- Kategori
- Ramazan
Kıymetini bilemediğimiz ayların sultanı
Zaman olarak 2013 senesinin ramazanı şerif ayının sonuna geldik. Fakat mübarek ayın içinde gördüğüm bazı kişilerin tavırlarını kabul etmememiz mümkün değil. Toplumun dinamikleriyle bağdaşmayan davranışları yadırgıyoruz.
Müslüman ülkede yaşıyoruz, Müslüman evladıyız, Allah’a inanan insanlar olarak daha düşünceli davranılmalıydı. Gelecek senelerin iyiye gitmesini ümit etmek isteriz. Fakat görünen o ki, her yıl, geçmiş yılları aratan davranışlar yaygınlaşmaktadır.
Yollarda alenen sigara içilmesi, su içilmesi, yemek yenmesi, bunlar olabilir. Usulde yanlışlık var. İnsanlardan hasta olan var, mazereti olanlar mevcut fakat dinimizin oruç tutmayanlara ve tutamayanlara öğütleri var.
Oruçlu gibi davranılmalıdır.
Ailenin içinde bile oruç tutamayan olursa, çocukların önünde yemesi içmesi uygun değildir. Kötü örnek olur. Kötü çığır açmış oluruz. Allah’ın bildiğini kuldan saklamam da diyenler çıkabilir. İnsanın organlarını herkes bilmekte fakat ar duygusundan dolayı örtenler var.
Allah’ın emri olduğundan, yaradılışımızın gereği örtünenler var. Açık alanlarda oruç tutmadığını sergilemek gelecek nesle karşı görevimizi yapmıyoruz demektir. İnsanların geçmişine saygısından dolayı bile daha düşünceli hareket etmesi gerekir.
Geçmişimizde günlük içki içenler bile “hoca” olarak kabul edilen şahısları gördüklerinde söz yarın namaza geleceğim diyerek saygıda kusur etmezlerdi. Oruç tutmayanlar meydanda yiyip içmezlerdi.
Müslümanlar olarak evlatlarımıza dinin kurallarını kendimiz öğretmeliyiz. Başkalarına havale edersek sonumuz parlak görünmüyor. Çocuklar bizzat annesinden babasından, dedesinden ninesinden görerek dini yaşamalıdır.
Sahurun zevkine varmalıdır. Uykunun en tatlı yerinde kalkmanın hissini yaşamalıdır. Uykusu ağır gelip kalkamadığında acaba gece neler yediler diye meraktan çatlamalıdır. Sahurda çalınan davulcunun evlerinin önünden geçerken “davulcunun görülme bahtiyarlığını yaşamalıdır”.
Küçüklükten din sevdirilmelidir. Küçükten derken ölçüsünü maalesef bilmiyoruz. Çocuklar dini mekanları sevsinler diye de gürültü yapan, küçücük çocuklarda camiye namaza getirilmeli mi? Hüküm olarak yine camiye gelen çocuklar “yedi yaşında” olmalıdır.
Özellikle orta yaş grubunun bile teravih namazlarında zorlandığını biliyoruz. Uyku saatinde çocuğa işkence olmaktadır.
İşlerimizi bir türlü dengelemeyi beceremiyoruz. Doktor oruç tutmayacaksın der. Milletin gözünün önünde, çocukların içinde yer, içeriz. Camiye çocuklar getirilsin teşviki yapılır, çok küçükleri getiririz.
Peygamberimizin çocuklara yaklaşımını bir yönüyle almakta hatalıdır. Evinde torunlarıyla namazda ilgilendi. Cemaati huzursuz eden ve edecek etmenlere asla taviz vermedi.
Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği mahalleye gittim. Arkadaşlarımla sohbetimi yaptım. Gerçekten Gülpınar camiinde teravih namazı öncesi ve sonrası için çok istediğimiz “çay içme “ imkanın devam ediyor olması çok mutlu etti.
Buradan Osman Karataş’ a teşekkür ediyorum. Çay bahanedir. Çünkü arkadaşlar ramazan ayında bizim gençliğimiz gibi mahallemizin gençleri dediler. Çok sevindim. Mahalleliliyi teravih öncesi ve sonrası buluşturan çay içilmesini yürekten destekliyorum.
Mahallemden bahsediyorum. Teravih öncesi ve sonrası içilmekte olan çayların bardakları konusunda önerisi olanlar var. Temizliğine mutlaka dikkat ediliyordur. Cam bardak yerine, plastik bardak olursa çayı içenler çoğalacaktır.
Tecrübeli büyüklerimizle buluşmalarımız kolay olacak, sohbetlerine ortak olabileceğiz. Çevremizde olup bitenlerden ders çıkartmalıyız. Çocuklarımıza iyi örnek olmalıyız.
Not: Ramazanı şerif başlangıcında cemaat sayısıyla, oruç ilerledikçe cemaat sayısı artması gerekiyorken, cemaat niçin azalıyor? Aklıma takıldı.
Önerim: Sadece müjdeyi konu alan dini konuşmalar yetmez. Hem müjde, hem de azap dengesinde olmalıdır.