Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Ekim '10

 
Kategori
Magazin
 

Komedi Dükkanı ve Eğitim Sistemi

Komedi Dükkanı ve Eğitim Sistemi
 

Fırsat buldum mu severek seyrettiğim bir dizidir (?) benim Tolga Çevik’in gösterileri… Nasılsa bir gösterinin diğeriyle bağlantısı yok… Her biri kendi içinde bağımsız… Konuya bağımlılık yok… Bana çok şey kattığına inanıyorum… İnsanın nasıl ‘’Direktif manyağı’’ yapıldığını en iyi bu gösteri anlattı bana… Direktif veren baştan her şeyi kurgulamış kafasında, olayı ya da konuyu biliyor… Baştan sona kadar ne yapılması konusunda çalışmış, ince ince planlamış… Yaptığı işte elbet uzman (!)… Ya direktif alan? :

Bir anda gelen direktife, yalpalayan, önce anlamaya çalışan ve çoğu kez salağa dönen/döndürülen emir alanın durumunu düşündünüzmü hiç? Anında direktörün kafasındaki kelimelerle yanıt veremeyen, direktifi uygulayamayan, emir alanın halini görüyorum burada ben… Bu ülkemizdeki iş yürütme, öğretme ve ezberletme yöntemidir... Düşünürseniz hepimizin buna dahil olduğunu hemencecik kavrayabilirsiniz...

-Anne babalarımız bize böyle davrandılar… Bizde çocuklarımıza böyle davranıyoruz o yüzden… Kafamızda tasarladığımız şekilde söylemeyen, uygulamayan çocukların vay haline… Ne salaklığı kalır ne geri zekalılığı… Bizde şartlanmış kelimelerle ve şekilde olmalıdır sorunların çözümü ve cevaplar... Değişik bir şey önümüze konsa zaten biz afallarız... O yüzden değişik yol ve kelimelere, çözümlere tahammül etmemiz mümkün değildir... Hele hele yanlışa düşerse vay onun haline... Emir veren bunu namus meselesi yapar...

-Öğretmenlerimiz böyle eğitir öğrencilerini…

-Orduda işler böyle yürür…

-Partilerde uygulama budur…

-Takım oyunlarında emirleri uygulamak kutsaldır…

Daha binlerce alanda işler böyle yürür… Arkada ‘’uzman’’ birinin emirlerini harfiyen yerine getirmekle yükümlü bizlerin içine düştüğü garip, anlamsız, beceriksiz, aptal ve geri zekalı sayılan durumlar ise kaçınılmaz olmaktadır… Her an bu durumlarla karşı karşıya kalabiliriz korkusuyla susma, sinme durumlarımız normal sayılır o yüzden… Sonrası kanıksama elbet... Emir vereni ezberleme ve düzene uyarak, bağnaz ve tutucu insanlar olarak aynı emir veren sese kendimizin de dönüşmesi…

Sanırım Komedi dükkanını izlerken, emir alanın ve verenin ne kadar bize benzediğine gülüyoruz… Sahnede ve sahne arkasından gelen sesi biz oynuyoruz… O yüzden bu kadar tutuyor bu gösteri... Bizi can evimizden yakalıyor... Yoksa aptalı oynamıyor orada Tolga Çevik... Yani Hacivat Karagöz yok bu gösteride... Emir veren ve emir alan ne Hacivat ne Karagöz... İkisi de bizleriz... Zamanla yer değiştiriyoruz sadece... Önce emir alan, sonra da olabilindiği kadar emir veren oluyor...

Güleriz ağlanacak halimize...

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara