Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '07

 
Kategori
İnançlar
 

Kırmızı Başlıklı Kız

Kırmızı Başlıklı Kız
 

Masallar yazılırken yazarı tarafından evrensel değerler içermesine dikkat edilir. Masallara dikkat etti iseniz yazanları asla bilinmez. Çünkü bu ozellikle bu masalları yazan çok bilge kişiler tarafından bilinmesini istemediklerindendir. Masalları genelde halka malederler. Bilge kişiler kendilerini ön plana çıkarmak istemezler ve insanların evrimlerine bir katkıda bulunabilmek için, evrenin insana ilişkin yasalarını masala gizleyerek açıklarlar. İnsanlar bunları anlayabilecek duruma geldiklerinde anlasınlar diye.

Bu durumu bir soğana benzetebiliriz, dışındaki bir kabuğu soyunca altındaki kabuk ortaya çıkar onu da soyunca onun altındaki. Her kabuk ondaki bilgi anlaşıldıkça öbür kabuğa geçit verir. Soğanın özüne ulaşabilmek için önce soğanın kabuklarını soymaya başlamalısınız.

Bugün hepinizin çok iyi bildigi Kırmızı Başlıklı Kız masalının iki kabuğunu soyarak masalın içinde bulunan çok önemli bilgileri sizlerle paylaşacağım. Bu bilgilerin ötesini şu andaki evrimimizle anlayabilecek durumda değiliz.

Bir zamanlar büyük bir ormanın kıyısında küçük bir kız yaşardı. Bir gün annesi ona kırmızı pelerini olan bir başlık verir. Kız hep bu başlığı giydiğinden herkes onu Kırmızı Başlıklı Kız diye çağırmaya başlar. Burada kızın annesi kırmızı başlığı takmakla; dünyasal yaşamla kızın başını kapatıp, ruhsal yaşamla olan bağlantısını kesiyor. İlle de atalarımızın ve bel bağladığımız büyüklerimizin bizim için doğru olanı yapıyor demek değildir. Onlar da bazen bilmeden istemeden, bazen de bilerek bizim için yanlış yapabiliyorlar. O yüzden de çocukların eğitimine dikkat etmek gerekiyor. Küçük bir kız olması saf enerjiyi temsil ediyor. Kırmızı başlık ise direkt dünyevi işlere sarılmak ve bürünmek anlamındadır.

Annesi hasta büyükannesine götürmesi için kıza bir sepet verir ve kız daha yola henüz çıkmışken, ormanın içinden koca bir kurt gelip karşısına dikilir. Buradaki kurt dünyevi işlere dönüldüğü zaman yani Allahla olan iletişim merkezi kapatıldığı zaman (burada isimlerin çok önemi yoktur tanrı, bir, evrensel enerji, bütün, yaratan ve diğer isimler gibi, önemli olan niyetinizdir.) ve direkt birisine güvenerek onun önderliğinde gidilip, hiçbir zaman hislerimize yönelmeden dümdüz kalıp şeklinde gittiğimizde karşılaşacagımız negatif kişileri gösteriyor. İyilik yapmak için de olsa bu dünyada bağlantımız ruhsallıkla kesilmiş olduğu için, gelecek olan kötülüğü hissedemiyor ve çözemiyoruz. Kurdun düşüncelerini bu nedenle hissedemiyor küçük kız.

İçimizden gelen sesleri görerek gitmek gerekir. İçimizdeki hisleri bazen birtakım şeylere karşı kapatırız. Aslında içimizde hissettiğimiz herşey doğrudur. İçimizdeki hislere güvenerek gitmemiz gerekiyor. İnsanlar bir önder bulup, bu doğrudur deyip peşlerine takılıp gidiyorlar. Aslında herkes kendi başına bir önderdir. Önder bulmaya gerek yok. İnsanların sürülerin çok eski tabiriyle çobana ihtiyaçları yok. Çünkü herkes kendinin kendi çobanı olması gerekiyor. Kırmızı Başlıklı Kız da tamamen annesine yönelmiş olduğu için, içindeki sesleri kapatıp gidiyor. Çünkü o zannediyor ki kırmızı şapkası ve pelerini yani annesinin sözünü dinlerse korunuyor. Masaldaki orman da onu bekleyen tehlikeleri gösteriyor. O tehlikede de dünyayı küçük kız savunuyor, iyilik yapmaya gidiyor ama kötülük besleyenleri hissedemiyor.

Masalın sonunu biliyorsunuz. Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesinin yatağına yaklaşır, büyükanneciğim ben görmeyeli kulakların ne kadar büyümüş der, cevap olarak seni daha iyi duyabilmek için der. Kız biraz daha sokulur, dişlerin ne kadar sivri der. Kurt’da seni daha iyi yiyebilmek için torunum der ve kızın üstüne atlar. Kırmızı Başlıklı Kız iyilik yapmaya gidiyor ama kötülük besleyenleri hissedemiyor. Karşılaştığı zaman da kulaklarının büyüklüğü yada göz göre göre farketmiş olduğu şeylerde bile içindeki hisleri dinlemediği için maalesef yenilgiye düşüyor.

Kırmızı Başlıklı Kız masalı birçok bilgileri içerir. Bunların hepsini şu algılama durumumuzda anlayabilmemiz çok zordur. Ben masalda yukarıda anlatıklarımdan sonra ikinci kabuğa geçerek biraz da oradaki bilgiden bahsetmek istiyorum.

Şöyle düşünün insanda yedi ana çakra vardır. Bunlar kök çakradan başlayarak başınızın üzerinde bulunan taç çakraya kadar uzanır. Bu çakra sistemlerinin enerjisi sizler dünyaya gelirken sizin dünyasal yaşam enerjilerinize göre ayarlanmış olup, gittikçe sizin kişisel gelişiminize göre yukarılara ruhsallığa dogru yol alırlar. Nasıl ki madde kavramı sizin dünyasal enerji titreşiminize göre yaratılmış olan bir enerji ise ve onu ellerinizle tutup görebiliyorsanız, ve maddenin enerjisel olarak da bir rengi vardır. Bu renk kırmızıdır. Kırmızı renk sizin dünyasal maddeye dayanan enerjinizin rengidir. Kırmızı renk beyaz ışığa doğru giden yolda düşük frekanslı bir enerjidir. Kırmızı diğer renklerle birleşerek titreşimini yükseltebilir ancak. Bu nedenle kücük kıza da annesi tarafından dünyasal ve maddeye bağımlı bir renk olan kırmızı başlıklı pelerin giydiriliyor. Burada kırmızı rengin önemi dünyadaki insanların yaşamı açısından çok büyüktür. Yanlış olan ise kök çakranızda sizi dünyasal yani düşük titreşimli enerjilere ayaklarınız aracılığla bağlayacak olan bir rengin, küçük kızın ruhsallıkla ve bütünle bağlantı kurabileceği mor renkli çakrasının yerine getirilmesidir. Burada yapılan ise çakraların yerlerinin değiştirilmesidir. Bu konuya ezoterik açıdan yaklaştığınızda yapılan işlemin insanların gelişimini ve hislerini ne kadar kapattığını daha iyi anlayabilirsiniz.

Burada insanlara verilmek istenen mesaj; çakraların yerlerinin hiçbir zaman değiştirilemeyeceğidir. Eğer ki böyle bir şey olursa insanlar tüm denge durumlarını yitirebilir zamanla. Evrenle olan bağlantısını kaybeder ve sadece dünyasal değerlerle yaşamına devam etmeye çalışır. Bu durum da insanın evrimi açısından çok ters bir durumdur. İnsanın her çakrası farklı bir iletişim içindir. Bütünle olan iletişimimizi hiçbir zaman kesmemeli ve kaybetmemeliyiz.

Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..