Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '11

 
Kategori
Deneme
 

Kimbilir?

Kimbilir?
 

internet ortamından alınmıştır.


İstanbul’un isim yapmış saygın gece kulüplerinden birinin işletmecisi idi genç adam. O gece yine kalabalık ve yoğun gecelerden biriydi. Müşterilerin arasından bir ara girişteki kan kırmızı koltuklarda oturan bir genç kız ilişti gözüne. Kız, çekingen bir halde koltuğun ucuna doğru, eğreti bir şekilde oturuyordu. Elindeki sigaradan bir nefes, bir nefes daha çekerken etrafa dalgın gözlerle bakınıyordu. Genç adam, bir süre sessizce kızı izledi. Acaba birini mi bekliyordu? Aradan uzunca bir zaman geçti, belki iki, belki de üç saat. Bu zaman zarfında genç kızı unutmuş, diğer müşterilerle ilgilenmiş, hoş sohbet etmişti. Birden aklına geldi. Kapının yanına baktığında, kız aynı yerde kim bilir kaçıncı sigarayı tellendiriyordu. Merakı arttı. Kızın yanına gitmeye karar verdi.

Usulca, genç kızı ürkütmemeye çalışarak yanına yaklaştı. ‘’İyi geceler. Beklediğiniz kişi sanırım gelmedi.’’ Dedi.

Genç kız, sakin ancak korku dolu bir ifade ile’’ Hayır, hiç kimseyi beklemiyorum. Ben burada çalışmak istiyorum. Bu gece evimi terk ettim. Benim, burada işe girmem için yardımcı olabilir misiniz? ‘’ Dedi.

Genç adam çok şaşırmıştı. Önce ne diyeceğini bilemedi. Yavaşça kızın yanına oturdu. ‘’Anlat bakalım, konuşalım biraz. Neden evini terk ettin? Diye sordu. Genç kız çekine çekine, fısıltı halinde bir sesle, evde annesi ve babası ile geçinemediğini, devamlı şiddet gördüğünü, hiçbir hareketine izin vermediklerini, ailesi ile geçinemediğini ve son çare olarak evden ayrıldığını, gidecek başka bir yerinin de olmadığını anlattı. Kuşak çekişmesi!

Genç adam, dinledi. Dinlerken düşüncelerin bin tanesi beyninde vals yapar haldelerdi. Genç kızın ağladığını fark etti. Bu güne değin, eşinin zoruyla ya da dostunun tehditleri ile gece kulüplerinde çalışmak zorunda kalan çok kadın görmüştü. Her birinin hayat hikâyesi ayrı ayrı roman olurdu. Uzunca bir süre düşündü.’’ Bak, mutlaka haklısındır. Sana nasıl yardım edebilirim? Şimdi onun çaresini bulalım. Burada gördüğün ‘’O’’ parlak ışıkların altında, renkli dünyada yaşadığını zannettiğin, süslü, şık, boyalı kadınlar var ya! İnan ki hiç birisi burada çalışmaktan asla memnun değiller. Sen, balonun, renkli parlak kısmını görüyorsun, aslında hepsinin içi boş. Senin yerinde olmak için neler feda etmezler ki bilemezsin! En kötü anne, baba inan buradaki en iyi patrondan daha iyidir. Sen, evinde aç kal ama annenin, babanın yanında ol.’’ Diyerek kızı ikna etmek için uzun bir zaman dil döktü.

Genç kızı evine dönmeye ikna etti. Kapının önündeki taksilerden birinin şoförünü yanına çağırarak, kızı evine kadar götürüp ailesine teslim etmesini ve döndüğünde de kendisine neticeyi bildirmesini söyleyip, taksinin parasını da ödedikten sonra genç kızı uğurladı.

Belki yıllardır, bu geceki kadar huzurlu bir halde evine gitmemişti. Belki gökyüzünden bir yıldız kaymasına engel olmuştu. Kim bilir?

Kim bilir?

Şimdi! O genç kız nerelerdeydi? Belki aklına geldiğinde, dua ediyordu genç adama.

KİM BİLİR?


Ayşen Arslangiray Kura 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..