Kol kırılır, yen içinde kalır

Çocukluğumdan itibaren duyarım. Kol kırlır yeni içinde kalır.İlk zamanlar ne demek istediklerini anlamazdım. Kol kırılırda yen nedir neden içinde kalıyor diye... ve yen ne demektir onuda bilmezdim. Oysaki bu tür sözlerin anlamının farklı olduğunu sonradan öğrencim ve anlamını bildiğimiz halde bir çok insan yen kelimesininde anlamını bilemez diye düşünüyorum. Yen kelimesi, giysi kolu anlamındadır. Yani kol kırılsa bile yen içerisinde kalacağından dışarıdan kimse görmeyecek, farketmeyecek.

Bu söz,  hayatımızın parçası olarak günlük yaşamımızda, ticarette, eğitimde, siyasette ve hatta devlet yönetimimize tam anlamıyla hakimdir. Bir esnaf kendi içerisinde işlerin kötülüğünden dert yanarken, iki parçalı dükkanında arka tarafta kuru ekmek ve evden akşamdan kalan yemeği yerken, yabancı birisi geldiğinde hemen farklı şekle bürünür. İşleri kötü giden o değildir artık, arkada akşamdan kalan yemeği yiyen o değildir ve hatta misafirinide alır beraberce restauranta gider kebap yer ve hesabıda kendisi öder. yeterki o misafirin karşısında rencide olmasın ama ailesinin 2 günlük istihakını misafire hoş görünmek için bir öğünde harcasın.

İki haber ve ikisi de ülkemizde vukuu bulmakta. Birinci haber yılda dağıtım ve izinlerle  onlarca defa kullanılan askerlerin dağıtım yapıldığı toplama merkezlerinde( kampları dersek daha doğru olur ) istiflenmiş üst üstte yatmaya çalışan gencecik askerler ki bu buz dağının görünen yüzü. O askerlerki toplandıkları merkezin askeri olmadıkları için yemek istihakları olmayan ancak birlik askerlerinden arta kalan yemek olursa dağıtılan yoksada kantindeki büfeden bisküvi almak zorunda kalan askerlerdir. O askerlerki, birlik askerlerinin dört gözle beklediği, gelince o birlikteki tüm angarya işleri yaptırdıkları, anca yatacak yere kendilerini zor attıkları askerlerdir. Ve ne yazıkkı o askerlerki, birliğimize ulaşalımda kendi yatağımıza yatalım, yemeğimizi yiyelim ne olacaksa olsun şuradan bir an önce kurtulalım diyen askerldir.

ikinci haber ise Suriye sınırındaki mülteci kamplarından ( dinlenme tesisi dersek daha doğru olur ). Barınma ve diğer ihtiyaçlar olağan dışı ( kamp için ) güzellikte ve iyi. Bunun haricinde sosyal yaşamları için sportif faaliyetler ( futbol turnuvası yapılmış ) , kültürel faaliyetler üst seviyede. evler ,yollar hepsi tam teşekküllü, ambulans ve diğer tedavi için gerekli herşey üst düzeyde. Belki de 3 ay sonra ülkelerine geri dönecek bir toplum için yapılanlar ki yapılmasın demiyorum. Bir de kendi vatandaşın hem de vatani görev için 15 ayını ücretsiz veren gerektiğinde canını feda eden ve yılda onlarca kez kullanılan toplanma merkezlerinin hali.

Kol kırılıyor hatta parçalanmış durumda biz hala yenleri aşağıya çekme derdindeyiz. Yeter ki yabancı görmesin kolun kırıldığını, parçalandığını.

Futbol külüplerinde yabancı futbolcu parasını alamaz UEFA ya gider parasını faizi ile alır. Yerli futbolcu bir defa gitse afaroz edilir ve bir yönetici çıkar "Kol kırılır yen içinde kalır" der.  

Sade bir vatandaş mahkemelerde sürünür ve hakkını kendi ülkesininde altına imza attığı AİHM de arar, çıkar bir siyasetçi "Kol kırılır yen içinde kalır" der. 

Sıradan bir ailede iki aile bireyi birbiri ile tartışır, birisi gider bir arkadaşına durumu anlatır dertleşir. diğeri kızar ve "Kol kırılır yen içinde kalır" der. 

Artık ucuz kahramanlıkları bırakma zamanıdır. Kol kırılmışsa bırakın yen içinde kalmasın. kangren olmadan tedavi edelim. Kol kırılmışsa bunu yabancıda bilsin aile içerisinde kalmasın. Belki tanıdıkları iyi bir doktor vardır kırılan kolu iyi tedavi eden.

Bu lafı artık duymak istemiyorum "Kol kırılır yen içinde kalır" .Kol da kırılmasın, kırılan kolda yen içerisnde kalmasın.