Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '12

 
Kategori
Güncel
 

Komplo mu?

Komplo mu?
 

Türkiye’de ne zaman bir uçak ya da helikopter kazası olsa, aklıma az sonra anlatacağım olay gelir. Bu olay gerçekten yaşanmış bir olaydır ve doğru olma ihtimali çok yüksektir.

Olay İstanbul’da geçmektedir. Tanınmış ailelerden birisinin genç yaşlardaki oğlu, babasından izinsiz babasının arabasını garajdan çıkararak arkadaşlarıyla birlikte bir kaçamak yapmak ister. 4-5 arkadaş İstanbul’dan Trakya istikametine doğru yola koyulurlar. Bir süre yol aldıktan sonra mola verilir. Mola bitiminde arabanın yanına geldiklerinde genç delikanlı arabanın anahtarını bulamaz. Bütün aramalar sonuçsuz çıkar ve maalesef anahtar yoktur. Telaşın yerini korku alır. Delikanlı olayın babası tarafından duyulmasını pek istemez. Arabanın markası Mercedes, son derece donanımlı ve lüks bir model.

Servisi arayıp durumu anlatırlar. Delikanlı babasına haber verilmemesini de tembihler. Servis elemanları da, olayın gerçekliği ve arabanın çalıntı olup olmadığını anlamak üzere delikanlıya bazı sorular sorarlar. Emin olduktan sonra da yardım etmek üzere harekete geçerler.

Yardım üretici firmanın desteğiyle yapılacaktır, yani Almanya üzerinden. Almanya ile irtibata geçilir. Durum özetle anlatılır ve arabanın anahtarının kayıp olduğu iletilir. Alman yetkililer bir süre sonra telefonda şu talimatı verirler: “Arabanın sahibi aracın yanına kadar gitsin, kapıya dokunduğunda kapı açılacak ve araç çalışmaya başlayacak. Varış noktasına kadar olan mesafe(delikanlının evine) takriben iki saat olarak hesaplandığından, araç garaja park edildiğinde stop edecek.”

Delikanlı ve arkadaşları talimata göre hareket ederler. Söylendiği gibi aracın kapıları açılır, araç çalışır ve yolculuk emniyetle tamamlanır.

Böyle bir olayın mümkün olup olmadığını lüks donanımlı araçların imkan ve kabiliyetlerini çok iyi bilen birilerine sormam gerekiyordu, sordum da. Konuyu, yılardan beri Mercedes marka otomobillerin alım satımını yapan bir tanıdığımla konuştum. Bu tanıdığım, daha ben sorumu sormadan “araç uydudan kontrollü mü” demişti. “Evet” dedim. Çünkü Almanya’daki fabrika yetkililerinin aracın çalıştırılması işlemini uydudan gerçekleştirdiklerini okumuştum.

Böyle bir işlemin bu tür donanımlı lüks araçlarda olabileceği bilgisini öğrendikten sonra oradan ayrıldım. Sonra da aklımı karıştıran ve kurcalayan bir çok olaylar dizisi gözümün önünden geçi verdi; Recep Yazıcıoğlu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis, Muhsin Yazıcıoğlu, Isparta Uçağı…

Ve son olarak Afganistan’da meydana gelen helikopter kazası…

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

Modern ve bilgisayar  donanımlı her türlü araç, silah, pilotlu pilotsuz hava araçları vb.lerde  sistemlere komuta edilmesini sağlayan “yazılım”ların olduğunu biliyoruz. Yazılımlar üretici firmaların kodlarını içeriyor ve kullanıcılar tarafından müdahale edilmesi mümkün değil. F-16 uçaklarındaki yazılımları millileştirmek üzere çalışmalar yapan Aselsan mühendislerinin 2006-2007 yıllarında peş peşe hayatlarını kaybettiklerini de biliyoruz.

Yazılım kodunu elinde bulunduran üreticiler uydular üzerinden ilgili araca her türlü müdahaleyi yapma imkanına sahipler. Bu müdahale neticesinde silahın ateşlenmemesi, uçağın uçmaması, uçağın ya da aracın seyir halinde iken arızalanması ya da düşmesi mümkün görünüyor.

Modern silah araç ve gereçlerimizin büyük bir bölümü ABD, üst seviye yöneticilerimizin, devletin kilit personelinin araçlarının büyük bir bölümü Alman malı, Mercedes!

Bu araçlarda konuşulan gizli konular ve devlet sırları da uydular vasıtasıyla dinleniyor mudur acaba?

Sağlıklı ve  mutlu kalın…

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..