Kıskançlık

Ben bir kıskanç adamım, bir el bilirim bir de yel
Hepsini toplasan bir gökyüzü yapmaz
Oradan sapacak olsanız hiçbir yere çıkmaz
Bir el bilirim bir de yel…

Yani ne olmuş, el olduysak
Bunca yıldan sonra konuşmuyorsak
Düşman değiliz,  değil mi
Yoksa düşman mıyız, bilelim..

Şu alnımızdaki yazıları bir güzel silelim
Sokağa çıkalım biraz yürüyelim
Biraz AVM’lerde gezelim
Biraz hava alalım açılırız..

Ne o böyle böyle hep dalaşmak
Çirkin sözler edip, kapışmak
Bak dünyada bir cennet var, anlasana
Nedir böyle yarinin eline yapışmak..

Yavaş ol, asma kabağı desinler
Senin dilini kediler, köpekler yesinler
Ne o öyle bir karış, hep dışarıda
Bir de öyle konuşur susmak bilmez..

Ne o, Ayşe’ye bakmışım, göz ucuyla
Artık o kadar olur, hünsa mıyız neyiz
Geçerken, azıcık, ucundan bucağından
Ayşe bu, arkasından bakılır..

Kadın beni dövecek, öldürecek
Güzel güzel şurada asude yaşarken
Gebertip, öteki yana gönderecek
Bu kadının derdi ne böyle…

Açıkça, ne olur bana söyle
Kıskanıyor mu ne ?
Yoksa böyle çekiştirmezdi
Demek ki bir şeyler var…

Benim bilmediğim bir şeyler…