Korona Sınavı

Dünyayı etkisi altına alan Korona virüs salgını sınır tanımadan zengin fakir demeden hızla yayılırken hepimiz şaşkınlık içinde izliyoruz. Uzmanların uyarıları doğrultusunda evlerimize kapandık. Büyük bir korku içinde kendimizi bu virüsten korumanın yollarını arıyoruz. Yakınlarımızı ve çevremizi uyarıyoruz. Başta sabun ve kolonya olmak üzere her türlü dezenfektanla, maske ile kendimizi koruma altına almanın çabası içindeyiz. Acil ihtiyaçlar dışında evden çıkmıyoruz. Birbirimizden uzak durmaya, haberleşmelerimizi telefon ve sosyal medya araçları ile yapmaya çalışıyoruz. 

Dünya'daki ve ülkemizdeki gelişmeleri üzüntü içinde takip ediyoruz. Kendimizi her zaman izlediğimiz komplo teorisi olarak bahsedilen bir biyolojik savaşın içinde gibi hissediyoruz. Her ne kadar resmi açıklamalar yapılsa bile herşeye şüphe ile yaklaşır hale geldik. Günümüzdeki güven bunalımı içinde doğrunun ne olduğunu arar duruma geldik. Yüzümüzde maske elimizde kolonya acı ile gülerek yöneticilerimizin bizi tatmin etmekten uzak açıklamalarını dinliyoruz. Yetkililerin dediği gibi elimizdeki güçlü kozu kullanmaktan başka şansımız olmadığını öğreniyoruz. Hastalığa yakalanmamak için mücadele etmeye çalışıyoruz. 

Başta Çin olmak üzere birçok ülkede Korona Virüsü sorunu çözülme yolunda iken ülkemizinde içinde olduğu ülkelerde salgının artış sürecinde olması herkesi üzüyor. Korona Virüsü Salgını devletleri zayıf duruma düşüren, globalleşme modası içinde herşeyin özel sektör anlayışı ile çözüleceğini düşünenler için büyük bir sınav olmuştur. Bu politika ile geleceğini şekillendirmeye çalışan gelişmiş batı ülkelerinde bile Korona Virüsü sağlık sistemi ve sosyal politikalardaki çöküşün altında kalmıştır. Korona virüsü nedeniyle Çin'de büyük yıkım bekleyenler gerçek yıkımın batı ülkelerinde yaşandığını görmeye başlamışlardır.  

Korona Virüs salgınından tüm dünyanın ve bizim ders almamız gereklidir. Artık devlete ait sağlık kuruluşlarının daha güçlü ve donanımlı ve hazırlıklı olması gerekli olduğunu anlamalıyız. Bu konu hafife alınmamalı halk sağlığı kar hedefli bir politikadan uzak tutulmamalıdır. Stratejik alanlarda ithalata dayalı bir politikadan çözüm beklemek doğru değildir. Yerli kaynaklar yerine ithalata bağlı olmak geleceğimizi ipotek altına sokmak demektir.

21 yüzyılda güçlü bir ülke olmak için sağlıklı halkın her sektörde sağlıklı bir gelişmenin anahtarı ve güvencesi olduğu unutulmamalıdır. Günümüzde birçok ülkenin Korona virüsü karşısında sistemlerini gözden geçirmeye başladıkları, nerede yanlış yaptıklarını sorgulamaya başladıkları gözardı edilmemelidir.