Konfüçyüs’ün aşk öğütleri

Gerek okul yıllarında, gerekse daha sonradan felsefe ile ilgilenenler tanırlar Konfüçyüs’ü. Bilmeyenler de umarım araştırır ve öğrenirler. Şahsiyetin kim olduğundan ziyade, ne dediği önemli benim için. Öyle saptamaları ve hedefi on ikiden vuran sözleri var ki, bunları hayatınızda uyguladığınızda, daha az yanlış yaptığınızı fark ediyorsunuz. Bir de şunu görüyorsunuz ki, bu cümleler aslında bize pek de yabancı değil.

Araştıramayacak olanlara biraz kısa bilgiler vereyim. Zannedilenin aksine bir din adamı olmayan ve hayatında hep yaşama dair konuşan bu zat, M.Ö 551-479 yılları arasında, derebeylerin hüküm sürdüğü, savaşların, kavgaların hiç eksik olmadığı ve her derebeyin bir saltanat imparatorluğu kurduğu o günün Çin’inde yaşamış Uzakdoğulu bir filozoftur. Yaşadığı dönemde, biraz da içinde bulunduğu sosyal durumdan olsa gerek “dünyaya yeni bir düzen verebileceğine“ inanmış ama bunu başaramamış. Bunun için Çin imparatorlarını bile teker teker ziyaret etmiş. İstediği ilgiyi bulamayınca da, düşüncelerini geliştirmiş ve zamanla bu düşünceleri bir öğreti şekline dönüşmüş ve bir zaman bunları para karşılığı satmaya başlamış. Geçen zamanlarda da etkili hitabetinden ve öğretilerinden dolayı “üstad, usta” sıfatını kazanmış. Öğretileri, zamanın siyasi ve politik değerlerini hedef almamış daha çok toplumsal değerlerle, yaşam biçimiyle örtüşen söylemleri olan filozofun öğretilerinin temelinde “ahlak, toplumsal ilişkiler, adalet ve politika” gibi dört ana sınıflandırması vardır.

Konfüçyüs " oğuldan istenen babaya, memurdan istenen hükümdara, kardeşten istenen ağabeye, arkadaştan istenen de kendisine verilmelidir" diyerek, felsefesinin neredeyse tüm boyutlarını yansıtmıştır. Öğretilerinde ciddi bir hiyerarşi ve görev dağılımı söz konusudur. Konfüçyüs’ün bu felsefesi zamanla tüm Çin’e yaygınlaşarak, hanedanların benimsediği Taoizim gibi din kökenli felsefeler arasından sıyrılarak, uzak doğu’nun ve Asya’nın en hakim sivil ve öğretili felsefesi olmuş, zamanla da temelinde olmasa da din haline gelmiş. Buna da Konfisyusçülük denmiş ve yakın tarih olan yirminci asır’ın başlarına kadar da Çin topraklarındaki devletlerin resmi dini olarak kabul edilmiş.

Mesela Konfüçyüs diyor ki, “Herkes birbiri ile anlaşabilir. Yeter ki kafi miktarda zamanları olsun ve kullandıkları kelimeye aynı manayı versinler" . Bu sözün neresi yanlış ? Bunu uygulamamak için ne gibi bir mazeret geçerlidir ki ?

Çok şey söylemiş üstat. Çoğu önergelerini severim. Öğretisini kabul ederim. Yabana atılamayacak bir filozoftur. Yaşamı, günümüzden binlerce yıl öncesinde geçmiş biri olmasına rağmen, günümüzde hala öğretilerini tartışıyor hatta uyguluyor olmamız onun büyüklüğünü göstermez mi ? Bir din adamı, ya da tanrı olarak değil de, halkın içinden çıkmış bir öğretmen, bir yol gösterici olarak biraz onun dediklerine kulak verelim.

Sevgisiz bir toplum düzeni olmayacağını da düşünen üstadın aşk üzerine bakın ne gibi tavsiyeleri var :

1- Tedavi edilemez derecede romantik olun.

2- Birlikte kitap okuyun, el ele tutuşun ve birlikte düzenli yürüyüşlere çıkın.

3- Gülümsemeler bulaşıcıdır. Ona da bulaştırın.

4- Güvenilir bir sırdaş olun ve onu hiç kimseye şikayet etmeyin.

5- Onun en sevdiği çiçeği, rengi, müziği, şiiri bilin.

6- Ona beklemediği hoş sürprizler yapın.

7- Birbiriniz için özel ve gizli takma adlar bulun.

8- Aşk birlikte saçmalamaktır. Arada bir, birlikte sonuna kadar saçmalayın.

9- Kimin haklı olduğunu tartışmayın, neyin doğru olduğuna karar verin. Her tartışma sonunda barış anlaşmasını bir öpücükle imzalayın.

10- Sevdiğinizi yalnızca onun duyabileceği biçimde eleştirin. Övgünüzü ise bütün dünyaya duyurun.

11- Bedeninize iyi bakın. Daima sağlıklı ve dinç olmayı hem kendinize hem de ona borç bilin.

12- Bir kucaklaşmadan ilk ayrılan siz olmayın.

13- Eş seçmek kitap seçmeye benzer, iyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir. İçeriği sağlam olmadıkça sonunu getirmek zordur.

14- Aşk için evlenin. Hem eşinizin hem de kendinizin en iyi arkadaşı olun.

Sevgili olanlara, sevgilisi olanlara, sevgili olacaklara, sevgisiz ve sevgilisiz yaşayamanlara !…