Oy kullanarak oligarşiyi meşrulaştırıyoruz

OY KULLANDIRTILARAK BAŞIMIZDAKİ OLİGARŞİYİ  KENDİMİZ SEÇTİK ZANNETTİRİLİYORUZ

1977-81 yılları arasında ABD başkanlığı yapan Jimmy Carter’in ABD'li talk show sunucusu Oprah Winfrey'e verdiği röportajda;  "200-300 milyon doların ya da daha fazla paran yoksa, Demokrat veya Cumhuriyetçi Parti'den başkan adayı olmanın da bir yolu yok. Ben bunu yapamazdım"[1] dediği dikkatlerinizden kaçmamıştır.

Carter sözlerini “Demokrasi yerine, oligarşik bir ülke haline geldik ve bu Amerikan siyasi sisteminin ahlaki standartlarına zarar veren en kötü şey"diye konuşarak sürdürmüştü.

Ülkemizde halkoyuyla yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olabilmek için ne kadar para sahibi olmanız gerektiğine ilişkin bir fikriniz var mı?

Çünkü, bizim ülkemiz de tıpkı Jimmy Carter’in ABD için yaptığı tespitte olduğu gibi demokrasiden oligarşik düzene geçmiştir.

Bu sistemin, Jimmy Carter’in ABD için dile getirdiği üzere “ahlaki standartlara zarar verip vermediği”ni takdirlerinize bırakıyoruz. 

Şunu anlatmaya çalışıyoruz.

Parlamenter demokrasi diye bize yutturulan düzen gerçekte oligarşik bir diktatörlüktür. Bu sistemde tek bir kişinin diktatörlüğü değil, bir zümrenin diktatörlüğü sözkonusudur.

Bu zümre, temsilcileri vasıtasıyla yönetim kademelerinde konuşlanmış ekonomik ve siyasi güç sahibi küçük bir azınlıktır.

Bu azınlık, iktidar partisi AKP’yle sınırlı değildir.

Bunların içinde CHP, MHP ve HDP “ağaları” da vardır.

Anımsayınız, AKP ne zaman sıkışsa, MHP hızır gibi yetişmiştir.

2002 erken seçim kararı, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 yılı 7 Haziran gecesi erken seçimi dillendirmesi[2] … ilk akla gelecek olanlardır.

Şimdi de CHP, dokunulmazlıklar ilişkin anayasa değişikliğinde “anayasaya aykırı olmakla birlikte AKP’ye destek vereceğini”[3] söylüyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında "CHP ve MHP elele ortak aday çıkarıyor"larmış ayaklarına yatarak kendi adaylarıyla Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmama başarısını göstermemişler miydi.

7 Haziran seçimlerinden 3 gün sonra  ilk moral ziyaretini yapan Deniz Baykal değil miydi?

7 Haziran seçimlerinden sonra HDP’nin arkasındaki asıl güç olan PKK’nın kan dökmeye başlaması tekrarlanacak erken seçimde AKP’ye seçim kazandırma hamlesinden başka anlam taşıyor muydu acaba?

Bu kadar şehit canı kaybına yol açan bu terör dalgasının gerektirdiği silah ve terörist yığınağı AKP ile HDP’nin birlikte yürüttüğü “Çözüm Süreci” tiyatrosuyla perdelenmemiş miydi?

Ve seçimlerde her seferinde vekalet saltanatına sahip kıldıklarımız bunlar değil mi?

Ya her yıl bugünkü parayla yaklaşık 1 milyar hazine yardımı alan partiler hangileri?

Alın size oligarşi…

Oy kullanınca bizler ne yapmış oluyoruz aslında?

Başımıza kendi oylarımızla “biz getirdik” zannettiğimiz bu yapıyı meşrulaştırmış oluyoruz sadece.

Ve işte biz kime oy veriyor olursak olalım, başımızda hep bu zümre bulunuyor, bulunmaya devam edecek.

Hangisine iktidar ve hangilerine muhalefet rolü verileceğinin var mı bir önemi?

Kenan IŞIK

Detaylı bilgi için diğer bloglarımıza bakınız lütfen;