Kimi aldatıyoruz!...

Yazı okuyanı olunca güzeldir, bir değerdir. İster şiir, ister düz yazı, hikaye roman vs…

Yazar derdi olan insandır. Toplumun derdi ile dertlenir. Gelecek kaygısı olmadan yazar!

Bazen bir kelime için bir kitap yazar bazen küçük bir acıyı yüreğinin derinliklerinde hisseder, anlaşılmak ister, acısını paylaşmak ister.

Daha güzele gitme adına ince eler sık dokur.

Bulabildiği çareleri paylaşır, insanı daha güzele götürmek için çırpınır durur. 

Okuyan bağımlı değildir. Özgürdür. Seçer okuyacağı insanı!..

Milliyet Blog binlerce insanın içinden geldiği gibi paylaşımlarına sahne olan harika bir platform

Düşüncelerini toplumla paylaşan, olaylar karşında fikrini beyan eden güzel insanlarla dolu.

Bir şey fark ettim.

Belli bir gurup insan o guruba ait olanları okuyor, onlara yorum yazıyor.

Bir klan oluşturmuşlar.

İnceledim birkaç paylaşımlarını, 15 yorum, 20 yorum alan şiirlerine, yazılarına baktım, pek orijinal bulmadığım yazılar ama yorumlar gırla gitmiş.

Diğer yazısına baktım bir arkadaşın, moda mod aynı arkadaşlar döktürmüşler yorumları, cevaplar da o biçim…

Kendi yazar kendi okur durumuna düşmüşler. İçlerinde ayrı gayrı yok. Herkes ayni telden çalıp oynuyor…

Üstelik zaman zaman bende aldanmış, o klana yorum yazmışım.

Bu suni, yapay döllenme yazanlara ne kazandırır. Milliyet Blogda kimi aldatıyoruz?

Şaşılacak bir hınlık…

Sürekli veterelerde en çok yorum alan bu arkadaşların yazıları çıkıyor. Bugün ençok yorum alan,bu hafta, bu ay şeklinde hep bu yazar arkadaşların yazıları görünüyor. Hem bu harika ortama okuyucu olarak gelen insanlar yanıltılıyor hem de sistem hileyle karıştırılmış oluyor…

Bu arkadaşlar dönerli olarak yazılarına yorumlar yazıyorlar ve Milliyet Blog’da bir güzel fikir bulurum umudu ile dolaşan normal insanlara kement atıyorlar.

En fazla yorum alan 3 yazıya yapılan yorumların bir çetelesini çıkarın manzaranın insanı boyutu çıkar ortaya.

Eğer gerçekten toplumsal bir fayda uğruna kalem oynatıyorlarsa diyeceğim olamaz.

İnsanlar herkesi sevmek zorunda değiller. Bu arkadaşlar birbirini çok seviyor olabilirler…

Ama birbirlerini sevmekten sevilecekleri kuruyacak, onu fark edemiyorlar…

Gayeleri nedir diye düşündüm?

1-Politik bir amaç uğruna yazıyorlar

2-Birileri adına toplumsal mühendislik yapıyorlar…

3- Tamamen tesadüfen oluşan bir klandır!..

Üçüncü şık mümkün değil… 

Birinci şık çok kuvvetli bir ihtimal. Zaten paylaşımlarından aidiyetlerini ortaya koyuyorlar.

Saklanacak bir şeyleri yok.

İkinci şık birinci şıkka paralel bir yapı oluşturmuş istemeden belki. Ama safça bir birliktelik değil bu.

Planlı bir şekilde toplumu dizayn etme çabası seziyorum…

Yakışık almıyor beyler….

Belli bir yaşa gelmişsiniz. Halkımıza biçtiğiniz elbise dar geliyor…

İstediğiniz kadar alay edin, istediğiniz kadar verdiği oyu kutsamayın, aşağılayın, bu ne size, nede ülkemize hiçbir şey kazandırmayacaktır.

Bu toplumun öğrenmeye ihtiyacı var.

Bilmediği şeyleri olabildiğince tarafız bir şekilde yapacağımız paylaşımlardan öğrenecekler.

Elbette bir siyasi görüşümüz vardır. Ama bunu her satıra, her yazıya alabildiğine yansıtmaya gerek yoktur.

O zaman yazar değil, yazdırılan oluruz… O zaman ameleden farkımız kalmaz.

O zaman o kelimeler sırtımıza biner ve asla da inmezler. Sürekli mahkum etmek istediğimiz halkımızın yerine biz mahkum oluruz…

Milliyet Blog muhteşem bir platform. Bana göre amacı toplumu konuşturmaktır. Daha demokratik bir ortam yaratmaktır. Herkesin fikrini özgürce ifade edebildiği harika bir ortamdır. Bu güzel platformda okuyanları aldatmak isteyenler  kendilerinin aldandığını bakalım ne zaman anlayacaklar…

Sevgi ve saygılarımla….