Kitap hiç biter mi?

Kitap ve fuar,  birlikteliğini ve anlamını sevdiğim iki güzel kelime.  2 Kasım'da, 32. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, yaklaşık 690 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımı, 300 etkinlik ile kapılarını kitapseverlere açtı. Toplamda 9 gün sürecek olan fuar 10 Kasım’a kadar açık olacak. Ve  fuarda yaklaşık olarak 2 bin yazar, imza günlerinde okurları ile buluşacak.

Fuar alanına ulaşmak her ne kadar zahmetli ve zor olsa da içeriye girildiğinde yol yorgunluğu  bir anda bitiyor ve koca fuar alanında hiç bir ayrıntıyı kaçırmadan gezmenin, kitaplara dokunmanın insana kattığı tatlı bir sarhoşluğa dönüşüyor. Sene de bir kere de olsa çoluk çocuk, genç, yaşlı, kızlı- erkekli kitaplara gösterilen yoğun ilgi, insanların kitap okumamasından şikayetçi olan herkesi mutlu ediyor.

Kitap fuarlarının en sevdiğim yanlarından biri, kitaplarını severek okuduğunuz, yaşayan bir yazarı , kanlı canlı görerek, bir iki kelam ettikten sonra imzalı bir kitabına sahip olmak. Tüyap Kitap Fuarı  bu anlamda bulunmaz bir nimet. Keşke diyorum , Tolstoy, Gorki, Franz Kafka, Dostoyevski , Turgenyev,  Balzac,  Gothe gibi dünyaca ünlü yazarlar da yaşasaydı da o unutulmaz klasiklerini imzalatabilseydik onlara.

Canımı sıkan bir konu ise, teknolojinin hızla hayatımıza şekil ve yön verdiği, her şeyin değişime mahkum edildiği bir dünyada kitabın da kitap gibi kalmayacağı. Fuardaki yeniliklerden biri de yayıncılık sektörünün gelişen yüzlerini yani dijital yayıncılık, e-kitap ve yeni uygulamalarını, “Dijital Yayınlar” salonu ile okuyucu ve katılımcılarla buluşturmasıydı. Kitap eline almak, o hamur kokusunu içine çekmek, evirip çevirip okumak, yanında bir arkadaş bir sırdaş gibi gece- gündüz istediğin yere götürmek ve istediğin yerde açıp sayfalarını okumak gibisi var mı? Dijital ortamda kitap okumak aşksız, sevgisiz, duygusuz bir şey...

Toplu taşıma araçlarında kitap okuyan birini gördüğümde başka bir gezegenden gelmiş de beni bulmuş gibi hissediyorum. Telefonuna başını gömmüş bir gençlik,  dijital ortamda eğlence varken ne kadar kitap okur bilinmez ama zamanla okuma ve yazma eyleminin bile hızla azalacağını düşünüyorum. Kendini ifade edemeyen, kısa kısa cümleler okuyan, on cümlelik bir yazıyı bile  okumaktan ve anlamaktan sıkılan, yazmaktan nefret eden ama sabahlara kadar dijital ortamda yazışan bir nesil buradan çok da iç açıcı görünmüyor.  

            Her şeyin neslini yavaş yavaş tükettiğimiz gibi kitapların da, kitap kurtlarının da sonunu getireceğiz bir gün. Vaktiniz varken bol bol kitap okuyun ve kitap saklayın.

Fatma KOŞUBAŞI