Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '12

 
Kategori
Güncel
 

Kocaman devrimci, Alex gerici

Kocaman devrimci, Alex gerici
 

Aykut kocaman'ın kavgası ne?


Öncelikle belirteyim ki bu satırların yazarı katıksız bir Alex hayranıdır. Giderek atletizm pistine dönen futbol sahasında o artık nesli tükenmekte olan göze hoş gelen futbolun son elçilerindendir. Futbola estetik katan, seyredene zevk veren, Pele ile başlayıp 1980 lerde Maradona ile devam eden şov futbolun son temsilcilerindendir. Yaklaşık 40 yıldır futbol izlerim. Gördüğüm en iyi takım 1982 dünya kupasında ki Brezilya milli takımıdır. Neredeyse tamamı Alexvari futbolcularla dolu bu takım şiir gibi futbol oynar ben de dahil seyredenler kendinden geçerdi. Ama o takım dünya kupasını kazanamadı. Bir daha da yeryüzüne öyle bir takım gelmedi(Şimdilerde efsaneleşen Barcelona takımı dahil). 1980 erde başlayan neo liberal ekonomik politikalar dünya futbolunu da giderek etkisi altına almış milyarlarca doların döndüğü bu sektör “başarı için her şey mübahtır” anlayışının etkisi ile teknik futboldan daha çok, koşan ve fiziken güçlü futbolcuların takımları istila etmesine neden olmuştur.

Doğal olarak bu süreçten futbolumuzda etkilenmiştir. Mustafa Denizli, Fatih Terim gibi hocaların öncülüğünde kaos futbolu Türkiye’yi etkisi altına almış sisteme inanmayan bu hocalar kendilerinin ne oynadığından ziyade rakibi oynatmama anlayışını futbolumuza aşılamışlardır. Böylece 90 yılların sonunda Galatasaray takımı Avrupa’da başarı şansı yakalamıştır. Keza milli takımda 2002 de dünya 3.lüğünü kazanmıştır. Kaos futbol anlayışının doruk noktası 2004 Avrupa şampiyonasında Yunanistan’ın elde ettiği şampiyonluktur. Ancak dünya futbolu bu kaos futbol anlayışına set çekmiş ve sistem anlayışına dört elle sarılarak bir daha kaos futbolun egemen olmasına izin vermemiştir.

2004 den sonra Avrupa futbolu Hollanda’nın öncülük ettiği total futbol anlayışına dört elle sarılmıştır. Ama bu anlayışı en iyi uygulayan İspanyollar olmuş son 10 yıldır gerek kulüpler bazında gerekse milli takım düzeyinde dünya futboluna damgalarını vurmuşlardır.Son yılların Barcelona efsanesi bu anlayışın ürünüdür.

Bizim futbolumuz ise Fatih Terim anlayışını bir türlü kıramamış bu nedenle zaman zaman çok kaliteli futbolcularımız olmasına rağmen istikrarlı bir başarı elde edememişlerdir.Dünya çapındaki son 5 büyük şampiyonadan  sadece birinde yer almamız (2008 Avrupa şampiyonası) bunun en büyük göstergesidir.

2000 yıllardan sonra Fenerbahçe (Alexli takım) 4+4+1+1 (Total futbolun dar kapsamlı uygulaması) anlayışını takıma yerleştirmiş bu sistem anlayışı bile son 10 yıldır GS-FB rekabetinde FB’nin büyük bir üstünlük kurmasına neden olmuştur. Bu anlayış 2008 yılında Zico ile doruğa çıkmış şampiyonlar liginde çeyrek final oynamıştır.Bu süre içerisinde Alex takıma büyük katkılar yapmış göze hoş gelen futbol anlayışının son temsilcisi olarak görevini başarı ile yerine getirmiştir. 2000’li yıllarda FB’nin yaptığı sisteme dayalı bu anlayış Avrupa’da sürekli bir başarı getirmese de Türkiye liglerinde çok başarılı olmuş (Aragones dönemi hariç) takım ya şampiyon olmuş ya da ligi ikincilikle bitirmiştir. (Çok eleştirilen Türkiye kupasında bile 6 final oynanmıştır). Bu sistemin uygulanmasında Alex büyük katkı yapmış hem BJK hem GS yıllarca takımlarına bir 10 numara alma sevdasına tutulmuş ancak yapılarındaki kaos futbol anlayışı alınan  çok kaliteli futbolculara karşın başarılı olamamışlardır.

Ancak yolun sonuna gelinmiştir. Fb artık bir gömlek yukarı çıkmak zorundadır. Bu nedenle total futbol anlayışının dar kapsamlı uygulması olan 4+4+1+1 anlayışından 4+4+2 veya 4+3+3 anlayışına geçmek zorundadır. Yani yıllardır var olan sistemini daha da geliştirmek ve artık Avrupa da da başarılı olmak zorundadır.Ancak bu sistemde yaşı 36 dayanmış Alex ile yerine getirmek mümkün değildir. Takımın başında 3. yılına devir eden Aykut Kocaman artık total futbolu tümüyle yerine getirebilecek bir takım oluşturmak zorunda olduğunu bilmektedir.Buna karşın Alex kendine göre kurulan eski sistemin devam etmesinden yanadır.

Bu durumda yeni bir anlayış sergileyen ve takımı bir gömlek daha yukarı çıkarmak arzusundaki Aykut Kocaman devrimci bir anlayışa sahiptir. Alex ise eski sistemin devam etmesinden yana tavır almakla gerici konuma düşmüştür.

Medya ise her zaman olduğu gibi işin özüne bakmadan magazinsel bir anlayışla sorunu sürekli körüklemekte işin magazinsel boyutundan faydalanmak arzusu ile davranmaktadır.

Hele medyada yer alan Aykut hoca, Alex’i kıskanıyor savsatası ise kargaları bile güldürecek absürt bir masaldan başka bir şey değildir.

Avrupa maçlarına fazla bir şey kalmadı. Medyada sürekli şişirilen Fatih Terim ve GS’nin (Rüya takım, efsane geri döndü gibi zırvalıklar) kaos futbol anlayışının ne kadar çarpık olduğu görülecektir. Eğer FB rahat bırakılır ve Aykut Hoca doğru bildiklerinden vazgeçmez ise gelecek FB’nindir.

Not: Dün akşam oynanan Hollanda-Türkiye maçı yukarıdaki satırlarımızı teyit eder niteliktedir. Hollanda 23,4 yaş ortalaması ile neredeyse genç milli takım denebilecek bir kadro ile sahada yer almasına karşın ekol olan futbol anlayışları ile bizim milli takımı çok rahat (2-0) geçmişlerdir. Abdullah Avcı eğer kaos futbol anlayışından vazgeçip sistem futboluna dönmez ise önümüzdeki dünya kupasında yerimiz olamayacağını şimdiden belirteyim.

Saygılarımla

Ali İhsan UĞUZ

 
Toplam blog
: 72
: 2174
Kayıt tarihi
: 11.04.08
 
 

3 Ocak 1958 doğumluyum. S.Muhasebeci Mali Müşavir olarak çalışmaktayım. Edebiyat ve sinema ilgim ..