Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Temmuz '09

 
Kategori
Öykü
 

Kıssadan hisse...

Kıssadan hisse...
 

Hayat zorlu bir yoldur, çok çetrefilli engeller çıkar karşımıza, bazende bu zorlu yolda daha fazla mücadele vermek zorunda olanlar, bizlere göre daha ağır şartlarla karşılaşabilmekteler. Ama başarıya ulaşmak için, hayatı sevmek, mücadele etmek, emek harcamak, kendine güvenmek, var gücünle dayatmak, istemek... hedefe ulaşmanın en büyük adımlarıdır. Buna dair okuduğum güzel bir öyküyü sizlerle paylaşmak istedim...

"Japonya'da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya' nın ünlü bir Judo ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş..

Hoca:

-Getir çocuğu .. bir bakalım, demiş.

Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına..

Hoca çocuğu süzmüş ve:

-Tamam demiş.. Yarin eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz.

Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve bu hareketi çalış demiş.

Çocuk bir hafta aynı hareketi çalışmış..

Sonra hocasının yanına gitmiş. "Bu hareketi öğrendim başka hareket göstermeyecek misiniz?" diye sormuş.

Hocanın cevabi:

Çalışmaya devam et olmuş...

2 ay, 3 ay, 6 ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş..

Çocuk bu bir yıl boyunca hep o ayni hareketi tekrarlamış.

Hocanın yanına tekrar gitmiş:

-Hocam bir yıldır ayni hareketi yapıyorum bana başka hareket göstermeyecek misiniz?

-Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz..

2 yıl, 3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10.yılını doldurmuş.

Bir gün hocası yanına gelip; "Hazır ol ! " demiş.. "Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın !".

Delikanlı şok olmuş..

Hem sol kolu yok hem de judo da bildiği tek hareket var.

Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş; ama hocasına saygısından ses çıkarmamış...

Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış.

Derken.. ikinci üçüncü maç....

çeyrek, yari final ve final...

Finalde delikanlının karşısına ülkenin son on yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış.

Tam bir üstat delikanlı dayanamayıp hocasının yanına koşmuş..

-Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakin hele.. Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tekbir hareket var.. Bu kadar bana yeter.. Bari çıkıp da rezil olmayayım izin verin turnuvadan çekileyim..

-Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş. Yenilirsen de namusunla yenil.

Çaresiz çıkmış müsabakaya. Maç başlamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak.!

Yenmiş rakibini şampiyon olmuş.

Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş:

-Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım.?

-Bak oğlum 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki, artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir, ikincisi de o hareketin tek bir karsı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir.!"

Bunu anlatan dostumuz bir de şunu ekledi:

İnsanların eksiklikleri bazen, aynı zamanda en güçlü tarafları olabilir: Ama yeter ki bu eksiklik kafalarında olmasın...

Kaynak: İnternet

 
Toplam blog
: 57
: 2010
Kayıt tarihi
: 26.03.09
 
 

26 yaşındayım (06.02.1984) Ankara'da ikamet etmekteyim. İşletme Fakültesi mezunuyum. Özel bir şirket..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara