Kitaplara karşı işlenen suç...

Bugün Kıbrıs tarihinde ilk kez kitaplara karşı karanlık bir olay yaşandı... Büyük bir suç işlendi... Bu suç kitaplara ve okuyucuya karşı işlenen bir suçtu... Lefkoşa’nın tanınmış kitapçılarından Işık Kitabevi kundaklandı...

Amaç kitabevini kundaklayarak kitapları yakmaktı... Yakılan her kitap ile okurun o kitaba ulaşmasını engellemekti... Halbuki kitaplar bizi aydınlığa ulaştırır... Cehaletten kurtarır... Bilgiyi onlarda buluruz. Sorularımızın cevapları hep onlardadır. Kitaplar bizi yüceltir, geçmişi anlamamızı, geleceğe adım atmamızı sağlar. Kitaplar gelecek için aydınlatıcı birer kılavuz, ışıktır...

Işık Kitabevi’nin yolunu liseye başladığım yıllarda öğrenmiştim. 90’lı yılların başıydı ve üniversiteye hazırlık kitapları almak için kitabevinin yolunu tutardım.

Üniversiteyi bitirip Kıbrıs’a döndüğümde üniversitedeki hocalarımın tarihçi olacaksanız sürekli okuyacaksınız sözüne inanırcasına okumaya başladım...

Bir öğretmen olarak da okumalıydım, bilmeliydim ki öğretebileyim... ve öğrencilerime kitap okumaları konusunda örnek olayım... Bu okumaserüveni ile birlikte Işık Kitabevi’ne sık uğrar oldum...

Orada Işık Kitabevi’nin sahibini ve çalışma arkadaşlarını tanıdım, zamanla dost olduk... Kitaplar almaya, kitapları görmeye ve kahve içmeye gittim, hep gittim....

Sonra birgün okuduklarımı insanlar daha çok okusun diye, bir kitap okusunlar diye anlatma, paylaşma kararı ile Yenidüzen Gazetesi’nde yazmaya başladım... O gün bugündür kitapçılar uğrak yerlerim oldu... Bunların başında gelenlerden biri de Işık Kitabevi’ydi.

Anılarla yüklü sıcak dostlukların kurulduğu Işık Kitabevi kundaklandı... Kitapların pek çoğu zarar gördü...

Kitaplar okumak içindir... Aydınlanmak için, cehaletin önüne geçmek için, bilgiye ulaşmak içindir...

Kitaplar yakılmaz, yakılan her kitap okura saldırıdır, aydınlığa saldırıdır... Karanlığa karşıdır kitaplar, ışık yaymak içindir, o ışığı söndürmeye Işık Kitabevi’ni kapatmaya karanlıkların gücü yetmez... Çünkü orada kitaplar vardır ve o kitapları okuyan yediden yetmişe binlerce insan...

Yurdagül Akcansoy