Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '07

 
Kategori
Haber
 

O “Kasımpaşalı” ise…

O  “Kasımpaşalı” ise…
 

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, Amerika’ya gittiğinde “Oval Ofis”te Başkan Buhs ile görüşürken, kendisine “Sen Teksaslı isen ben de Kasımpaşalıyım” demiş…

İşin aslına bakarsanız, Bush’un Teksaslı olmasını tartışamayız. Tam bilgi sahibi değiliz ama Teksaslı olduğu söyleniyor.

Recep Tayip ERDOĞAN ise, 26 Şubat 1954 yılında Rize’de doğmuş ve 14 yaşında İstanbul’a taşınan ailesi ile birlikte Kasımpaşa semtine yerleşmiş. Şimdi ise Üsküdar’da oturuyor.

Demek oluyor ki Recep Tayyip ERDOĞAN, söylediği gibi asli “Kasımpaşalı” değil, sonradan olma “Kasımpaşalı” oluyor.

“Kasımpaşalı” tanımlamasına gelince…

İstanbul’un Kasımpaşa semtinde, zamanın birinde, o semtte “Delikanlı” çıkmış. Namı tüm İstanbul’da almış yürümüş. Özellikle “Kurtuluş Savaşı” yıllarındaki “Kurtuluş” çalışmalarına katkıları nedeniyle de namı daha da almış yürümüş.

On dört yaşında iken İstanbul’un Kasımpaşa semtine ailesi ile birlikte gelip yerleşen Recep Tayyip ERDOĞAN, çocukluk yıllarında “Kasımpaşalı” efsanesini çok dinlemiş olmalı ki, üzerine “Yapıştırılan” bu lakaptan pek hoşnut görünüyor ve her ortamda “Kasımpaşalı delikanlılara” benzemeye çalışıyor.

Oysa bu ülkenin her metrekaresinde yaşamış ve yaşamakta olan bir veya birkaç “Kasımpaşalı” delikanlı her zaman vardır. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın “Kasımpaşalı” tavrına ihtiyacımız yok. Ayrıca, herkes kendine göre biraz “Kasımpaşalı”dır. Örneğin ben de “Matralı”yım. “Marta” bizim doğduğumuz, büyüdüğümüz, çocukluğumuzun geçtiği Kayseri’deki semtin adı. Bu semtten “Delikanlı”lar, bazen “Belalı”lar çıkar. Bunun yanında da “Şiremenli”leri “Çifteönülüler”i de Kayseri’de unutmamak gerek.

Demem o k, bize “Delikanlı” tavırlılardan daha çok “Devlet adamı” tavırlılar gerek.

Örneğin, ABD Başkanını, ya da başka ülkelerin başkanlarını, başbakanlarını evinde ağırlayan, devletinin ve milletinin “Onurunu” ön planda tutan, Sudi Arabistan’ın kralının tahtı yanında oturmayan.

ABD Başkanına “Ben de Kasımpaşalıyım” demiş…

Eh… Başkan Bush da öğrenmiş oldu. Peki değişen ne oldu?

Bana göre değişen bir şey yok. İmam bildiğini okuyor.

Aslında benim bir önerim olacak. Kabul görür mü bilemem.

Siyasete girmeye aday olanları, önce bir “Tarih” sınavına sokacaksınız, içinde “Siyasi tarih” de olacak. Okuyacaklar, eskiden siyaset içindeki “Devlet adamları” nasıl davranmışlar, ülkelerinin ve milletlerinin onurunu nasıl korumuşlar, sorunları çözerken nelere dikkat etmişler gibi. Bu sınavdan geçenlere “Kasımpaşalı” değil de “devlet adamı” olur diploması vereceksin, sonra da siyasete süreceksin.

Tabi burada bütün olumsuzlukları kendisine yükleyip de haksızlık etmeyelim.

Bizim milletimiz, böyle “Tavırlı” kişilere pek meraklıdır. Hele “efsane” kişi yaratmaya tümden merakları vardır. Oysa “EFSANE” yaratılmaz, o kendini yaratır. Tavırlarının ötesinde, yaptığı ve başardığı işlerle…

İşte böyle… Bazen “Gülünç” oluyoruz.

14 KASIM 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..