Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '13

 
Kategori
Deneme
 

Kısa bir öykü_Yakarış

Kısa bir öykü_Yakarış
 

Judgement day


Derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Defalarca oturduğu koltuğun şimdi onu neden rahatsız ettiğini düşündü. Böyle saçma şeyler düşünüyordu işte. Ağlamamak için. Gözlerini kaçırması yetmiyordu. Bulunduğu yer bile O'nun eviydi. O'nun hayalleri vardı hala hayallerinde. O'nun elleri olsun istiyordu ona dokunan. Bunların bir daha olmayacağı düşüncesi onu ağlatıyordu.
 
Bir daha sabahları 'günaydın' mesajı ondan gelmeyecekti. Aynı şekilde 'iyi geceler' de... En sevdikleri film serisinin bir sonraki filmine başkasıyla gidecekti belki de. Ya da en kötüsü O, başkasıyla giderken, o yalnız gidecekti. Canı sıkkın olduğunda arayamayacaktı. Sesini duymak istediğinde de... Omzuna yaslanıp 'iyi ki varsın' diyen biri de olmayacaktı; başından beri hem de. Sarılmalar, kaçamak öpüşmeler, gülüşmeler, dedikodular da olmayacaktı. Kim anlatacaktı ona şu hiç tanışmadığı kızların kaşarlıklarını?! Kim kazık atan arkadaşları için 'pe......k!' diyecekti?! Kim ne olursa olsun-O'nu sevmeyi bırakana kadar- hep yanında olacaktı?! 
 
Belki Biri bunların hepsini yapacaktı fakat o bunları O'nun yapmasını istiyordu. 'Keşke...' diyordu. 
'Keşke, onu hiç aldatmasaydım' 
'Keşke, ihtiyacı olduğunda yanında olsaydım.'
'Keşke, beni ne kadar çok sevdiğini daha önce farketmiş olsaydım'
'Keşke farketmişim gibi yapıp sonra oyunu bozmasaydım'...
 
Elleri soğuk soğuk terliyordu. Hiç ışık yoktu odada. Mumlar hariç... Sehbanın üzerindeki sigarasına uzandı. Titreyerek aldı bir tane. Paketi O'na uzattı. "İçmeyeceğim" dedi O. Hiç bir cevap vermedi. Hala gözyaşlarını tuttuğunu sanıyordu. Oysa ki yanakları sırılsıklamdı. Hayalleriyle ve kalan sn umuduyla beraber koluna sildi gözyaşlarını. Ne yaparsa yapsın onları durduramayacaktı. Oysaki mutlu ayrılmayı umuyordu buradan. O'nu sevdiğini söylemek için gelmişti. Onu bırakmamasını, her şeyin onun istediği gibi olacağını söylemeye...
 
"Artık çok geç!"
Sanki O da güç toplamaya çalışıyordu. "Ben senin beni sevmeni sevdim. Artık sevdiğini düşünmüyorum."
Hiç bir kelime dilinin ucuna gelemiyordu korkudan. Hıçkırağa dönüşüp çrkinleşmekten korkuyorlardı büyük ihtimalle.
"Sensizlik daha iyi geldi, inan."
Hayır! Gelmesinler!
 
"Bense sensizliği hiç sevmedim." Dört kelime... Dört kelimenin onca yakarışa nasıl tarcümanlık ettiğini, neler anlattığını sizlere söyleyebilecek hiç br yol yok. "Lanet olsun o cümleyi kurduğum güne. N'olur beni affet! Ne istersen yaparım." Bunları söyledikten sonra yere diz çöküp O'nun yanına geldi. Ellerini alıp öptü kokladı. Tüm gözyaşları artık O'ndaydı. "Nolur bırakma beni!" Hiçkırıklar durmuyordu. O böylesine kendini parçalarken karşısındakinin sükuneti daha da feryad ettiriyordu onu.
 
...
 
 
Toplam blog
: 58
: 402
Kayıt tarihi
: 06.04.10
 
 

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mezunuyum. ..