- Kategori
- Aile
Kızıma kendimi nasıl anlatayım

Bu kakışlar önceleri ne yumuşak bakardı..
Evde hava 3 gündür gergin.
Kızımın can sıkıntısını gideremiyoruz bir türlü.
Onun için ne söylersem söyleyeyim kulağına girmiyor ki diğerinden çıkıyor diyeyim.
Okulların tatil olması ile bir rahatlık bir genişlik sormayın. Tamam dinlenmek onun da hakkı buna lafım yok ama o dinlenmeyi arkadaşlarını eve doldurmakta buluyor. Bütün gün bilgisayarın başında sohbet oyun.
- Ne yapayım canım sıkılıyor arkadaşım olmasın mı? diye bana dikleniyor.
- İyi de kızım senin canının sıkıntısı geçecek diye ben perişan oluyorum. Yediklerinizi bile ben topluyorum bunda bir terslik yok mu?
- Ama anne biz topluyoruz sen beğenmiyorsun?
- Ya kızım bunların annesi babası nasıl böyle nasıl izin veriyorlar bunlara kaç gündür bizdeler.
- Bir tek sen kızıyorsun diğerleri bir şey demiyor, biz eğleniyoruz.
- Tamam kızım eğlenin ama eve tıkılıp kalıyorsunuz sabahtan akşama lak lak leylek misiniz ömrünüzü boşa geçiriyorsunuz. Hani senin ideallerin vardı iyi bir yan flütçü olacaktın günde beş dakika ile bunu yapamazsın ki.
- Çalışmadığı mı nerden biliyorsun? Ben çok çalışıyorum.
- Madem çok çalışıyorsan senin canın sıkılmaz o zaman bunları neden eve dolduruyorsun onların yanında nasıl çalışıyorsun?
- Zaten sen benim arkadaşlarımın hiç birini beğenmiyorsun?
- Eğer kızımın huylarını kötü yönde değiştiriyorlarsa evet beğenmiyorum.
- Zaten ne yapsam kabahat tamam evden dışarı çıkmayacağım kimse ile de görüşmeyeceğim.
- Sana bunu yap diyen yok ama sen de planlı olmak zorundasın. Her gün muhabbet ile bir yere varamazsın.
- Ne yapayım eve tıkanıp arkadaşsız tek başıma mı yaşayayım ben çocuğum daha arkadaşlarım olmasın mı benim hiç.
- Ben sende ki değişikliğin farkındayım , bana karşı devamlı saldırıdasın beni dinlemeden nasıl cevap veririmde annemi sustururm derdindesin.
- Hıh sen öyle san...
- Peki madem öyle değilse neden hemen savunmaya geçiyor ha bire sözlerime müdalale edip kesmeye çalışıyorsun?
- Zaten beni anlamıyorsun ne desem sen kendi bildiğini söyliyeceksin.
İşte bu akşam ve daha önceki günlerde ki konuşmanın ana hatları böyle. Daha bir süre devam eti kızımın can sıkıntısını giderme çalışmaları. Sonunda önüne bir program koyduk ama kendine güvenemiyor onu hayata geçirme konusunda. Boş insanın canı tabi ki sıkılır ama bunu güzel doldurursan sıkılmaz diye az ikna etmeye çalışmadım. Ama ben ne dersem diyeyim o yine benim onu sıktığımı düşünecek. On altı yaşın vermiş olduğu heyecan ile.
Çok görmüyorum bunu ona ve onlar gibi gençlerimize. O kadar boş okuyorlar ki ezberden bunalmışlar. Ellerine kitap almak istemiyorlar. Odalarını toplamak istemiyorlar, düzenden nefret edip isyan ettikleri için, aykırı olup kendilerini göstermek istiyorlar. Kızım nezdinde tüm gençlerimiz bir bunalımdalar diye düşünüyorum. Amaçsız yaşar oldu hepsi. Günü geçirme derdindeler. Her şeyden hemencecik sıkılıyorlar.
Çağımız o kadar hızlı gelişiyor ki. Tüketim çağı demek en doğrusu bilişim çağı yerine. Bir şeyleri tüketmeye o kadar çok alışmışız ki üretmenin zevkini unutur olmuşuz. Çocuklarımıza üretmenin ne olduğunu öğretmek zorundayız yarınlarımızı tüketmeden. Ben bunun için kızıma ulaşmaya çalışıyorum. Onu kırmadan doğruyu göstermeye çalışıyorum.
Gençlerimizi tüketmeden onları kazanmalıyız.
Ya sizler nasıl başarıyorsunuz çocuklarınıza ulaşmayı ?