Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kınayı kim yakacak?

Kınayı kim yakacak?
 

Zamanlama, normal etkinin kat kat üstünde bir tahribat yapmaya yarayan psikolojik kuvvettir.

Hayata geçirilmeye çalışılan “açılım” projesinin, ellerindeki son sermayelerini de alacağından korkanların yaygaraları, aylardır diken üstünde durmaya çalışan Türkiye’nin altını üstüne getirmişken, dün dehşet bir haberle sarsıldık.

Bir insanın yüreği kaç kere yanar ki… Gerçi her acıya hem yanacak hem de dayanacak güçte yaratmış Tanrı bedenimizi… Dayanılmaz denilen ne ıstıraplara dayanıyoruz, kahreden ne elemlerin altından kalkıyoruz.

Terör belasının sona ermesi için atılan adımları duyar duymaz, “ne açılımı?” diye çalım satanlar, dün Tokat’tan gelen 7 şehit haberine nasıl tepki gösterecekler diye merak ediyordum.

Sayın başbakan, muhalefetin akıl almaz tepkilerine, “sanki şehit haberi almak için sabırsızlananlar var” gibi bir şey söylemişti de, ben bile bunu biraz acımasız bulmuştum.

“Olur mu canım, bunlar da bu ülkenin evlâdı, bu milletin parçası, muhalefetteler diye bunu da istemezler ya, böyle bir milli felâket karşısında ellerini oğuşturup, oh ne güzel, hükümetin projesi deliniyor, halkın gözünden düşüyor, oyları da giderek düşüyor diye sevinemezler ya” diyordum.

Ama insanın içinde kin varsa, gözler her şeyi o açıdan görüyor demek ki…

*****

Dün oğluma ders çalıştırırken milletle topluluğun farkını anlatmıştım. Demek ki 7. sınıfta insanların bunu öğrenmiş olması lazım. Fakat bazen 70 milyonun bir topluluktan öteye gidemediği gibi bir korkuya kapılmıyor da değilim.

Bir taraftan “Türk milleti” kavramı içine Kürtler ve diğer etnik gruplar da giriyor mu girmiyor mu, giriyorsa burada millet tarifini nasıl yapacağız” gibi soruları tartışırken, bir tarafta “millet” olarak ortak bir akıl, ortak bir düşünce, ortak bir felsefe, ortak bir amaç oluşturamadığımızı fark ediyorum.

Bunu becermiş olsaydık, her olaya ortak bir tepki göstermesini de becerir ve sonuçta ortak bir çözüm de üretirdik. Ben isterdim ki, bugünkü gazete manşetleri, partilerin açıklamaları, sivil toplum ve benzeri kuruluşların söylemleri, tek bir ağızdan çıkmış gibi düzenlenen birkaç kelimelik ortak bir cümleden oluşsun.

Nerdeee? Kimi sadece görmezden gelmemeye çalışmış, kimi ajitasyon yapmış, kiminin neredeyse “oleeey” diye bağırmadığı kalmış. Arada gerçek gazetecilik yapmak isteyenler de güme gitmiş. Bu arada hâlâ “eliniz kırılsın” gibi beddualarla olaya yaklaşanlar bile var. Bu şartlarda açılımın başarıya ulaşması, imkânsız değil ama elbette zor.

“Biz zaten bunu bildiğimiz için böyle yapıyoruz diye” bıyık altından kıs kıs gülen varsa, onların anladığımız manada millet kavramının neresinde olduklarını herhalde belirtmeye gerek yok.

Bunlar hain olabilirler, düşman olabilirler, kandırılmış olabilirler, çıkarlarına yenilmiş olabilirler, akılsız, mantıksız olabilirler, ama arkalarından gidilecek bir lider, bir önder olamazlar. Burada halkımıza büyük görev düşmektedir.

*****

Gazetelerin içinde, “Terör bitsin, artık analar ağlamasın” tezinden yola çıkılarak hazırlanan “açılım”ı, dünkü 7 şehidin müsebbibi gibi gösterecek kadar bayağılaşanlar bile var.

Teröristlerce atılan molotof kokteyliyle yanan gencecik bir yavrumuzun ölüm haberinin de aynı sayfada yer aldığı bugünkü gazeteleri görünce, insanın içinden “Açılıma karşı çıkanlar kına yaksın” demek gelirken, bir gazetemiz utanmadan “Açılım diyenler kına yaksın” diye manşet atabilmiş. Bu kadar mı tersine döndü dünya?

Diyelim ki muhalefet yapacağız, gazete satacağız diye, bunların gözü dönmüş. Ya buna para verip satın alanlar, okuyanlar, hiç düşünmezler mi, ben ne yapıyorum, neye hizmet ediyorum, bu şekilde ülkemin sonu ne olacak, benim de yaşadığım bu vatanın kaderiyle oynayanlar ne yapmak istiyorlar diye bir soru gelmez mi akıllarına?

Biliyorum, böylesine seviyesiz ve sorumsuz insanlarla bu hayatı paylaşmaktan bazen benim gibi siz de utanıyorsunuz, sıkılıyorsunuz ama, herhalde hiçbirinizin kaçarak, sinerek, asıl sahiplerinin elinden vatanı bu yolla almaya ve bölmeye çalışanlara papuç bırakmaya da niyeti yok.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır ve başsağlığı niyaz ediyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..