- Kategori
- Deneme
Korku Çocuğu Yendi
Çocuk! Uzatıp ellerimi çeksem seni kan kokusunun içinden. Gül bahçelerinin ortasında pembe panjurlu bir evi anlatsam sana. Panjuru olmasa da olur. Pembesi olmasa da olur. Kan kokmasın yeter! Minicik ellerinin kirinden, gözlerinin masumiyetine kadar süzdüğüm sensin. Titreyen sesini duyuyorum;
“ Nerede sıcak ekmek kokusu? Annemin kucağı nerede? Kan doluyor ciğerlerime. Bana dünyaları verecektiniz oysa ki! Böyle yazmıştınız şiirlerinizde. Gözyaşlarımla yıkanan yüzüme, ellerimin kiriyle dokunuyorum şimdi. Hemen yanı başımda patlayan bombanın sesini kardeşimin çığlığı bastırıyor. Kocaman ve acımasız eller geziyor üzerimde. Ben göremeden bir şekerin pembesini, gökyüzünde uçan kuştan “uçurtma” yaparken hayalimde; ölüm kokusu karışıyor kan kokusuna. Korku bütün bedenimi ele geçirmişken yalnızca ölmemek içindi direnişim. “Ölmeden geleceğim yarınlara” derken yumdum gözlerimi koyu karanlığa. Tam orada da korkacakken bir ışık sardı dört bir yanımı. Meğer nefes almak için ölmem gerekiyormuş. Ölünce anladım.”