Kızılcahamam

Bugün sizlere Ankara'nın incisi, güzellikte birincisi Kızılcahamam'ı tanıtmaya çalışacağım.

Kızılcahamam, Ankara'lıların iyi bildiği gibi 90 km kuzeyinde suyu, ormanları ve temiz havası ile ünlü bir kasabasıdır. Bilmeyenler için özel arabası ile gidecekler İstanbul Yolu (E-5)ndan, arabası olmayanlarda onbeş dakikada bir ya Bentderesi'nden ya da Kültür Çarşısı'ndan kalkan arabalarla gidebilirler. Özel arabası ile gidenler hava sıcak ise yol boyunca Kazan'da, Kurtboğazı Barajı'nda ya da yol boyunca giderken rastlayacakları yeşil ve çeşmeli yerlerde mola verip temiz havada kahvaltı yapabilirler. Yine tarihi eserlere ya da efsanelere meraklı olanlar Kargasekmez Mevkii'ndeki Akdoğan Köyü'ne uğrayıp Oruç Baba türbesini ya da Gelin Kayası'nı gezebilirler. Çok eskiden bu köyden ilk defa bir gelin köyün dışına gelin gidecekmiş. O tarihte araba olmayıp her türlü taşımacılık eşeklerle yapılırmış. Ayrılığa dayanamayan gelin yol boyunca ağlamış. O kadar çok ağlamış ki gözyaşlarından göl olup orada boğulmuşlar. Diğerleri hemen boğulup ölürken gelin at üzerinde taşlaşmış. Bugün o köye gidilirse gelinliği ile taşlaşmış o gelin görülebilir.

Kızılcahamam'a gelindiği zaman ya hemen Soğuksu'ya çıkılıp piknik yapılmalı ya da Kaplıcası'na girilip 50 derecedeki suyuna girip yanmalı, cehennemi orada tanımalı. Ne demek istediğimi suyuna girdiğiniz zaman anlayacaksınız. Yemek olarak bazlaması, höşmerimi, kayganası, toygası, göce aşı, tiriti, mıhlaması, balı meşhurdur. Gezilecek yerler olarak; Soğuksu, demin anlattığım Akdoğan Köyü, Kurtboğazı Baraj'ı, Seyhamam'ı, Çamkoru... görülebilir. Kalacak yer olarak temiz pansiyonlar ile biri Başkent Üniversitesi'ne ait (Patalya Oteli), iki belediyeye ait, iki tane özel otel mevcuttur.

Bir hafta sonu çoluk çocuğunuzla gezerseniz pişman olmazsınız.