Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '08

 
Kategori
Kültürler
 

Kimdir Sarıkeçililer?

Kimdir Sarıkeçililer?
 

Aydıncık’ta, 12-13 Nisan 2008 tarihleri arasında yapılan Göç Şöleni'nden bir kare.


“SARIKEÇİLİ KİMDİR” sorusunu kime yöneltirseniz yöneltiniz, alacağınız yanıt hemen hemen şöyledir: “Ormanda kıl çadırda yaşayan, hayvancılıkla geçinen, atları, eşekleri, develeri ve davar sürüleriyle, yazın yaylaya, kışın sahile yaya olarak giden, konargöçer Yörüklerdir.” Sarıkeçilileri, Orman Bakanı da böyle tanımlar, orman muhafaza memuru da.

Konargöçer diye tanımlanan Sarıkeçililer, yıllardır çözümsüz kalmış sorunlar nedeniyle ne konabiliyor ne de göçebiliyor.

Ortada bin yıllık bir Sarıkeçili gerçeği var, bir de mevzuat. Sarıkeçili sorununun temelinde işte iki gerçeğin çatışması yatıyor. Yasa tam uygulanırsa, bu insanların yaşama hakkı ellerinden alınır ve ata kültürümüz yok olup gider. Öbür türlü de yasa uygulanmamış olur.

Eğer yasalar uzlaşı metinleri olsaydı, o yasalar yapılırken bunlardan zarar görebilecek insanların sorunlarına çözüm bulunmuş olurdu. Ama yasa koyucuları, konargöçer gerçeğini dikkate almamış, ormanda yaşayan ve hayvancılıkla geçinen bu insanların ne olacağını düşünmemiş.

Yıllardır da Sarıkeçililer ya idare edilmiş ya da onlara para cezası uygulanmış. Her Sarıkeçili’ye birkaç kez ceza kesilmiştir. Onun suçu, ne ağaç kesmektir ne de orman yakmak. Onun suçu “Ormanda izinsiz hayvan otlatmak.” Tanımı gereği ormanda yaşayan insan, hayvanını kentte otlatacak değil ya!

Devleti yönetenler, idareyimaslahat politikasından da ceza yöntemiyle sorun çözme mantığından da vazgeçmeli ve Sarıkeçili soruna acilen bir çözüm bulmalıdır.

Eğer ceza ile sorunu çözme mantığı geçerli olsaydı, sorun çoktan çözülmüş olurdu. Sorun kesinlikle uzlaşma yöntemiyle çözülmelidir.

Öncelikle Sarıkeçililerin şu anki durumları yasallaştırılmalıdır. Bu yapılmadan Yörükler kendilerini sürekli baskı altında hissederler. Baskı ve yıldırma politikası uygulanacak olursa, bunlara dayanamayarak bazı konargöçerler yerleşik düzene geçebilir. Bazıları ise köşe bucak saklanarak, ha yakalandım ha yakalanacağım korkusu içinde, “ya kısmet” diyerek yaşantılarına devam eder.

Sarıkeçililerin gelecekleri ancak konumları sağlam bir temele oturtulduktan sonra tartışılabilir. Yaşam tarzı öyle kolay kolay değişmez. Uzun bir hazırlık gerektirir. Yerleşik düzene hazırlıksız geçmenin yaratacağı, sosyolojik, psikolojik ve sosyokültürel sorunlar gözden uzak tutulmamalıdır. Öncelikle iskân olayı zoraki değil gönüllü olmalı. Yerleşik düzene geçmek isteyenlere yeni yaşam tarzında yapabilecekleri meslekler konusunda eğitim verilmeli. Sonra onlara deneme zamanı tanınmalı. Kişi, hazır olduğuna karar verdikten sonra geçmeli yeni yaşamına. Yeni düzenine ayak uyduramayanlar ya eski yaşamına dönmek isterlerse, onlara nasıl davranılacak? Peki, mevcut düzenini sürdürmek isteyenler yürürlükteki yasalardan nasıl etkilenecek? Onların konumları sağlam bir temele oturtulacak mı? İşte bu soruların üzerinde uzun uzun düşünülüp tartışılması gerek.

Sarıkeçili sorunları, çözümlenemeyecek türden değil. Kesinlikle çözüm bulunur; yeter ki sorun ciddiye alınsın, yeter ki çözüm aransın!

Bir Yörük atasözü bakınız ne diyor: “Çobanın gönlü olursa, tekeden teleme çıkarır.”

 
Toplam blog
: 95
: 1738
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

Emekli öğretim görevlisi, çevirmen, öykü yazarı, kültür ve düşün dergisi Gerçemek'in sahibi ve ge..