Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '13

 
Kategori
Deneme
 

Konuşmakla anlaşabilirmiyiz ki...

Konuşmakla anlaşabilirmiyiz ki...
 

KONUŞMAKLA ANLAŞABİLİRMİYİZ Kİ?


İnsanoğlu hem çok güçlü hemde çok zayıftır aslında... Bir çok kişinin taktığı maskelerden sebep gerçek kişiliğini unutan öyle çok insanlar vardır ki... En çok da iş dünyasında çoktur sanırım. İçinin iyi olup da sert görünmek isteyenler ya da kötü ruha sahip olup da iyi iş adamı rölü oynayanlar ne çoktur kimbilir.

Bazen öyle zavallıdır ki insan, içinde biriktirmiştir bir çok şeyii... Şöyle karşımda biri olsa da içimi döksem rahatlasam diyordur mutlaka... Ama bir türlü o kişiyi bulamaz. Çünkü artık zamanımızda dert anlatacak, sizi anlayacak kişiler az kalmıştır. Kimi güvenmediği için yapamaz, kimi de acaba beni anlayabilir mi? kuşkusuyla paylaşamaz. Biriktirir içindekileri, dağ gibi olur da o dağa bakacak gücü kendinde bulamaz.

Toplumda samimiyetler azaldıkça, çıkarlar çoğaldıkça, insan içtenlğini sunacak kimseyi bulamıyor etrafında... Dört tarafı çevrili bir adacık yaratıyor kendine, limanı olmayan...

Birilerine bir düşüncenizi anlatmaya kalkıyorsunuz, kendi bakış açınızla var gücünüzle onun anlamasını umarak... Ama karşınızdaki sizin anlattığınız konuya söylediğiniz sözcüklere, bambaşka bir anlam yükleyip size sunabiliyor. Ve siz, ben nasıl oldu da bu şekilde anlaşıldım diyerek şaşırabiliyorsunuz. 

Bazen de anlattığınız konuya karşınızdakinin kapasitesi yetmiyor, size çok sığ bir yerden yanıt verebiliyor. Bu sefer yine zorlanan siz oluyorsunuz.

İnsanlar anlatmak istediklerini doğru bir şekilde ifade ederek aynı frekansda anlaşabilselerdi zaten, eminiz ki bu hayat çok daha rahat yaşanabilir duruma gelirdi. Düşünsenize, anlattığınız her şeyi kendiside yaşamış gibi anlayan ve sizi huzura kavuşturan terapi gibi gelen ortamları... 

Bir  çok tartışma ya da konuşmalarda görüyoruz ki, birisinin konuştuğunu diğeri yanlış yorumladığında ortamlar nasıl da geriliyor. Ya siz kendinizi ifade etmekte zorlanıyorsunuzdur ya da karşınızdaki bambaşka bir ruh haliyle dinliyordur sizi...

Sanırım beceremiyoruz aynı konuya aynı çerçeveden bakmayı... İçimizdeki duyguları karşımızdakine aktarmayı... Sadece bu yüzden kopuyor bir çok diyaloglar, kavgalar geçimsizlikler!

Sanki aynı dilden konuşmuyor, sanki aynı toplumda yaşamıyoruz. Bu gibi ortak noktalar yetmiyor insanlara... Aynı eğitimi almamış,ya da aynı duygu fırtınalarını paylaşmamışlardır.

Çünkü dünyada ne kadar çok insan varsa o kadar da ayrı bir bakış açısı ve değerlendirme, algılama yöntemi vardır. 

Konuşmanın kolay gibi görünüp de, aslında çok zor olduğunu düşünmek ve kabul etmek gerekiyor.

En çok kimlerle diyalog kuruyorsanız, en çok da onlarla sorun yaşayabilirsiniz. Oysa en çok konuştuğunuz kişilerdir. Demek ki aynı dili konuşmak yetmiyor...

Stersin bol olduğu bizim gibi ekonomisi düşük ülkelerde, huzurlu bir şekilde sohbet edebilmek de zor olabiliyor. Zira zaten için dolmuş her yerden sıkışmış biri, karşısındakinin ne dediğini de anlamayabilir. Kafası sürekli başka yerlerdedir çünkü...

Genelde halkımız arabesk anlayışına tabidir. Olmasın da ne yapsın, böylesine ruhu daralmış bir haldeyken... Kendi geleceğini düşünmekten, başkalarını anlayacak halimi kalıyor.

Çok dertleşmeye ihtiyaç duyup da dertleşemeyen, konuşamayan, anlaşılamayan sorunlu bir toplum üyeleri olduk çıktık.

Birbirlerine hitap edecek dostların bulunması acilen aranmakta sanırım. Çünkü bir şekilde herkesin her konuda rahatlaması gerekir. Daha anlayışlı ve huzurlu kişilikler ancak bu şekilde oluşabilir.

Bana göre şikayet etmekten çok, sadece samimi olarak birbirimizi dinlemeye meyilli olmalıyız. Ona buna "ben mutluyum" havası vereceğimize "herkesin sorunları var" olgunluğunu göstermeliyiz.

Kişisel egoistlikleri bağnazlıkta bırakıp, kendi içimizde çağdaşlığı yakalamalıyız!

Hiç bir şeyide  tek taraflı yapamazsınız. Sürekli dinleyen, anlamaya çalışan, hep karşındakinin stersini alan biri de olamazsınız. Bunu da anlayacak olgunluğa sahip olabilmeli karşınızdaki kişi...

Bakın Mevlana ne demiş;

"Bu söylediğim sözde, senin anlayacağın derecededir. Ben doğru anlayan kişilerin hasretiyle ölüyorum"

Aysen AYDIN

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 76
: 720
Kayıt tarihi
: 26.04.09
 
 

Kendi halinde, düşünmeyi/yazmayı seven  biriyim. En çok değer verdiğim konu ise herkesin bilinçli..