Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '16

 
Kategori
Deneme
 

Kış akşamı

Kış akşamı
 

Kış akşamlarını izleyen geceler uzundur.


Güneş battı, akşam ezanı okundu.

Yeni bir kış gecesi sorup sorgulamadan kapıları açıp içeri giriyor. Evlere de, hastanelere de, öğrenci yurtlarına da, huzur evlerine de, hareketin eksik olmadığı atölyelere ve diğer işyerlerine de giriyor.

Sıcacık kaloriferli dairelere girince başını önüne eğip gözden kayboluyor.

Sobaların çıtırtıyla yandığı odalarda da geri çekiliyor ve varsa minnacık kapı, pencere aralıklarında hem soluklanıyor hem de orada olduğunu hissettiriyor.

Kış akşamı konuşuyor. Dışarıda gümbür gümbür, içeride kısık bir sesle.

Yoksula, yakacaksıza gümbür gümbür; varsıla, sıcacık evinde oturana; işitilemeyecek kadar ağır bir sesle.

Yetişkinlerle farklı, gençlerle farklı, çocuklarla farklı konuşuyor. Aslında her bireyle farklı konuşuyor. O her ülkede konuşulan dili biliyor. Dilleri farklı olsa da farklı ülkelerdeki farklı yaş gruplarındaki insanların benzer şeyler yaşadıklarını, düşündüklerini; benzer tepkiler verdiklerini de biliyor.  

Kayak kaymak için dört gözle gelmesini bekleyenlerle farklı konuşuyor. “Yine üşüyeceğiz” endişesiyle ondan sakınmaya çalışanlarla farklı konuşuyor.

Sokaktaki evsizle; o evsizi sığınma yerine götürmek üzere yardımcı olanla ve o anda pencereden onları izleyenle farklı konuşuyor.

 Her konuştuğundan farklı yankılar alıyor.“Bu gecenin soğuğunu nasıl atlatacağız, bunu çocuklara nasıl anlatacağız” gerginliği yaşayan ebeveynlerin tepkisi ile o anda sokakta plastik bir leğenle keyifle kayan çocukların tepkisi farklı oluyor..

Kış biraz daha uzun sürse de daha çok kışlık giysi, odun, kömür satalım kaygısında olan satıcı farklı yanıt veriyor; hayvanlar için ayırdığı kuru otun kışı çıkarıp çıkarmayacağını düşünen köylü farklı.  

Kış akşamı için konuşuyor dediysek mecazi anlamda dedik. Daha fazla abartmayacağız, şunları seviyor, bunları sevmiyor demeyeceğiz. Kış sadece bir mevsimdir. Tıpkı diğer mevsimler gibi. Farklı özellikleri var ama duyguları yok. O da, evrende sürüp giden düzenlerin pek çoğu gibi sadece bir mevsim olarak kendine yüklenmiş olan işlevleri yerine getiriyor.

Güneşin batışıyla gerçekleşen akşamların uzunu kısası yoktur ama gecelerin uzunu kısası vardır.

Kış akşamlarını izleyen geceler uzundur.

Uzun kış geceleri kış akşamının hemen ardından gelen zamanlar oldukları için yazımızın konusu içine girerler.

O uzun geceler de farklı ülkelerde, kültürlerde, ortamlarda farklı yaşanır. Geçmiş zamanlara göre günümüzde de farklı yaşanır. Kentlerde farklı, köylerde farklı yaşanır. Elektriksiz zamanlarda ve mekânlarda farklı yaşanmış ve yaşanır; elektrikli zamanlarda ve mekânlarda farklı.

Doğal olarak sonuçları da farklı olur.

Elektriksiz zaman ve mekânlarda erken yatılır mesela. Başka bir şey yapılamaz hale gelince sıradan gündelik olaylar konuşulur. Sınırlı bilgiler, öyküler duruma göre şarkı ve türküler yinelenir. Darlıkların kaçınılmaz kıldığı tartışmalar, çekişmeler ortaya çıkar.  

Kar yağışı varsa belli aralıklarla çıkıp damlardaki, avlulardaki birikintiler temizlenir. Sobaya bakılır.

Uzun kış gecelerinde dem be dem dışarıdan rüzgârın uğultusu, kurtların ve köpeklerin sesleri gelir.

Büyük kentlerde mavi ve beyaz yakalı olarak çalışanlar kış akşamları işten çıktıklarında genellikle hava kararmış olur. Kentin büyüklüğüne, evlerinin işyerlerine yakınlığına ve uzaklığına göre günde iki kere yaşadıkları ulaşım sürecinin içinde bulurlar kendilerini. Eve geldiklerinde akşam yemeklerini yer, genellikle televizyonun karşısına geçer ekranda akan renkli görüntülere kaptırırlar kendilerini.

O saatten sonra dışarıdaki fırtınayı, kar yağışını onun sonuçlarını sadece ekranda gördüklerinde akıllarına getirirler, ta ki ertesi gün evlerinden, apartman dairelerinden dışarı çıkıncaya, kışın etkileriyle yüzleşinceye kadar.

*

İnsan ömrünü de bahardan kışa doğru dört mevsimlik bir süreç olarak sıraladığımızda kış son mevsimdir.

O son mevsimin geceleri ömrünün belli bir bölümünü tamamlamış, yaşlılık dönemine ulaşmış insanlar için en zor zamanlardır.

Genellikle büyütüp kendi düzenlerini kurmalarına yardımcı oldukları evlatları başka yerlerdedir.

Duruma göre eskisinden daha yalnız durumdadırlar.

Yaşamlarının kışının soğuğu bulundukları ortama göre kapıdan, bacadan esip içeriyi soğutmaktadır.

Üstelik artık bedenleri de soğuğa kolay dayanacak durumda değildir.

Kış yalnızca dağları, taşları, ortamları soğutmaz.

İnsanları da soğutur.

Uzun kış gecelerinin eskiden masal dinleyen, günümüzde dizi izleyen, bilgisayar oyunları oynayan çocuklar için anlamı farklı, yaşlılar için farklıdır.

*

Bir de varsıllıktan yoksulluğa, sağlıktan hastalığa, yurttaşlıktan vatansızlığa düşmüş olanların kışları vardır.

Onlar soğuğu çoğumuzun hayal bile edemeyeceği kadar derinden yaşarlar.

Gerçek dünyada olmasa bile televizyon ekranlarında, internet ortamlarında görüp tanıdıklarımız olur.

Onların geceleri de kolay geçmez, gündüzleri de.

19.01.2016

 

11.20

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..