- Kategori
- Anılar
Korumak sevmenin bir şekli midir ?
Bütün ilişkilerde erkek kadını korur gibi genel bir inanış var ama ben bunun aksini düşünüyorum uzun süredir.
Sevdiğini koruma güdüsüne sahip olan cins sadece kadındır. Dişi enerjidir , annelik duyfusundan gelir ve bunun için kadının herhangi bir çaba sarfetmesine gerek kalmaz. Kendiliğinden varolan bir duygudur bu kadında.
İlişkilerde de kadın erkeğini koruyabilir , çünkü kadındır hayatı ve olayları etkileyen. Yaşam enerjisi dişidir ve erkeğin savaşçı gücü ile kıyaslanmaz. Yaşam enerjisini eline alan kadın erkeği korur ve kollar ama bu zorunluluktan değil , içten gelen birşeydir ve kadın sadece istediği durumda erkeğini korur. Bunun içinde sadece sevmesi ve kendisinden bir parça olduğunu hissetmesi yeterli gelir çoğu zaman.
Erkek ise zaman zaman gözü karardığında , istediğini alamadığında onu bırakın sırf stresli oldupunda bile kadına zarar vermek için , onu incitmek yaralamak için gerekli olan herşeyi yapabilir. O anda o dürtü ile , kıskançlık , kin , nefret , öfke hangi duygu ile etiketlerseniz etiketleyin kadını o anda üzmek ve kendisini de rahatlatmak için elinden geleni yapar.
Dolayısı ile o çok seven , sana aşığım diyen erkek hiçbir zaman kadını korumaz , yüceltmez . Bu yüzden değil midir ki kadın cinayetleri işleniyor ülkede. Neden öldürdün sorusuna klasik bir cevapları vardır " çok seviyordum " , sevdiğini öldürmek bir tek bizim kültürde var. Çoğu zaman insan silahla öldürür ama bir de sözlerle de cinayet işlenir , hatta öyle güzel işlenir ki kadın bir daha kendine gelemez. Toparlanamaz. Çoğu zaman kendini bir apartmanın çatı katından atılmış ve bütün kemikleri kırılmış hisseder. O kemiklerin tekrar kaynaması mümkündür ama hiç böyle birşey olmamış gibi ayağa kalkıp yürümesi mümkün müdür orası muamma . Hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktır.
Erkek bu gibi durumlarda kadına höt höt yaparak , kızarak , aşağılayarak gerektiğinde itham bile ederek kadını egemenliği altına almak ister ama erkek egosundan dolayı bir gerçeğin farkına varramaz veya çok geç farkeder. Kadını yönetmeye , şekillendirmeye , istediği gibi davranmasını sağlamaya çalışsa da başarılı olamaz. Çünkü kadın artık orada değildir. Bedenen orda olsa bile ruhu gitmiştir kadının.
Böyle durumda kadın içten içe yaşananların hatırına , sırtında hayal kırıklıkları ile , kemiklerinin kaynamasını beklemeden sürüklenerek bile olsa olay yerinden uzaklaşmak ister ....