Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Kırmızı bayraklı kız

(Çocuklarınıza masalı birde böyle anlatın)

KIRMIZI BAYRAKLI KIZ


Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı bayrağı olan bir pelerin almış.

Kız bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş.

Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Bayraklı Kız diyormuş.

Bir gün “Kırmızı Bayraklı Kız!” diye seslenmiş kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu çöreği götür.”

Kırmızı Bayraklı Kız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı bayraklı pelerinini geçirmiş, başlığı çenesinin altında sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.

“Cumhuriyet Ormanı’ndaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından. (Ormanın adı Cumhuriyet Ormanı’ymış, ama içinde uzun zamandır bir tek Cumhuriyetçi bile yokmuş - neden olmadığını birazdan öğreneceksiniz.)

“Ayrılmam anne, ” demiş Kırmızı Bayraklı Kız. Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt fırlamış. Kırmızı Bayraklı Kız korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş.

Fakat kurt hiç de öyle düşmanca görünmüyormuş. “Nereye böyle küçük kız?” diye sormuş kurt. “Büyükanneme gidiyorum, ” demiş Kırmızı Bayraklı Kız.

“Cumhuriyet Ormanı’nın sonunda ki ilk ev. Büyükannemin (Türkan Saylan) sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘küçük kız’ değil, ‘Kırmızı Bayraklı Kız.’ ”

“Özür dilerim, ” demiş kurt.

“Bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu gidip Büyükannene senin yolda olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz, öyle değil mi?” Kurt oradan hemen sıvışmış!

Çünkü yakınlarda bir cumhuriyet muhafızı dolaşıyormuş. Eğer kızı hemen orada yerse, muhafızın kızın yardımına koşacağını biliyormuş.

Kırmızı Bayraklı Kız, iyi yürekli insanlar için çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden Büyükanne’nin evine varmış, kapıyı çalmış. “Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.

Kurt sesini değiştirerek, “Benim, Kırmızı Bayraklı Kız, ” demiş.

“Çayın yanında yemen için sana çörek getirdim.”

“Kapı açık güzelim, ” diye seslenmiş Büyükanne.

Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki, öyle nefretle doluymuş ki! Günlerdir hiçbir şey yememiş. Bu yüzden Büyükanne’yi (Türkan Saylan) çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş.

Biraz sonra Kırmızı Bayraklı Kız Büyükanne’nin kapısını çalmış.

“Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle.

“Benim, Kırmızı Bayraklı Kız.”

“Kapı açık güzelim, ” diye seslenmiş kurt.

“İçeri girebilirsin.”

Kırmızı Bayraklı Kız bir an için tereddüt etmiş.

‘Büyükannemin sesi ne kadar da garip böyle?’ diye düşünmüş.

Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.

Kurt, Büyükanne’nin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.

“Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım, ” demiş kurt.

Kırmızı Bayraklı Kız; çöreği, Atatürk posterini ve Nutuk' u yatağın yanındaki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü Büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş.

“Kolların neden bu kadar büyük, her yere uzanıyor Büyükanne?”

“Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt.

“Kulakların neden büyük, her olup biteni nasıl dinliyoyo peki?”

“Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt.

“Gözlerin neden kocaman, her fırsatta sahte gözyaşları döküyo peki?”

“Seni daha iyi görebilmek için, ” demiş kurt.

“Dişlerin ve dilin neden sivri peki?”

“Seni daha iyi yiyebilmek için, ” demiş kurt.

Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan fırladığı gibi Kırmızı Bayraklı Kız’ı bir lokmada yutuvermiş.

Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve uykuya dalmış.

Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş.

Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş.

Cumhuriyetin Büyükanne’ sine kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek kulübeden içeri girmiş.

İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen anlamış.

“Yıllardır senin peşindeyim pis yaratık, ” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına elindeki baltanın sapıyla vurmuş.

Sonra da önce Kırmızı Bayraklı Kız’ı, sonra da Büyükanne’yi (Türkan Saylan) dikkatle kurdun içinden çıkarmış.

İkisi de sapasağlammış. Büyükanne, Kırmızı Bayraklı Kız’ın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş.

Kırmızı Bayraklı Kız büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair söz vermiş.

Eve dönerken Cumhuriyetçilerin saklandıkları yerlerden çıktıklarını görmüş. Cumhuriyet Ormanı yine eskisi gibi Cumhuriyetçilerle dolu bir orman haline gelmiş.

Not: Bir rivayete göre bu anlatılanlar masal değil gerçekmiş.

"Kurt", ölmemiş ve avcının elinden kaçarak çok uzaklardaki bir ülkede "Kırmızı Bayraklı Kızları" kandırmaya çalışıyormuş. Üstelik, hasta numarası yapmaya da devam ediyormuş.

 
Toplam blog
: 41
: 431
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

1968 doğumluyum. Üniversite mezunuyum.  ..