Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

18 Şubat '10

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Kırmızı et ithal edilmeyecek

Kırmızı et ithal edilmeyecek
 

Geçen hafta kırmızı et fiyatlarındaki artışın nedenleri ve çözüm önerileriyle ilgili yaptığım basın açıklamasının yerel ve ulusal basında geniş bir şekilde yer bulmasının ardından Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehdi Eker’in et ve et ürünlerinde ithalata gidilmeyeceğini beyan etmesi ülkemiz hayvancılığı için son derece önemli bir gelişmedir<ı>. Et ithalatının kısa vadede piyasanın rahatlamasına neden olacağını ancak, uzun vadede Türkiye hayvancılığını bir kaosa sürükleyebileceğini belirtmiştim. Et fiyatları ile ilgili ulusal basına yaptığım basın açıklamasından sonra basına verdiğim röportajlarda konu ile ilgili en çok üzerinde durulan sorular ve bunlara verdiğim yanıtlar aşağıdaki gibidir.

Ülkemiz insanının yemek yeme alışkanlığı nedir? Ülkemiz bölgelere göre farklılık göstermekle beraber genelde bitkisel gıdaların tüketimi daha fazladır. Bu birazda zorunluluktan kaynaklanan bir alışkanlıktır. Et ve diğer hayvansal kökenli gıda fiyatlarının bitkisel gıdalara göre daha yüksek olması ve halkın düşük alım gücü bitkisel gıdaların hayvansal gıdalara oranla daha fazla tüketilmesine neden olan ana faktörlerdir. Ayrıca halkımızın büyük bir çoğunluğunun sağlıklı ve dengeli beslenme hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmaması olayın öneminin tam olarak algılanmasını engellemektedir. Zeka gelişimi için son derece önemli olan hayvansal kökenli gıdaların tüketimi, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin belirlenmesinde de kullanılan temel göstergelerden biridir. Ülkemizde yılda kişi başına kırmızı et tüketimi 9 kg iken bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde 70 kg ve ABD de 73 kg civarındadır. Bu değerler ülkemizde henüz et tüketiminin bir alışkanlık haline gelmediğinin açık bir göstergesidir.

Dünya ile karşılaştırıldığında neden en pahalı et tüketen ülkelerden biriyiz? Tarım ülkesi olarak kabul edilen ülkemizde, tarıma elverişli araziler ülke toplam yüzölçümünün yaklaşık olarak yüzde 36’nı oluşturmaktadır. Bu arazilerin büyük bir bölümü verimli arazilerdir. Ancak bu arazilerin verimli şekilde kullanılmaması ve bitkisel ürünlerde dışa bağımlılığı artıran politikalar tarımsal üretimde önemli azalmalara neden olmaktadır. Toplam nüfusun yaklaşık olarak yüzde 25-26’sı tarımsal nüfustan oluşan ülkemizde tarıma gereken önemin verilmemesi işsizlik, yoksulluk ve göç gibi çeşitli sosyo-ekonomik sorunları beraberinde getirmiştir. Ülkemizde hayvancılığın eski usullere göre yapılması, hayvanların verim yönünden yeterince ıslah edilmemesi, uygun bakım ve beslenmenin yapılmaması hayvansal üretimde maliyeti artışına neden olmaktadır. Hayvancılığa yapılan desteklerin doğru bir şekilde ve doğru kişilere yapılmaması ise hayvancılığın gelişmesini engellemektedir. Bunun bir sonucu olarak da hayvan sayısı giderek azalmakta, üretim maliyeti yükselmekte bu da et fiyatlarının artmasına neden olmaktadır.

Avrupa ve Türkiye Hayvancılığının karşılaştırılması Ülkemizde hayvancılık halen birçok bölgede eski usullere göre ve daha çok aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır.Avrupa ülkelerinde ise hayvancılık bir sektör haline gelmiştir. Sektörel hale gelen hayvancılık işletmeleri, bilimsel gelişmeleri yakından takip ederek yeni teknolojik gelişmeleri kullanarak ekonomik bir üretim gerçekleştirmektedirler. Yani daha ucuza hayvansal ürün elde etmektedir. İyi örgütlenme ve pazarlama ağı sayesinde de arz talep dengesi ilişkisini başarılı bir şekilde uygulamakta buda üreticileri koruyarak işletmelerin karlılığını artırmaktadır. Ayrıca, işletmelerin kendi bünyelerinde Ar-Ge birimlerini kurması, üniversite-sanayi işbirliğinin çok yoğun bir şekilde yapılması hayvancılığı modern teknolojilerle yapmaya imkân sağlamaktadır. Devlet tarafından uygulanan teşvik ve destekler ise hayvancılıkla uğraşan kesimin gelir düzeyinde ciddi artışlar sağlamaktadır.

GDO’lu yem üretimi ve damızlık hayvan ithalatı çözüm olur mu? İthal edilen mısır ve soya gibi hayvan yemlerinde yoğun bir şekilde kullanılan bitkisel ürünlerin çoğunun GDO’lu ürünler olduğu ileri sürülmektedir (Bu ürünler GDO bakımından analizi yapılmadığı için kesin bilinmemektedir). Ülkemiz hayvancılığındaki sorun, GDO’lu yem üretiminden ziyade bitkisel hammaddelerin büyük oranda ithal edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu da tarımda dışa bağımlılığa neden olmaktadır. Yurt dışından damızlık hayvan ithalatı kısa vadede belirli düzeyde çözüme katkı sağlayabilir. Bilimsel göstergeler göz önüne alınarak yapılacak damızlık hayvan ithalatı mevcut hayvan ırklarımızın veriminin artırılmasında kullanılabilirler. Ancak, uzun vadede çözüm dışa bağımlı olmayan ulusal hayvancılık politikalarının geliştirilip hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır.

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara