaları, kapladığı alan 27 hektar kadar.Manastır içerisinde 18 tane kilise var.Bu kiliselerin 12 tanesi yerin üstünde taş yapı 6 tanesi de yer altında mağaralarda bulunuyor.Mağaralar azizlerin gömüldüğü mezarlık olarak da kullanılmakta.Dünyanın her yerinden Slav Ortodoks Hristiyanlar ziyarete gelmekte bu manastırı ziyaret edenler ha mertebesine ulaşıyormuş.Manastırın içerisinde Güzel Sanatlar Müzesi var, kafe yazan oku takip edip bir çay içelim dedik, yanında da tuvalet var, tuvalet kapalıymış açmadılar, manastırın alt bölümündeki tuvaletler çok temizdi.
Peçarska Lavra’ya yeni evlenenler gelinler ve damatlar buraya geliyorlar, nehri tepeden görüyor, arkadaşlarıyla burada küçük bir kutlama şampanya eşliğinde yapılıyor.Manastırın sol tarafında Meçhul Asker Anıtı’na çiçekler sunuyor çiftler.
Manastır içerisinde dünyada eşi benzeri olmayan Mikro Minyatür Müzesi de bulunmakta.Üçerli beşerli gruplar halinde içeriye alıyorlar.İnanılmaz bir yer.Müzenin kurucusu bütün eserlerin sahibi Ukrayna vatandaşı Mykola Syadristy.Bütün eserleri kendi elleriyle yapmış, ilk eserini 1960’larda yapmış.eserlerinin pek çoğu Guiness Rekorlar Kitabına girmiş.Müzede eserlere mercekle bakabiliyorsun.Toplu iğne başına yerleştirilen satranç takımı, saç telindeki gül, iğne deliğine yerleştirilmiş piramit ve kervan, saç telinin ucuna yazılmış isim ve soy isim.Lenin portresine yazılmış eserini ancak büyüteçle görebiliyorsunuz.Dönüşte Tarasa Şevçenko’da Double Kafe’de mola ve akşam yemeği sonrası merkezi tren istasyonuna gittik.Arkadaşlarımızdan birinin tanıdığı istasyon girişine döner büfesi açmış, döner yemeye gittik.Bir ay olmuş açalı, eti kendisi işliyor, başka büfelere de satış yapıyor, Kiev’de 200 dönerci olduğunu bildiğini söylediler.Büfe yirmi metrekare var yok, kirası 6000 dolar.Akıllı bir Demiryolları müfettişi tüm Ukrayna’nın demiryollarındaki büfe ve benzeri işyerlerini kiralayıp 200 Dolardan kiraya veriyor 5000 dolardan.Bu küçük örnek bana caddelerdeki ciplerin nereden geldiğini anlatıyor.
Ertesi sabah Metroyla Kontraktova Ploşça’ya kadar gittik.İstasyondan sonra yokuşu çıkmaya başladık.Andrevski Spusk , Ayasofya Meydanına çıkıyor.Bir açıdan üst yönetimle halkın yaşadığı aşağı mahalleyi birbirine bağlayan yokuş sağlı sollu hediyelik eşya satıcısıyla dolu.1711 yılında Kiev şehri yöneticilerinin emriyle cadde genişletilmiş.Sadece yayaların geçebileceği bir yer iken atlı arabaların da geçebileceği bir cadde olmuş.Yokuş üzerinde pek çok resim atölyesi de bulunmaktadır.Meydana çıkıp yürüyerek tekrar Kresçatnik’e iniyoruz.Son akşam yemeğimizde iyi bir yerde yemek yiyelim diye Kazak Mamay restoranını arıyoruz.Bulamadık restoranı küçük bir Kafeye oturduk, sorduk ki kapanmış restoran biz yine Şato’da yerimiz ayırttık.Kafe çok hoş bir yer bir şişe 100’lük Tekila 100 Dolar.Şato’da akşam pek keyifliydi.
Sabah erkenden düştük havaalanı yoluna, ayrılıyoruz Kiev’den.Göremediklerimiz aklımızda kaldı ; İkinci Dünya Savaşı Müzesi, Piragova Açık Hava Müzesi, Dinyeper’de tekne turu gezileri.
O.Panas, El Asador , Kazaçok Restoranları bir daha sefer belki.
Kemal