- Kategori
- Aşk - Evlilik
KÖREBE

körebe
Bazen düşünüyorum da yaşananların bir anlamı olmalı; her seferinde yanlız uyumamalıyım ve acı çekmemeliyim peşin sıra....
Uzun yılların bize kazandırdığı alışkanlıklar mıydı yaşanan ya da birbirimize hep yalan mı söylüyorduk?Kimbilir ...
Cevaplarını bilmediğim tüm sorular kafamda;belki de onlar, bilmek istemediğim yüreğimi kanatan cevaplar. Belki de ben; sende bir başkasını sevdim. Hayal ettim,görmek istedim ve sonuçta birbiri ardına geçen tüm gençlik yıllarımda hep acı çektim.Söylenmesi gerekenler hiç söylenmedi,yaşanması gerekenler hiç yaşanmadı.
Bir kısırdöngü içerisinde; hep aynı noktada uçuşan böcekler gibiyiz.Ortak noktalar yetersiz. Yaşamın kargaşasında sığınacak bir limanın olmadığını bilmek ne acı.
"Sevgi emek ister" derler ya, tek başına sevgi de yetmiyor. Sıcacık bir insan eli lazım,güven bir yürek lazım coşkun dalgalar gibi, hoşgörü lazım kuşlar gibi,anlayış lazım karanlıkları aydınlatan,paylaşımlar lazım gökyüzü gibi.
Oysa bizim ellerimiz hiç ısınmadı, kuşlarımız hiç uçmadı avuçlarımızdan. Geceye sakladık herşeyi ve göküyüzünü hiç dost bilmedik.
Seninle ben, çocukluktan kalma bir oyun oynadık.
"Körebe"
Şarkıları beklenti oldu,kavgaları hüzün, gözlerimiz bağlı, mutluluk nedir bilmedik.
Ebe olunca;oyunu öğretenlerin,kurallardan hiç bahsetmediğini de, çok geç farkettik. Ama, oyun başlamıştı. Biz de oyuna eklemeler yaptık. Ama hiç bilmedik kimin kazandığını.Sadece oyunu oynadık ve an'lardan mutlu olmaya çalıştık;zamanın değerini hepgözardı ettik. Oyunun adı körebe idi. Ebenin gözleri bağlı, yalancı bir gülümseme dudaklarında,avuçlarında yüreği..........
Bir gece yarısı ebe gözlerindeki renkli hayal eşarbını çıkarttı.Etrafında siyah kuşlar dans ediyordu.Oysa ebeyken onları hep rengarenk martılar zannediyordu;tüm arzuları gerçekleştiren. Yakalamaya çalıştığı mutluluklara baktı.Hepsi ellerini kanatmıştı. Derinlerde söylediği şarkılara kulak verdi hepsi hüzün kokuyordu ve gözlerine baktı. Hiç bu kadar ıslanmamıştı gözleri. Gözleri ağlıyordu, mutsuzdu ama ebe hiç farketmemişti. Gecenin ortasında ateş böcekleri,mutluluk tozları döküyorlardı geçtikleri sokaklara ve bir toz da ebenin avucuna düştü. İçinde garip bir sevinç oldu.Bu duygu onu şaşırttı, hiç hissetmemişti böyle birşeyi.
O sadece ebeyken, yakalamaya çalıştıklarının mutluluk olduğunu sanırken;sevinç avcuna kondu. Ebe avucunu sıkıca kapadı. Birden artık gözlerinin ağlamadığını farketti. Mutluluk bir anda sarmıştı bedenini. Eşarbı yerden almadı.Sokak lambasının altında eşarbı bırakıp, ardına hiç bakmadı. Eşarbın renkleri sadece ebenin gözündeyken parlıyormuş ki ışıltıları söndü.
Ebe koşarak uzaklaştı. Yüreği yerinden çıkacak gibi atıyor ve ilk defa gülüyordu, yaşananlara rağmen.
Geçmişte bir şekilde körebe oynayanlara ithafen.............