Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '07

 
Kategori
Haber
 

Kınalı kuzular

Kınalı kuzular
 

Bu gün akşama doğru Milliyet Gazetesi’nin internet sayfasından bir haber okudum. Sınır bölgesine gönderilen askerler, kamera ve objektiflere keyif içinde el sallarken, ellerindeki kınaları fotoğraflanmış.

Haberde, neden kına yakıldığı da şöyle anlatmış: “Bir gün birliğini denetleyen bir komutan askerin eline kına yakıldığını görür, ona elindeki kınanın sebebini sorar. Asker şöyle cevap verir: Bizim köyde üç şey için üç yere kına yakılır. Kurbanlık hayvanın üzerine kına yakılır, Allah’a yakınlığın işareti olsun diye. Gelinin eline kına yakılır, kocasına yakın olsun diye. Askerin eline kına yakılır, vatanına yakın ve kurban olsun diye.”

Açıkçası, kına konusundaki anlayışı okuduktan sonra, Türk örf ve adetlerinden daha nice bilmediklerimiz var olduğunu görerek, kendi adıma utandım.

Özellikle düğün törenlerinde gelin ve damadın eline kına yakılır. O kınadan benim de elime yakıldı, “Adettendir” diye düşündüm ama “Neden”ini sorgulamadım.

Kurban bayramlarında “Kurbanlık koyun” alırken, özellikle “Kınalı” veya kına renginde boyanmışını almaya özen gösterenleri anlamadım.

Askere giderken “Gönderme eğlencesinde” neden kına yakıldığını hiç sorgulamamıştım.

Bu örf ve adetlerin hepsi, bir şekilden ibaret olduğunu biliyoruz. Önemli olan, neyi ifade ettiğini bilmek, anlamak ve davranışları ona göre yapmak, yaşamaktı.

Analar, oğullarını hep “Kınalı kuzum” diye severler. Şehit anaları, ağladıkları yerde “Kınalı kuzum” diye seslenirler şehit evlatlarına…

Demek ki “Kına” ve “Kına yakma” başka bir şey…

Bundan böyle ben, kızdığım kişilere “Münasip yerine…” diye başlayan ve kınayı öğütleyen laflar etmeyeceğim. Hele “Mehmet”in avucunda kınayı görüp de ne anlama geldiğini öğrendikten sonra, daha önce kurduğum aksi “Kınalı” ifadelerin hepsini iptal ediyorum, geri çekiyorum, yazılmamış sayıyorum. Benim “Mehmet”imin elindeki kına, başka bir yere yakışmaz artık.

Ve diyorum ki Ahmetlerimiz, Mehmet’lerimiz, Mustafa’larımız, kısacası adı ne olursa olsun, Mehmetçiklerimiz, kınanız kutlu, gazanız mübarek, şahadet şerbetiniz tatlı olsun.

14 KASIM 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..