- Kategori
- Kitap
Kitap mı yazdınız? bastıramadıysanız, Milliyet Blog'da yayınlayın bari.

Kitap Mağazası
Kitap mı yazdınız? Atın çöpe!
Ankara’lılar bilirler. Okur-yazarların uğrak ve buluşma mekanları Zafer Çarşısıydı. Çarşıda her an karınca yuvası gibi dolu pek çok kitapçı dükkanında eli kalem tutan hemen herkesin yayınladığı kitaplar okuyucuyla buluşurdu.
Bugün uğrayın Zafer Çarşısı’na, yine 2. El kitap alıp satan birkaç kitapevinin raflarının büyük kısmı da dahil, artık sadece YGS, LYS, TEOG, KPSS, TUS, DUS vb. sınavlara dönük çözümlü-konu anlatımlı ve her gün yüzlercesi tekrar tekrar basılan kitaplardan başka pek bişey göremezsiniz.
Edebiyat, araştırma, bilimsel yayın vb. kitaplar ise tekelleşme temayülüne girmiş ve markalaşmış gross kitap marketlerde ve yine bu kurumların AVM’lerdeki mağazalarında satılır.
Bu dükkanların giriş kapılarıyla kasaların yakınlarındaki ana koridorlarda kapış kapış satılan moda kitaplar istiflenerek oluşturulmuş duvarlar karşılar sizi.
Bu kitapların yazarları ve yayıncıları da sektörün vergi rekortmenlerinden olmuşlardır.
Çoğu, büyük gazetelerin köşe yazarlarının veya yakınlarının kitaplarıdır. Yazarın çalıştığı kurum tarafından reklam edilip piyasaları parlatılmış kitaplardır.
Ve her bir yazarın satış rakamları itibariyle benzer başarılardan geçen başka pek çok kitabı da daha önceki ziyaretlerinizden hatırlarınızda olsa gerektir.
Bu barikatları aşabilir de arkalardaki raflara uzanabilirseniz, aynı barikatları aşmak zorunda kalan ve bunu başarabilen az sayıdaki diğer kitaplara ulaşma olanağı bulursunuz.
Yazarların kendi olanaklarıyla bastırdığı ve fakat bu raflara ulaştırmaya olanak bulamadıkları ve hiçbir zaman bu olanağı bulamayacakları yayınlardan ise elbette ne sizin haberiniz olur, ne de sektörün…
Bu pazarlama ve reklam bombardımanı altında hepinizin adlarını bir çırpıda sayıvereceği 20-30 yazarın fabrikasyon şeklinde ve seri olarak üretip peş peşe piyasaya sürdüğü “ürün”lerden başka bir şey konuşulmaz olmuştur artık.
E, bu şekilde piyasalaşan bu “ürün”lerin hakim siyasi çıkarlara aykırı olması da beklenemez haliyle.
Elbette (azıcık) aykırı fikir kırıntılarından oluşturulmuş bir ürün çeşitliliğinden söz etme olanağı bulunsa da bu durum sadece piyasa böyle gerektirdiği içindir.
Kitap yayıncılığı kültürel etkinlik olmaktan çıkıp “aristokrat yazarlar zümresi”nin ve tekelleşme eğilimindeki “yayın endüstrisi”nin sınırsız kazanç alanına dönüşmüştür.
Bu koşullar altında yıllarca emek verip yazdığınız kitabınızı (parasını vermeniz kaydıyla) birkaç yüz adet bastırma olanağınız elbette var. Bunları gross kitap marketlerin raflarına ulaştırma olanağınız mı? Ağzınızla kuş tutsanız, bu çok zor. Marka yazarların kitapları ise ne kadar kötü olursa olsun, reklam edilip yüzbinlerce satılabildiğini kendiniz pek çok kez satın aldığınız kitapları okuduktan sonra görmüşsünüzdür.
O bakımdan, sevgili yazar kardeşim, “benim de kitabım çıktı” diyebilme dışında bir mutluluk peşinde değilsen, hadi “emeğini çöpe at” demek gibi bir densizlikte bulunmuş olmayalım, gel sen o kitabını milliyet blog’da yayınla, fikirlerin binlerce insana ulaşabilsin… Yayınevlerinin depolarında yokolup gitmesinden iyidir.
Kenan IŞIK