- Kategori
- Çocuklar ve ilkler
Kızıma Mektup, Arlet'e
Hayat bu değil mi, bugün veya yarından da yakın! Bazen basıyor karamsarlık, içimi kaplıyor bir ümitsizlik rüzgarı, yıldızlara dalıp, yıldızların altında ah sevişmek ne güzel, şarkısını dinlemek ne güzel, tabi ki sevişmek de! Varsa gönülden sevdiğin, sana senden yakın, ama bana benden uzak.
Yaşamak tabi ki güzel, hayatta istediğin herşeyi elde edebildiysen, sevdiklerin, yakınların, akrabaların, kardeşlerin, ailen, çocukların, varsa torunların, sıhhatliysen, herkes sıhhatliyse, bundan daha güzel ne olabilir.
Hasret acısı çekmiyorsan, onu ondan daha fazla seviyor ve özlüyorsan, ama o sana yıldızlar kadar uzaksa, sen ona yıldızlar kadar yakınsan. O durmadan kaçıyor ve sen onu bulmaya çalışıyorsan, bulamıyorsan, yapabileceklerin sınırlıysa, ayrı ayrı diyarlarda, özlemiyle güneşin ışıkları seni cehennem ateşi ile yakıyorsa, yanıyorsan. Çaresizliğin tüm benliğini kaplamışsa, damarlarının her zerresinde o varsa, kanın kanıyla doluysa, onun kanında sen varsan, o bunu bilmiyorsa, seni özlememişse, sen onun özlemiyle kıvranıyorsan, yaşamak ne kadar güzel gelebilir insana.
Aldığın her nefeste, ölüme biraz daha yaklaştığını hissediyorsan. O bunu bilmeden yaşamını sürdürüyor, yaşıyorsa, bırak seni bilmeden tanımadan yaşasın.
Belki böylesi her ikimiz içinde iyidir.
Bak sana bir daha beyaz sayfalara mektup yazmayacağım dedim, sözümde duramadım, bu akşam da, her akşam gibi.
Yırtıp atayım bu mektubu da, senin için, nasıl olsa okumuyorsun, tanımıyorsun beni, bilmiyorsun seni ne kadar çok sevdiğimi.
Seni çok seven baban.
Kızım Arlet'im.
Paris, 03 Nisan 2020