- Kategori
- Psikoloji
Konu yok

İnsanın istenmediğini hissetmesi, dışlanması, yokmuş gibi davranılması ne kadar rencide edici bir şey! Ne istiyor insanlar, neyi paylaşamıyor anlamıyorum, hepimiz insanız, etten, kemikten yaratılmışız, hepimiz Adem ve Havva'nın çocuklarıyız oysa...
Aklımın ermediği, bir türlü kabul edemediği bir durumdayım yine, aslında sekiz aydır ortasındayım bu gerçeğin, ama erteliyorum, yok sayıyorum, belki de gördüklerimle beynimdekileri örtüştürmek istemiyor, insanlığa konduramıyorum! Çok detaylı mı düşünüyorum, daha iyi şeylere harcayacağım yerde enerjimi, boş yere meşgul ediyorum kendimi ve sevdiklerimi, hakkım yok buna; herkes hakettiği kadardır, ben böyle yapmakla daha önemli mi kılıyorum yoksa?
Tüm bu gereksiz düşünceler kemirse de beynimi, biliyorum ki hiç bir sonuca varamayacağım, çünkü tüm bu tuhaf insanlar değişmeyecek! Etrafımda yaşananlara kayıtsız kalamıyorum, hele ucundan köşesinden içinde ben yer alıyorsam, garip bir tedirginliğe boğuluyorum hemen. Umursamaz olmak ne çok isterdim oysaki, kimseye de alınmaz, kırılmaz, kızmazdım böylelikle; hatta kendimi de rahat bırakmış olurdum, insan kendine söz geçiremez mi ya, banane deyip içten içe 'acabalar' kaplar mı insanı, olmuyor işte.
Kimse anlamıyor beni!
Şirkette bölümüm değişti sonunda, ne zamandır bu günü bekliyordum/umuyordum. Ama, yine ufak bir pürüz bırakmıyor peşimi, sanki sürekli beni takip ediyor! Ve ben, bunda da vardır bir hayır diyorum, herşeyden ders almam gerektiğinin farkındayım; her gün daha iyi anlıyor, görüyor, hissediyor, olgunlaşıyorum, bazen göremesem de her olumsuzluk bir şey katıyor benliğime. Bir gün bende kayıtsız kalmayı, herşeyi umursamamayı, kendimi üzmemeyi öğreneceğim...
İnanıyorum...
"Yaşamak şakaya gelmez
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi mesela...
Yani, yaşamın dışında ve ötesinde hiçbir şey
Beklemeden,
Yani, bütün işin gücün yaşamak olacak!"
Saygılarımla.