Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '12

 
Kategori
Blog
 

Kim? Niye yazar?

Kim? Niye yazar?
 

Kim? Ne derse desin!... Sen... Düşün ve yaz. Yaz ve düşün; benim güzel arkadaşım...


Kim? Niye blog yazar güzel okuyucum? Evet sana soruyorum: Kim? Niye blog ya da yazı yazar acaba sence?

Blog da yazsa, yazı da yazsa, kişiyi bir şeyler karalamaya iten nedenler; çoğunlukla ortaktır bence.

İçini dökmek için yazanlar... Birileriyle dertleşmek isteyenler... Duygu ve düşüncelerini başkalarının da öğrenmesini isteyenler... Düşünceleri kitleselleşsin, kitleleri arkasından sürüklesin isteyenler... Her ne olursa olsun, çatışmacı ve polemikçi kişiliklerini yazılarıyla yayanlar... Olabildiğine içine kapanıklığının tek çıkışı yazmak, durmadan yazmak olanlar... Günlük hayatında, kişisel ilişkilerinde bulamadıkları tatmini, yazmakta çizmekte arayanlar... Yazılarıyla düşüncelerini geleceğe miras bırakmak isteyenler...

Beni düzenli okuyanlar bilirler ki... Yazarken iki temel hedefim var benim: Birincisi... Düşüncelerimi geleceğe miras bırakabilmek... İkincisi geleceğe miras bırakmaya çalıştığım bu düşüncelerimi, becerebildiğim ölçüde, geniş kitlelerle ulaştırabilmek... Kitleselleştirebilmek....

Evet... Düşüncelerimi geleceğe miras bırakmak istiyorum. Çünkü: İçinde yaşadığım zamana, geleceğe, tarihe karşı sorumluluklarım var. Ülkeme, toplumuma, her şeye rağmen, bana hala güzel gözükmeyi becerebilen Dünya'ya, insanlığa, süresini bilemediğim yaşamımı paylaştığım tüm canlılara karşı sorumluluklarım var.

İçtiğim suya da, soluduğum havaya da, yaktığım ateşe, beni, bizi var eden herkese ve her şeye borcum var.

Yaradanıma karşı kulluk görevlerim, bir de mahşer günü vereceğim bir hesabım var.

Olabilecek her yerde, hesaba çekildiğim her ortamda hesabımı gönül rahatlığıyla verebilmek, ben bunları söylemiştim; hatta yazmıştım diyebilmek için; yazmak ihtiyacım var.

İnsanın duygu ve düşüncelerini en iyi ve hızlı biçimde kitleselleştirebilmesinin ana yolu; yüksek siyaset yapabilmekten geçer bence.

Her ne kadar, yaşamın kendisi, yaşamımız içinde aldığımız her tavır, her davranış, yaptığımız her tercih; yaşam siyasetimizi gösterse, siyasi tercihimizi de açığa çıkarsa da...

- Kendi düşüncelerim kendimi bağlar - ön şartıyla söylemek istiyorum ki... Düşüncelerimi kitleselleştirebilmemin en kestirme, en sağlam yolu, yüksek siyaset yapabilmemden, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden önce büyük Türk Milleti'ne, sonra da tüm Dünya'ya seslenebilmemden geçer bence.

Allahım bana o güzel günleri gösterecek mi? Hayat... Şimdi, burnumun dibinde bana daha ne süprizler hazırlamakta; daha ne goller atmayı planlamakta kaleme; bilememekteyim ama...

Eğer nasibimde yoksa, yüksek siyaset yapamayacaksam eğer; en azından, yazarak, yazdıklarımla derdimi, düşüncemi, duygumu, hayat ve siyaset görüşümü paylaşayım yetinmesine sahibim; kendimce..

Herkesin duygusu, düşüncesi, yaşam ideal ve tercihleri kendini ve yaşamsal sorumluluklarını belirleyip sınırlasada....

Bırakın da, dileyen dilediği gibi düşünsün, hayal etsin, hissetsin ve tabi ki yazsın bu tüm söylediklerimi...

Çünkü benim güzel arkadaşım... Düşünen insandan insana hayırdan başka bir şey gelmeyeceği gibi...

Susan insan, her türlü belayı sarar; hem kendi ülkesi hem tüm Dünya insanlarının başına...

O yüzden... Düşünmeye de, yazmaya da devam, devam, devam lütfen! Derim ben. Tabi eğer sen de benim gibi, kendini, aldığın nefese, uçan kuşa, yüzen balığa karşı sorumlu hissediyorsan...

Kim? Ne derse, desin!... Sen düşün ve yaz. Yaz ve düşün benim güzel arkadaşım...

Not: Yazımdaki görsel www.dumanustu.com adresinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..