Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Nisan '16

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Kirlenen zenginlikler ve insanlığın seviyesi // Hayat ve insan // Önder Karaçay

Kirlenen zenginlikler ve insanlığın seviyesi // Hayat ve insan // Önder Karaçay
 

İnsanlığın seviyesinden hep bahsederiz. Yalnız bu seviyenin nasıl ölçüldüğünü biliyor muyuz acaba? İnsanlık kaldığı yerden mi devam eden bir durumdur yoksa dünyaya gelen her insanın sıfırdan başladığı bir durum mudur? Bu durumu çoğu zaman karıştırırız.
İnsanlığın seviyesini insanların sahip olduğu imkanlarla ölçtüğümüz için bir insanın insani yönünü parası, zenginliği, malı, mülkü, şöhreti ile ölçtüğümüz için bu yanlışa düşeriz. 
Yaşadığımız hayatında böyle bir baskı altında tutması insanların insanlığı yanlış algılamasına yol açmaktadır.
Dünyaya her yeni gelen insan insanlık seviyesi açısından sıfırdan başlar. Almış olduğu eğitim, öğretim ile bu seviyesini ya artırır, ya artıramaz ya da aynı seviyede kalır.
21. yüzyılda olmamıza rağmen bugün hala geçmiş yüzyıllarda yaşamış ve insanlık seviyesi açısından kendilerini çok iyi yetiştirmiş insanların sözlerini okuyunca çoğu zaman şaşkınla o seviyeye hayran kalmamızın sebebi bizlerinde kendimizi onlar gibi iyi yetiştirme çabamızın eksikliğini fark edemememizden kaynaklanır. 
Çok gelişmiş teknolojik imkanlara sahip olmak, lüks otomobillere sahip olmak, havuzlu evlerde ikamet etmek insanların ihtiyaçlarını karşılamak açısından gerekli olup bu imkanlara sahip olan insanların insanlık seviyesi açısından eğer kendilerini iyi yetiştirmemişlerse bu konuda yeterli oldukları söylenemez. Hatta bunun bir itibar unsuru olması yanlıştır.
Her insanın ihtiyacından fazla mal, para ve diğer her fazla olan imkan bir başka insanın ihtiyacı olduğu için bu tür mal, para, şöhret, zenginlik biriktirerek insan olduklarını zannedenler ve bunlara bu sebeple iyi insan olarak saygı gösterenler toplumu da yanlış yönlendirmiş olurlar. 
Bu yolla kendilerine itibar sağlayanlar toplumu yönlendirmek, algı yönetimi ile zenginliğe, mal, mülk, para biriktirmeye insanları özendirerek, bu imkanlar sayesinde çok tüketmenin mümkün olabileceğini sunarak israfı teşvik ederek insanlığın seviyesini aşındırırlar.
Şemseddin Sami derki; ’dünyada en zengin adam, namusu çok, en kuvvetli adam vicdanı sağlam, en iyi adam, hayır işlemeye meyilli çok olandır.’
Hayır işlerken de sağ elin verdiğini sol el görmeyecek bir anlayışla verilmesi gerekirken günümüzde bu tür hayırlar bir reklam aracı olarak kullanılmakta ve amacı dışına çıkmaktadır. 
Friedrich NIETZCHE bir sözünde; İnsanlar da ağaca benzer; ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse o kadar derin kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinliğe, kötülüğe.
Bu sözü şöyle yorumlayabiliriz; bugün insanlar ne kadar zenginleşmişlerse o kadar da zenginliklerini kirleten sebepleri büyütmüşlerdir.
Albert SCHWEITZER derki; İnsanlar iyilikte, on dört yaşında oldukları gibi kalsalardı, dünyanın görünüşü başka olurdu.
İnsanlığa sıfırdan başladığımız halimiz bile bugün geldiğimiz nokta ile karşılaştırıldığında durumu içler acısı bir durumdaysa dünyanın ve insanlığın geldiği noktayı ancak ve ancak bu gelişim sürecinin olumsuz ilerlediğini söyleyebiliriz. 
Emerson derki; Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir.
Dünyanın en büyük toprağına sahip ülkesi de olsanız, dünyanın en çok üreten ülkesi de olsanız, dünyayı yönettiğinizi de sansanız eğer ülkenizin yetiştirdiği insan kalitesi çok düşükse ve dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan insanların huzurunu, sağlığını, mutluluğunu, geleceğini bozacak işlere yapıyorlarsa bu ülkenin düşük insan kalitesiyle insanlık seviyesi en düşük ülkesidir. 
Son söz olarak Jean Paul SARTRE’nin dediği gibi; İnsan sahip olduğu şeylerin değil, her şeye karşın şimdiye kadar sahip olamadıklarının ve sahip olabileceklerinin toplamıdır.
İnsanlığın iki tür ahlaka sahip olduğunu söyleyebiliriz. Birisi sözünü edip uygulamadığımız, diğeri de uygulatıp hiç sözünü edemediğimiz iki yüzlü halidir.
Aslında hayatımızda yaşadığımız her şeyin ölçüsü insandadır. Sorunlarında, çözümlerinde kaynağı insandır.
Koşulları insan yönetmediği müddetçe koşullar insanı yönetir. Ve insanlıktan çıkışın ilk noktası da burasıdır.
Önder KARAÇAY

Mobbing Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı
 
Kayıt tarihi
: 09.07.14
 
 

Okunması için değil dokunması için yazıyorum. Önder Karaçay ..

 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara