Kılıçdaroğlu Kimlerin Hizmetinde?

Türkiye’nin en büyük sol görüşlü partisi CHP’nin genel başkanı sn. Kemal Kılıçdaroğlu yerel seçimlere çok hızlı başladı.

CHP her ne kadar demokratik sol, sosyal demokrat olduğu iddiasındaysa da, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun seçim hazırlıkları bağlamında  herhangi bir solcu, Atatürkçü devrimci siyasetçiyle şu ya da bu şekilde bir araya geldiğini gören, duyan, bilen yok.

Aynı solcu Kılıçdaroğlu’nun sağ görüşlü, muhafazakar, milliyetçi, liberal… siyaset aktörlerinin önde gelenleriyle ve hatta arkada kalanlarıyla aralarından su sızmıyor.

Gün geçmiyor ki gizliden veya kamuoyu önünde bir sağcı siyasi aktörle bir araya gelmemiş olsun.

Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi’nin bugünkü yazısından Kılıçdaroğlu’nun 3 hafta önce eski Ak Parti kurucularından Abdullah Gül’le görüştüğünü öğrendik.

Geçtiğimiz günlerde seçimlerde en büyük rakiplerinden olması beklenen Binali Yıldırım’la ekranlarda arz-ı endam eylemişlerdi.

Ondan önce 27 Kasımda SP lideri Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret etmişlerdi.

Önümüzdeki hafta ülkücü kesim liderlerinden Meral Akşener’le görüşeceği ve yine ülkücü kökenli Mansur Yavaş’la dirsek teması içinde olduğunu bilmeyen yok.

Liberallerle görüşme açığını Almanya’da Cem Özdemir’e kapatmaya çalıştı.

Sol eğilimli sendikalarla pek bi merhabası olmasa da birkaç hafta önce Türk İş başkanıyla bir araya gelmeyi ihmal etmiyordu.

Bütün bu çabalar AKP’li adaylara karşı kazanma ihtimali olabilecek aday bulma amaçlı.

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 okta simgeleşmiş ilkelerini, bir sosyal demokrat partinin savunuculuğunu yapması gereken tüm değerleri, emekçinin haklarını, hukukun üstünlüğünü, eğitimin bilimsellik sorunlarını, laikliği, kalkınmayı, terörü, memleketin bin bir sorununa nasıl çözümler üretileceğini bir yana bırakmış, seçim kazanabilecek aday telaşına düşmüş.

Bulacağı adayın neyi savunduğu, hangi sınıfsal kesimlerin çıkarlarına hizmet edeceği, CHP ilkelerine ne kadar önem verdiği gibi ayrıntıların önemi yok. AKP adayı karşısında seçimi kazansın da, dünya görüşü, sol ilkeler önemli değil. Ekmeleddin İhsanoğlu tercihinde olduğu gibi  adayların CHP karşıtı olmalarının dahi bir önemi yok.

CHP tabanı kendisinden bunları mı istiyor? Biz sizden bunları mı istiyoruz, sn. Kılıçdaroğlu?

Ülkücü olduğunu ve CHP rozetini takmayacağını gizlemeyen sn. Mansur Yavaş Ankara Belediye Başkanı seçilirse, CHP’liler seçim mi kazanmış oluyor?

Muhafazakar AKP adayına karşı bütün sol değerleri ve ilkeleri bir kenara koyup  farklı partilerden ve ama aynı kesimden bir başka adaya seçim kazandırmanın ticareti nedir? Bu nasıl bir yaklaşımdır?

Özhaseki yerine Yavaş’ın Ankara’ya, hatta ve hatta Binali Yıldırım’ın yerine CHP’liliği tartışmalı Ekram İmamoğlu’nun İstanbul’a başkan olmalarının farkı nerede?

Karşıda bir çok sağ, muhafazakar, milliyetçi, liberal parti var, solun tek partisinin başına geçmiş olan sn. Kılıçdaroğlu sadece ve sadece o partilerin iç yarışında kendilerine yer bulamamış kimselerin adaylıklarını garantiye almakla meşgul…

Milyonlarca CHP’li içinde Atatürk ilkelerini, emek dünyasının çıkarlarını önceleyen adaylarla yürütülecek bir seçim çalışması daha ulvi bir davranış değil mi? Bu şekilde seçim kaybetmek sağ kökenli ve CHP ilkeleriyle ilgileri olmayan adaylara seçim kazandırmaktan daha onurluca sayılmaz mı?

Bugüne kadar hep bu taktiği izledin, bir fayda gördün mü?

CHP Keçiören delegesiyken vefat eden bir babanın evladı, yani aileden CHP’li ben, sizin esas niyetinizin sağa seçim kazandırmak olduğunu sezinliyor, sizin asırlık çınarımız CHP’nin başından gönderilmenizi teminen  göstereceğiniz bu adaylara oy vermeyeceğimi ve sandığa da gitmeyeceğimi buradan ilan ediyorum. Yetti artık…

Kenan IŞIK