Kıyıcıkta kalmış bir haber!

İçişleri Bakanı Beşir Atalay sınırları polislerin koruyacağı mesajını vermiş:” http://www.milliyet.com.tr/-sinirlari-polisler-koruyacak-mesaji/siyaset/haberdetay/11.08.2010/1274993/default.htm”

Haber biraz gümbürtüye gitmiş gibi gözüktü bana, niye derseniz, pek öne çıkamamış da ondan!

Oysa, pek ciddi bir konudur bu, hani birkaç ay öncesinde pek dertlenmiştik ve de sorular üretmiştik, neden böyle bir yasa değişimine gidiliyor diye, şahsen fikrim buydu:

http://blog.milliyet.com.tr/Birlestirelim_bakalim_sayilari_/Blog/?BlogNo=221142

Şimdi, var olan ve yıllarca eğitim sunan bir ordu varken, niye emniyet teşkilatına yeni bir yapılandırma gereği duymaktadır meri hükümet?

Yeni eğitimden geçecek olan emniyet birimi mezunları bu işleri ordu komutanları, subayları nezdinde eğitim gören askerlerden daha mı iyi yapacaklardır?

Yoksa amaç TSK’yı çaktırmadan, yavaş yavaş devreden çıkarmak mıdır?

Peki, böyle bir amaç güdüldüyse, ki öyle görünüyor, neden vatandaş olarak bizlerin haberi yok?

Bu durumdan kim ne çıkar sağlayacak?

……

Tekrar bir Kurtuluş Savaşı mı vermesi gerekiyor Türkiye’nin, yeterince kurtulmamış mıydı yoksa?

……

Böyle giderse gün gelecek mezarındaki Atatürk dahi ya fişlenecek, ya da referandum ile Atatürkçü müsünüz, değil misiniz diye ya yaşam ya idam tercihine gidilecek!

……

Sınırlar zaten birçok yabancıya satılan arsalar, yalılar, kurumlar tarafından hak iddia edilmeyecek konumdayken, orduyu devreden çıkarmak neye hizmet edecek diye peşinen düşünmek gerek!

Zira, bazı şeyler pek çabuk vukuu buluyor, bazı şeyler ise pek yavaş…

……

Deniz Feneri davasından hiç ses seda yok!

Kimsenin de iplediği yok, bakmayın bizler yazıyoruz, kendi kendimize uğraşıyoruz: Ehh, en azından gördük, bildik, yazdık diyoruz; vicdanımız rahat, sonuç koskoca bir sıfır! Eee, yani bize de yazık!

Mağduru değiliz ama savunuyoruz, eee yani bir ses, bir ışık!

Kabullendiyseniz de bir ses veriniz, bizler sizin haklarınız için çaba sarf etmekteyiz!

Haa, siz kabullenseniz dahi bu bitecek bir mesele değildir, hangi vatandaş böyle bir kandırılma karşısında “Aferin!” diyebilir? Ve de sineye çekebilir? Hem de suçlanan kişilerin elerini ve de kollarını sallayarak dolaşmasına izin verebilir?

……

Bizden habersiz yapılar oluşuyor, bizden habersiz kararlar alınıyor, bizlerden ise kuzu,koyun olmamız bekleniyor; Hani nerede milletin vekilleri, millet kim? Bölüne bölüne millet mi kaldı ki?

……

Daha fazlasını söyletmeyiniz; Bir hükümet neden o ülkenin savunma mekanizması yok etmek istesin?

Gülgün Karaoğlu

Ağustos,12/2010