Komşuluk ilişkileri

Ev, işyeri, arazi, köy şehir ve ülke bakımından yakın olanlara komşu denir. Ailemizden sonra en yakın, sosyal çevremizi komşularımız meydana getirir. Komşularımızla huy, karakter, mizaç, anlayış, görgü, görenek ve sair hususlarda aynı çizgide olmayabiliriz. Günümüz şehir yaşamında, farklı düzeyde, farklı inanç yapısında, farklı kültür, görgü ve alışkanlıklara ve farklı ekonomik yapıya sahip komşularla bir araya her zaman gelebiliriz

Komşuluk ilişkileri özellikle köy ve kasaba gibi küçük yerleşim bölgelerinde sosyal dayanışma açısından önemli olduğu gibi, ailelerin huzur ve güven içinde yaşamaları açısından da önemlidir. İyi komşuluk ilişkileri mutluluk ve sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde ayrı bir öneme sahip olduğundan, fert ve ailelere toplum içinde destek olur. Dolayısıyla sosyal bünyeyi güçlendirir. Kötü komşuluk ilişkileri de sürekli rahatsızlık, güvensizlik ve yalnızlık hissi uyandırır. Yine dilimizdeki “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”, “Komşuda pişer, bize de düşer” gibi özdeyişler ve sık gelip gitmeleri anlatmak üzere, “komşu kapısına çevirmek” ve benzeri deyimler, komşuluk ilişkilerinin anlamını ve boyutlarını göstermek bakımından önemlidir.  Üst katta oturan bir komşumun, evinde beslediği 3 tane kangal köpeği, devamlı gece, gündüz gelip gidenlere havlıyorlardı. Gece yatak odalarımızda uyuyamaz hale geldik. Köpekler boyunlarındaki zincirleri şak, şak diye vurarak evin içinde koşuşturuyorlardı. Ricalar, uyarılar, fayda vermedi. Neticede evimizi çok ucuz bir fiyata satarak çıktık. Atalarımız boşuna: “Ev alma, komşu al” dememişler. Çok doğru.

Allah  hiç kimseyi kötü komşularla karşılaştırmasinç

NAHİDE ÇELEBİ