Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel Gelişim: Hem erdem de nedir ki?

Kişisel Gelişim: Hem erdem de nedir ki?
 

meleklermekanı.com


 Doğru ve dürüst yaşıyormuşuz. Namusluymuşuz. Türbanımızı doğru düzgün takıyormuşuz. Kimseyle tokalaşmıyor muşuz… İşte size, erdemli bir taze…

Hem “Erdem” nedir ki? Bir insanın günlük tik taklarını yapması ve bunlara ERDEM denmesini  istemesi mi… Nedir?

Sabah kalkacaksın. Kahvaltını yapacaksın. Allahaısmarladık deyip işe gideceksin, tik tak bilgisayarındaki yazını yazacaksın. Saat 5 de düdük ötecek. Fabrikanın kapıları açılacak, haydi bakalım eve; Akşam Yemeği… Biraz televizyon. Sonra yatak… İşte sana erdemli bir hayat… Bu mudur? Budur… Acaba?

Öteki yanda elalem ayakkabı kutularında Euroları götürüyormuş; İsviçre bankaları bizden giden altınlara ayakta duruyormuş: İran’la çok güzel ticari ilişkiler gelişiyormuş; Irak-Kürt petrolü Türkiye’ye akacakmış… Aman, bana ne…?

Erdem bu mu?

Senin için kurulmuş, aptalca kurulmuş bir hayatı yaşamak ve buna “Erdem” denilmesini istemek, öyle mi? Bu mu? Erdem, hiç düşünmeden görevlerini yerine getirmek mi?

Biliyorsunuz, çoğumuz, bir çoğumuz böyle yaşayıp gidiyoruz. Ne bir itirazımız var, ne de sesimizi çıkartmamız… Sadece seyrediyoruz. Bazı insanlar Gezi Parkı’nda sopa yiyor.. Seyrediyoruz. Niye ? Bilmiyoruz… Bazı insanlar kurşunlanıyor, gizli gizli kenarlarda köşelerde öldürülüyor …Niye?  Bilmiyoruz veya bilmemezlikten geliyoruz.

Erdemliyiz öyle mi?

Medeni Yıldırım (18) Ali İsmail Korkmaz (19) Mehmet Ayvalıtaş (20) Abdullah Cömert (22) Ahmet Atakan (22) Ethem Sarısülük (26) yaşlarında öldürüldü. Sokaklarda, köşe başlarında canlarını kaybettiler.

Niye?

Hadi biraz düşünelim… Niye?

Bu insanlar bazı haksızlıklara karşıydılar… Kapalı kapılar arkasında neler olduğunu biliyordu, söyleyemiyordular… Konuşamadılar… Ama bağırdılar… Kimse onları duymadı… Duymak istemedi … 18 yaşında; 26 yaşında öldü, gittiler… Bağırdıkları için; karşı oldukları için; böyle kötü bir düzeni istemedikleri için kurşunlandılar.

Kimisinin davası hala sürüyor… Kimisinin davası da mahşere kaldı… Orada görülecek..!

Erdemli olmak, yurtta, yuvada olan bütün kötülüklere gözümüzü kapamak mı? Deve kuşu gibi mi yaşamak? Yoksa gözümüzü dört göz yapıp, neler oluyor anlamaya çalışmak mı?

Bazıları işte öylesine , biat kültürü içinde, mürşit bellediği insanın peşinden gözlerini kapayıp gidiyor… Zaten izlediği mürşidi (tövbe…tövbe…!) Allahın bütün özelliklerine sahip ! Hiç sorgulamadan peşinden gidiyor.

Kimisi de artık yumuk iki gözünden birini açmaya başladı ve “Ne oluyor bu ülkede…?” diye soruyor…

Hey millet bir şeyler oluyor… Açın gözünüzü de bakın…

Öyle her iki gözünüzü de kapayıp, yola revan olmak “Erdem” değil… Erdemli olmak, uyanık olmaktır. Kötülüklere “Hayır!” deyip, iyiliklerin peşine düşmektir. İyilikleri bütün gücünle savunmaktır!

Biraz şu gazetelere kulak verin, biraz uyanın, neler olduğunu anlamaya çalışın… İnsraf be… Bu horultu, bu uyku ne? Bu neyin işareti. Aman Allah! Millet yansa, memleket yıkılsa uyanmıyor.

İnsaf ki insaf. Bir daha Atatürk gibi adamı nereden bulacağız?  Bir daha Atatürk yok. Bunu bilesiniz!

Hem erdem nedir ki?

Erdem uyanık olmaktır. Uyanık olmak. Ayakta uyumak değil… Yoksa insanı çook uyuturlar. Ama bu arada bazıları miri azimi yürütürler… Hiç anlamazsın bile…

Mirim, şöyle gözünü aç da bir bak!

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..