- Kategori
- Ruh Sağlığı
Kırılgan çocuklar
Ençok ne yaralar sizi? Emek verdiklerinizin boşa çıkması mı? Söylediklirinizin dinlenmemesi mi? Öyle çok soru cümlesi yazabilirim ki şaşar kalırsınız. Hayır bu becerikliliğimden değil, soruların fazlalığından kaynaklanan durumsal bir komedi. Ben ençok olmadığım bir hal durumuyla etiketlendiğimde üzülür küsmek isterim. Sinirli, tepkili, kavgacı, çatal dilli, …… diye devam ederler. Bu ler herkesi alır içine. Kimi zaman iş yerimdekiler kimi zaman yakınlarım.
Aslında son derece sakin ve iç huzurunu yakalamış bir insan olmama, hiç kimseye bulaşmamaya, hiç kimseden bir şey istememeye dikkat etmeme ve özellikle kimsenin sınırları içine girmemek için saygılı davranmaya özen gösterdiğim halde birilerinin gelip arı kovanına çubuk sokması, yılanın kuyruğuna basması gibi, bana ve/veya birilerine haksız ve sebepsiz dokunmalarda bulunduklarında çenemi tutamamam yüzünden agresif ve geçimsiz olan ben oluyorum ya bu inanılmaz acı veriyor.
Halbuki kırılganım ben. Murathan Mungan Kırılgan şiiriyle ne güzel anlatmış kırılganlığın ifadesini. Bu şiiri Müşfik Kenter’in sesine yakıştırıyorum nedense. Ne zaman kırılsam tuzla-buz bu şiir gelir aklıma. Müşfik Kenter yanımdaymış gibi okuturum şiiri, o da hiçbir zaman kırmadı beni.
KIRILGAN
Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
Gözükara cesaretimden
Diyorlar; bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı./ Murathan Mungan
Şiir mi yoksa şiiri okuyan ses mi sakinleştiriyor beni kısa bir anlığına bilmiyorum. Acı, katılaştırır insanları acımasız gibi yansır dışa görüntü. Acının sınırını aşan kırılganlar bilirler, kırılmaktan korktukça kalınlaşır duvarlar. İlahi sevgiye nail olanlar da bilirler ki çoğu kumdandır o kalelerin ve sevgi-iyi niyet karşısında dağılır yok olurlar. Adımı “Çıngıraklı Sarı Yılan” olarak kendim taktım. Başımda çiçeklerden yaptığım zırlantalı tacım. Üzerimde uçuk yeşil şifondan bir tuvalet ama yalınayak ayaklarım.
Bile bile bastıklarında ayaklarıma, gözlerim yılana dönerken, dilim de çatallaşır.
Çünkü o ara görünmeyen camdam ayakkabılarım kırılır, keser ayaklarımı, ayaklarım çok kanar, üzülürüm.
Kevser Şekercioğlu